"BEN ZENGİNİM SEN YOKSUL, SEN MUTLUSUN BEN MUTSUZ"!

Bir gün iş çıkışında koluma girerek, "Bugün seninle şöyle bir kafa çekelim. Sohbet eder, sonra seni eve bırakırım. Canım sıkkın. Yalnız dolaşmak istemem" dedi.

Başlık bana ait değil, "Kardeşim" dediğim, birlikte uzun yıllar aynı kurumda görev yaptığım güzel yürekli insan Mustafa Saygı'ya ait. Mustafa Saygı iyi bir insandı. Sözünü esirgemezdi. Hayatı dolu dolu yaşayan bir ruha sahipti. Gezmeyi, yeni arkadaş edinmeyi çok severdi.

***

Bir gün iş çıkışında koluma girerek, "Bugün seninle şöyle bir kafa çekelim. Sohbet eder, sonra seni eve bırakırım. Canım sıkkın. Yalnız dolaşmak istemem" dedi. O dönem çalıştığımız kurum Atatürk Caddesi'nde bir vakıf merkezine ait binanın ikinci katındaydı.

***

İtiraf etmeliyim ki gazeteciliğin de en parlak dönemiydi. Sularda bir eğlence merkezine gittik. Oturur oturmaz gür sesli biri masaya geldi. Önünü ilikleyerek, "Mustafa Bey, hoş geldiniz, bir kaç gündür uğramadınız merak ettik. Ne emir edersiniz" dedi. Bu kişinin şef garson değil, eglence merkezinin sahibi olduğunu sonradan öğrendim. Mustafa bana dönerek, " Düzgün Hoca, ne içersin" diye sordu. "Su" dedim. Önce güldü, sonra surati değişti. "Bırak sofuluğu? Aslan sütüne ne dersin. Su içmeye gelmedik, yemek yer biraz da kafayı çekmek için geldik" dedi. Masaya rakı geldi. 

***

Pek alışık olmadığım için eşlik etmek zorunda kaldım. Ancak Mustafa isteksiz olduğumu anlayınca fazla tepki vermedi. Hem yiyip içiyor hem de sohbet ediyoruz. Kadehi kaldırdı " Sen de kaldır bu akşam seninle içmek istedim. Sana güveniyorum. Bir sırrımı açıklamak istiyorum. Ama sarhoş falan değilim. İçimden geliyor" diye mırıldandı. 

***

Yıllardı birlikte çalışıyordum huyunu suyunu bilmez değildim. Yine bir aşk hikayesinden bahseder sandım. Ama yanıldım. Kadehini masaya bıraktı, sigara yaktı. Bana da paketi uzattı. "İçmediğim halde nedir bu keyif" diye takıldım. Elini çenesine doğru götürdü, gözlerimin içine bakarak şöyle konuştu:

***

"Bak birlikte çalışıyoruz. Staj dönemimizde beri yol arkadaşlığı yapıyoruz. Bu kurumda senden başka kimseyle anlaşamıyorum. Sen uyumlu davranıyorsun. Ben de senin gibi haksız ve hukuksuzluğa gelemiyorum. Sen tepkini dışa vurmuyorsun. Ben ise vuruyorum. Bundan dolayı sevenim olmuyor." dedi.

***

Sözünü kesmek istemedim, " İçini döksün rahat etsin" diye! Fakat konuşmaya devam etti. Saatte ilerlemişti. Huzursuz oldum. Çünkü gece yaşamı olmayan insandım. Anladı. "Biraz daha konuşalım" derken Başlıktaki şu tümceyi yeniledi: "Ben zenginim sen yoksul, sen mutlusun ben mutsuz"!

***

Sustu, gözleri nemlendi. Bir şey diyemedim. Ailesinin hali vakti yerindeydi istediğini alır giyerdi. Seyahati çok severdi. Sosyal bir yaşamı vardı. Ben onun sosyal yaşamına gıpta ederken o, benim ne kadar mutlu olduğumu söylüyordu. Oysa sade bir yaşamım vardı hepsi o kadar. Bir lokmayı çocuklarımla paylaşarak yerdim. Mustafa Adanalıydı. Fakat "Ben Kozan'lıyım " derdi hep. Geniş bir çevresi vardı. Tanımayanı da yoktu. Kozan halkı Mustafa ile gurur duyuyordu. 

Kozan'a gitmiş ailesi ile tanışmış biriydim. Anne Baba abla ve kardeşinin ne kadar Mustafa'yı sevdiğini gördüm. Onun adına gurur duydum. 

***

Böyle bir ailede yetişen kültürlü donanımlı bir insanın mutsuz olmasına bir anlam veremiyordum. Zengin olması mutluluğuna gölge düşünüyordu sanki. Oysa binlerce kişi Mustafa'nın yerinde olmak isterdi. 

***

Kadim dost, son yıllarda ciddi sağlık sorunları yaşadı. 2019 yılı 6 Ocak günüydü ölüm haberiyle sarsıldık. Kozan Asrı Mezarlık’ta toprağa verdik. Sanırım bir yıl sonraydı, mezarını ziyaret edip, dua okudum. "Kalk bana çok mutlu olduğunu söyle. O zaman sana kıyamadığım için sormamıştım nedenini acelen neydi kardeşim" diye seslendim. Ama sessizce derin uyuyordu. Daha fazla konuşamadım. Çünkü sözler ağzımdan düğümlendi. 

***

Önceki gün de çok kıymetli bir kardeşimizi dost ve başarılı bir gazeteci olan Meral Kara Delen'i ebediyete uğurladık. İyi insanlar nedense şöyle ve böyle sebeplerle erken gidiyor tıpkı Mustafa Saygı gibi.

Her iki kıymetli insana, kadim dosta Allah'tan rahmet diliyorum. Rahat uyusunlar. Çok güzel bir isim bıraktılar. Anılarıyla yüreklerde yaşamayı çoktan hak ettiler. Toprak tenlerini incitmesin.

 

 


Düzgün COŞKUN

18.02.2025 23:55:00

YAZARLAR


Doç.Dr. Ergül HALİSÇELİK Yazdı/ Türkiye'nin Sosyo-Ekonomik haritası yeniden çiziliyor: İl SEGE 2025'te Bursa eşiğini koruyor, Adana yükselişte

ANADOLU SİGORTA, ANADOLU BULUŞMALARI ADANA’DA

ORGAN BAĞIŞINDA AVRUPA’NIN GERİSİNDEYİZ

YUMURTALIK’TA ULUSLARARASI ÇUKUROVA TARIM VE TURİZM KONGRESİ

PROJE HAZIRLADILAR ROMANYA’YA GİTTİLER

AKRAN ZORBALIĞI SESSİZ BİR TEHDİTTİR

HAREKETSİZLİK ARTRİTİ KÖRÜKLÜYOR!

ADANA ANADOLU LİSESİ 50 YAŞINDA

OTOBÜS ŞOFÖRÜ İBRAHİM CİNCİK’TEN ÖRNEK DAVRANIŞ

“ADANA SU ÜRÜNLERİNDE ÖRNEK MERKEZ OLACAK”

2.5 KİLO PAMUK İLE 1 LİTRE MAZOT ALINIYOR

“GAZETECİLİĞE GÖZALTI UYGULAMASINDAN VAZGEÇİN”

APAYDIN’A BURHAN FELEK ÖDÜLÜ

MMO’DAN İŞ CİNAYETLERİ AÇIKLAMASI

ADANA’DA BİNALARDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE ISI YALITIMI SEMİNERİ

ADANA İHRACATI EKİM AYINDA YÜZDE 13. AZALDI

TRAKTÖR VE EKİPMANLARI ADANA TARIM FUARI’NDA