Sabah anneme uğrayıp elini öptüm ve "anne izin verirsen ben de konuşacağım" dedim.

Şöyle bir yüzüme baktı.

Bir süre sessiz kaldı.

Terliğine uzanır gibi oldu.

Hemen fırlatma mesafesinin dışına çekildim.

Sonra konuştu "iyi bok yersin"

"Ama anne sen bana konuş der dururdun n'oldu şimdi?"

''Salak oğlum sen liseye başlayana kadar dilini yutmuş gibi konuşmadın onun için konuş konuş derdim"

''Şimdi sırası mı konuşmanın, başına iş mi açacaksın?

''Asıl şimdi konuşmalı anne" dedim.

"Çıkıp saçma sapan konuşuyorlar.

Ona buna çatıyorlar.

Köpekleri katletmeyle ilgili yasa çıkarmayı bile düşünüyorlar.

Ekonomi yerlerde sürünüyor.

Patlıcanın kilosu 30 lira olmuş.

Bir zamanlar dalından, çatlayıncaya kadar yediğimiz eriğin kilosu da 100 lira

Daha ne kadar susmalıyız?

Zorla ikna ettim.

Masamı hazırladım.

Karşıya kamerayı koydum.

Masa zengin görünsün diye kitaplar, defterler, kalemler koydum.

Arada atıştırırım diye fındık, fıstık koydum.

Bir çuval kabak çekirdeği de koydum.

Arada çinterim diye.

Anneme zeytinyağlı yaprak sarması ve içli köfte yaptırdım.

Onları da bir kenara koydum.

Masanın yanına bir damacana su koydum.

Çünkü hakkında konuşacağım öylesine derin mevzular vardı ki...

Ve konuşmasam patlayabilirim.

Biliyorum biraz uzun sürecektir ama konuşmaya hazırım.

Bir youtube kanalı açtım kendime.

Elimi yüzümü yıkadım biraz sonra konuşmaya başlıyorum.

Aydın Sihay

YouTube genelime abone olmayı unutmayın sakın.

Ne güzel çimersiniz.

Fotoğraf Selda'nın