İfral TURGUT

Tarih: 02.04.2024 10:46

BİR ATATÜRK HAYRANI: DANİEL DUMOULİN

Facebook Twitter Linked-in

 

Bugün bir düşünürü tanıtmak ve bir yazısını kısaltarak paylaşmak istiyorum: Adı Daniel Dumoulin. Türk Kültürünü ve Tarihini Yaşatma Derneği Başkanı. Gerçek bir Atatürkçü. "Atatürkçü Düşünce" ve ''Çanakkale'' konularında kitapları ve Atatürk fotoğrafları koleksiyonu var. Koleksiyonu CD'lere kaydetmiş; isteyenlere dağıtıyor. Aynı zamanda, yetim Türk çocuklarının eğitimlerine de katkılarda bulunuyor. ''Türkiye bir idealdir ve Avrupa'nın geleceğidir,'' diyor. Her yılbaşında kendince kartlar üretip sevdiklerine gönderiyor. Bir yılbaşında dostlarına kendi çektiği bir Türk Bayrağı fotoğrafı göndermiş ve üzerine de, "Bu bayrak bizimdir,'' demiş. “Türkiye, Atatürk’ü Allah’a geri kalan her şeyi Atatürk’e borçlusun,” diyen adam.

İşte yazısı:

29 Ekim 1933. Genç Türk Cumhuriyeti onuncu yıl dönümünü kutluyor. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Nutuk’unu şu tarihi sözlerle bitiriyor: “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !” 

O dönem her Türk gururlu ve Türk Ulusuna ait olmaktan mutlu idi. Türkiye artık batılı güçler tarafından I. Dünya Savaşı öncesi ufalanmak istenen, Avrupa’nın “Hasta adamı” değildi. Türk Ulusu üstesinden gelinemeyecek denilen zorlukları aşmıştı. I. Dünya Savaşında, dönemin güçlü ordularına zor anlar yaşatmış ama Sevr Anlaşmasından sonra topraklarını kurtarabilmek için müthiş bir bağımsızlık savaşı yapmak zorunda kalmıştı.

Savaş sonunda, Türk Ulusu azimle memleketini modernleştirmeye ve tekrar inşa etmeye koyulmuştu. 1933’ün sonunda, Türk Ulusu bir mucize gerçekleştirdi, Genç Türkiye modern bir millet ve dünyanın gıpta ile baktığı bir halk devleti oldu. Bu istisnai başarının fikir sahibi ve sanatkarı Atatürk, kaderini çizdiği milleti tebrik ediyordu. Kendisini tamamıyla Türkiye’ye vermişti ve bugün Türkiye O’na her şeyi borçlu.

İnsanlık tarihi boyunca hiçbir deha, hiç bir Sezar, halkı, reformları ve daha da önemli şeyleri onun gibi anlatamamıştı. Hepsini ele almış ve başarmıştı. Ama en önemlisi halkına kaybedilmiş olan güveni tekrar sağlamıştı. Türk Ulusunun tüm insanlığın karşısında saygın bir millet olduğunu ispatlamıştı. Türk Ulusuna milli ruhu aşılayabilmek, bu duyguyu canlandırmak, Atatürk’ün Türkiye için yaptığı en önemli şeydi.

Vefatından sonra, hiçbir dogma ve tarihte saplanıp kalan hiç bir prensip bırakmamıştı. Ama yetim Türk Ulusuna ve çok sevdiği Türk gençliğine bir ideal bırakmıştı, kendisinin olanı, en güzel olan, VATANI

Türk milleti, kurucusunun bıraktığı idealle nesiller birbirini takip etti, saygın ve güçlü bir millet oldu. Bugün herkesin bir rolü olan ve her gün inşa edilen esere bir taş koyması gereken bir toplumda yaşıyoruz. Bu eserin adı TÜRKİYE CUMHURİYETİDİR.

Bu görevi ancak sorumlu vatandaş gibi davranarak yerine getirebiliriz. Atalarımızın büyüklüğüne layık olduğumuzu ancak bir soru bize cevaplayabilir: “Bugün Türkiye’nin büyüklüğü ve memleketimin zaferi için ne yaptım?” Bu soruya olumlu bir cevap verebiliyorsak, o zaman Türk olma gururuna hak kazanmış oluruz ve Atatürk düşüncesinin layık takipçileri olduğumuzu sayabiliriz.

BU SÖZLERİ BİZ SÖYLESEK, “HAMASET” DİYECEKLER.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —