BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİNE

Milletvekili, Bolu’da bir konuşma yapacaktı. Geçti mikrofonun başına, boğazını temizledi, bir gerdan kırdı ve vıcık vıcık bir riyakarlıkla, başları konuşmaya, “Selam size Bolu Beyin’in torunları.”Topluluktan bir uğultu yükseldi, sonra başladılar cevap vermeye. “Hop, ne diyorsun? Biz Bolu Beyi’nin değil, Köroğlu’nun torunlarıyız.” Ne bilsin ki cahil?

Milletvekili, Bolu’da bir konuşma yapacaktı. Geçti mikrofonun başına, boğazını temizledi, bir gerdan kırdı ve vıcık vıcık bir riyakarlıkla, başları konuşmaya, “Selam size Bolu Beyin’in torunları.”Topluluktan bir uğultu yükseldi, sonra başladılar cevap vermeye. “Hop, ne diyorsun? Biz Bolu Beyi’nin değil, Köroğlu’nun torunlarıyız.” Ne bilsin ki cahil?

Bolu’nun zalim bir Beyi vardır. At meraklısıdır.At ustası seyisi Yusuf’u, güzel ve cins ‘at bulmak üzere görevlendirir. Yusuf günlerce gezdikten sonra, obanın birinde istediği gibi bir tay bulur. Bu tayı doğuran kısrağın babası, Fırat’ı aşan bir aygırdır. Irmak ve göllerin dibinde yaşayan aygırlardan olan taylar çok makbuldür, iyi cins at olur.

Yusuf, tayı Yusuf tayı alır, Bolu Beyi’ne götürür.Tay cılız ve gösterişsizdir ama ileride bir küheylan olacaktır. Bey, cılız tayı görünce çok öfkelenir, kendisiyle alay edildiğini sanır Yusuf’un gözlerine mil çektirir ve onu kovar. Tayı alan kör Yusuf, köyüne döner. Olanları oğluna anlatır. Bolu Beyi’nden öç alacağını söyler.

Baba Oğul, yıllarca eğitir. Tay artık mükemmel bir küheylan olmuştur. Rüzgar gibi koşmakta, ceylan gibi sıçramakta, türlü savaş oyunu bilmektedir. Bu arada Kör Yusuf’un oğlu Ruşen Ali de büyümüş, güçlü kuvvetli bir delikanlı olmuştur .O da her türlü şövalyelik oyunlarım öğrenmiş bir babayiğittir.

Bir gece Yusuf, rüyasında Hızır’ı görür. Hızır’ın önerisiyle, baba oğul yola çıkarlar. Aras Irmağında Bingöl dağlarından gelecek üç sihirli köpüğü beklerler. Bu üç sihirli köpükle Yusuf’ un hem gözleri açılacak, hem deyeniden kuvvet ve gençliğine kavuşacaktır.

Ruşen Ali, köpükler gelince, babasından önce kendisi içer. Yusuf, durumu öğrenince bir yandan üzülür, bir yandan da sevinir. Kendi yerine oğlu, öcünü alacak bir bahadır olacaktır. Bu sihirli köpüklerden biri körün oğluna sonsuz yaşama gücü, biri yiğitlik, diğeri de şairlik bağışlamıştır. Bir süre sonra Yusuf, oğluna öç almasını vasiyet ederek ölür.

Körün oğlu Ruşen Ali dağa çıkar .Gelen geçeni soyar. Ünü yayılmaya başlar. Kendisi gibi kanun kaçaklarını yanında toplanmaya başlarlar. Artık adı Köroğlu olmuştur. Çamlıbel’de, bir kale yaptırır. Küçük bir ordu kurar. Çamlıbel’de geçen kervanlardan bac (Osmanlı’da gümrük vergisi) alır, vermeyenleri soyar. Üzerine gönderilen orduları bozguna uğratır.

Bir gün, güzelliğini duyduğu Üsküdar Kasapbaşı’sının oğlu Ayvaz’ı kaçırır, Çamlıbel’e getirir, evlat edinir. Aradan yıllar geçer, Bolu’yu basar, yakar, yıkar. Bolu Beyi’nden babasının öcünü alır. Bolu Beyi de Köroğlu’na karşı düzenler kurar. Bir defasında Köroğlu’nu, başka bir seferde de Ayvaz’ı yakalatır. Zindana atar. Ama, Köroğlu ve adamları her zamankurtulurlar.

Yıllar geçer, tüfek icat olur, eski bahadırlık geleneği bozulur. Ve bir gün Köroğlu, beylerine dağılmalarını söyleyerek, kaybolur. Daha önceden Kır-At da sır olmuştur. O Kır-At ki, nice yıllar Köroğlu’na hizmet etmiştir.

İşte bunları bilmeyen milletvekili, cehaletinden, konuşmasına biraz yağ çekmek, biraz da içgüdüsel bir saikle başlayınca, Bolu halkından dersini aldı ama ne demek istediklerini anladı mı acaba? Dün akşam bir video seyrettim. Eski şoför, emekli milletvekili Yeliz, bir türlü bitiremediği cümlesiyle, bütün fiyat artışlarını sebebinin CeHaPe zihniyeti olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

EMR-İ HAK VAKİ OLUNCA HEPİMİZ GİTMEMİZ GEREKEN YERE GİDECEĞİZ DE,