İsmail GÜNEŞ

Tarih: 19.10.2016 08:40

BELEDİYELERE ÇAĞRI

Facebook Twitter Linked-in

Belediyeler açısından en önemli aylardan bir tanesi Kasım ayıdır. Kasım ayında Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyelerimizin bütçeleri görüşülerek kabul edilecek. Bu anlamda komisyonlar ve Belediye bürokrasisi yoğun bir çalışma içerisinde. Seçim dönemlerinde vaat edilen işlerin ne kadarının yapılıp yapılmadığını biz vatandaşlara gösteren en önemli göstergelerden bir tanesi bu vaatlerin ve halkın taleplerinin bütçeye yansıyıp yansımadığı konusudur. Her dönem kamuoyu önünde vaat edilen birlikte çalışma, katılımcılık gibi güzel söylemler seçimlerden sonra yerini çoğu kez “ben bilirim” anlayışına terk eder. Diğer yandan vatandaşında katılımcılığa sorulduğunda sıcak bakmasına karşın iş uygulamaya geldiğinde pek de istekli olmadığını gözleriz. Bazen yasalar engel olur, bazen ise niyetler. Diğer yandan en önemli katılımcılık aracı olması gereken Sivil Toplum Örgüt’leri(STÖ)’çoğu kez ya sürecin dışındadır ya da gerçekte STÖ fonksiyonundan uzak tavır sergilerler.
Belediye Meclisleri halkın karar mekanizmasına katılımlarındaki en önemli araçtır. Temsilciler aracılığı ile bu görevler yerine getirilmektedir. Ancak siyasetin kendine has gerçekleri nedeniyle Belediye Meclislerinin oluşumu çoğu kez katılımcılıktan uzak yöntemlerle belirlenmektedir. Belediye meclisleri teorik çerçevede ortaya konan katılımcılık ve demokratiklik ilkesini yaşatan ve geliştiren mekanizmalar olmanın çok uzağındadır. Sıradan vatandaşın ve örgütlenmiş toplulukların kendi sorunları ve yaşamsal kaygılarını ve isteklerini gündeme taşıyabildiği ve karar sürecine etki edebildiği katılımcı bir yapı yoktur. Birlikte yönetmek esasına dayanan katılımcı demokrasi uygulamaları olabilmesi için belediye kaynaklarının nasıl, nereye ve ne kadar harcanacağı gibi bütçeye ilişkin sürecin katılımcılık esasına göre yürütülmesi gerekir.
Belediyelerin öncelikli olarak personel, sosyal güvenlik ve yatırım harcamaları dışında kalan bütçelerinin belirlenmesinde halkın katılımını sağlayacak yöntemler geliştirilmek zorundadır. Günümüzde belediye bütçelerini ilgili daireler ve bürokrasi genel hatlarıyla ortaya koymaktadır. Nihai karar sürecinde ise bütçe komisyonları ve belediye meclisi devreye girmektedir. Bütçe konusundaki çağdaş yönelimler pasif yurttaş yerine aktif yurttaşı koyan, kentin halk ile ortaklaşa yönetimini esas alan anlayışlara dayanır. Katılımcı bir bütçenin sosyal açıdan en yüksek faydayı sağlayacak şekilde kaynakların dağılımının gerçekleşmesine olanak vermesi, vatandaşın sürece etkin katılabilmesi, bu amaçla mahalleden başlayarak katılımın ve söz hakkının verilmesi, demokratik esaslara dayanan temsil hakkının verilmesi gerekir. Bunu bu saatte yapmak mümkün görülmese de gelecek dönemler için düşünülmesi ve uygulanması gereken bir konudur. Büyükşehir ve İlçe Belediye Bütçelerimiz Belediye meclisinde kabul edilmeden önce tüm kamuoyuna açık, STK, Kamu Kuruluşları, akademisyenler, seçilmişler bir araya gelerek Adanalıların bilgilendirilmesi gerekir. Buyurun bütçelerinizi ortaya koyun, bilgilenelim, tartışalım, konuşalım. Ancak bunu iş işten geçmeden yapalım. Bütçe teknik olarak karışık bir işlem olabilir ancak bütçenin yanıt aradığı sorular çok basittir. Kaynakların kim için, nasıl ve ne kadar kullanılacağına karar verme mekanizmasıdır. Bunun en iyi kararını ise yine o kentte yaşayanlar verebilir. Bu aşamada belki buna karar veremiyoruz ama en azından parmaklar kalkmadan ve kabul edilmeden Adanalıların kent bütçeleri hakkında bilgilenme hakkı vardır. Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilçe belediyelerine çağrıda bulunuyorum. 2017 bütçelerinizi kamuoyu ile paylaşarak lütfen konunun tartışılmasını ve bilgilendirilmemizi sağlayınız. Şeffaf ve katılımcı yönetim anlayışı bunu zorunlu kılmaktadır.



Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —