BİR “UMACI” BEKLEYEREK Mİ?

Türkiye, dünyanın en sağlık altyapısına sahip ülke mi? Bunda anlatılmak istenen Kent Hastaneleri mi? Çok yataklı hastaneleri açtınız, insanları kentlerin bir köşesinden diğer köşesine gitmelerini zorunlu kıldınız,

Bir amaç belirlemişseniz, bu amaca ulaşmak için bir şeyler ortaya koymanız gerekir değil mi? En azından basamakları çıkmak için emek harcarsınız! Öyle yerinizde bekleyerek, yalnız dileklerde bulunarak ya da kürsüden konuşarak “amaca uluşmayı” bırakın, “umacı” arar durursunuz! Biri çıkıp gelecek de, içinizden geçenleri bilecek de “amacınıza” ulaşmanızı sağlayacak! Yok öyle bir şey!

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu “Türkiye, dünyanın en gelişmiş sağlık altyapısına sahip ülkelerinden biri” diyor, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “zamanında attığımız doğru adımlarla finansal piyasalarda görünüm iyileşiyor” diyor, “iktidarın” tüm sözcüleri “emekliyi, asgari ücretliyi, dargelirliyi enflasyon altında ezdirmedik” diyor! Diyanet İşleri Başkanlığı da son Cuma hutbesinde “gelecek kuşağın güven altına alınması, temiz/ sağlıklı bir toplumun oluşabilmesi için” gençlerin “aile” kurmasını salık veriyor!

***

Türkiye, dünyanın en sağlık altyapısına sahip ülke mi? Bunda anlatılmak istenen Kent Hastaneleri mi? Çok yataklı hastaneleri açtınız, insanları kentlerin bir köşesinden diğer köşesine gitmelerini zorunlu kıldınız, içini son model teknolojiyle donattınız da; sağlık çalışanlarını yüz üstü bırakıp “giderlerse gitsinler” hırsıyla yurtdışına gitmelerine neden oldunuz, artan hasta sayısına yanıt veremeyen bir yapıya büründürdünüz, yaşamsal önem taşıyan durumlarda aylar sonrasına gün verdiniz!

Sözüm ona altyapısını sağladınız, yapıyı yürütecek personel konusunu rafa kaldırdınız! Amaç, “hastaların iyileştirilmesi, toplumun sağlıklı bireylerden oluşması” değil miydi? İnsanlar ekonomik güçleri varsa, Kent Hastaneleri’nde zaman yitirmektense özel hastanelere gitmeyi yeğliyor! Bunun da yurttaşa kurulan bir tuzak olduğu biliniyor! Bakın, özel hastaneler kimin? Hastalardan, en hafif bir rahatsızlık için bile onbinlerce lira bedel aldıklarını bilmeyen yok! Yurttaş “en sağlıklı altyapı” değil, “en ulaşılabilir, en yararlanılabilir” sağlık sistemi istiyor!

***

Bende bir alışkanlık oldu; “ekonomi” konusu her yazının içine giriyor! Sanat yazsam, bir anı ya da deneme yazmayı denesem mutlaka içinde “ekonomi” kendini gösteriyor! Sokağa çıktığımızda, markete uğradığımızda, pazar alışverişi yaptığımızda karşımızda çünkü! Kazanç belli, bir ay önceki giderleriniz belli, yılbaşından bu yana artmayan aylığa karşın yükselen fiyatlar belli… Öyle olunca da “ekonomi” gününüzde, gecenizde, düşünüzde yer alıyor doğal olarak…

Bakan Şimşek, zamanında atılan “doğru adımlardan” söz ediyor! “Sıkı para politikası” mı o? Yoksa, nüfusun büyük çoğunluğunun temel gereksinmelerini karşılayamaması mı? Ücretli çalışan hiç kimse atılan “doğru adımların” yansımalarını görmedi! Her şey “acımazca” artarken, yıllardır “fahiş fiyat” dedikleri zamlara çözüm üretemedi! Onun için de sokaklar “açız, doymuyoruz, yaşayamıyoruz, sosyalleşemiyoruz” diyenlerle dolup taşıyor! Vergileri, cezaları o denli artırırken, kamuda şatafata/ gösterişe bir türlü engel olamadınız! Var mı yanlışım?

***

Bugün aldıklarını yarın aynı fiyattan alamayan dargelirlilerin enflasyona ezdirilmediğini söyleyen, gençlerin/ gelecek kuşağın güvende olması için “yuva kurmasını” yineleyen var! Peki, enflasyon altında ezilmek ne demek, yaş ilerlemesine karşın “yuva kuramamak” ne demek bilen var mı, neden bunlar yaşanıyor çözüm üretmek isteyen var mı? 

İnsanların geçimlerini iyileştirmek için uğraş vermek yerine kendi şatafatınızı/ geleceğinizi düşünün, verdiğiniz hiçbir sözü yerine getirmek için çaba harcamayın, yaşamı her geçen dün daha da yaşanılmaz duruma sürükletin, yurttaşın temel gereksinmelere ulaşmasını daha da zorlaştırın/ evsizleştirin… Sonra da “Evlenin, yuva kurun” demek olmaz! İnsanlar doymadıkça, gençlerin önünü açılmadıkça, ekonomik güvence sunulmadıkça, barınma sorunu çözülmedikçe, iş bulma umudu verilmedikçe nasıl olacak bu istenenler? Bir “umacı” bekleyerek mi; yapmayın! 

* "Umacı" sözcüğü geleneksel olarak korkutucu varlıklar için kullanılsa da, metaforik anlamda boş hayal, gerçek dışı beklenti, aldatıcı umut gibi kavramlarla ilişkilendirilebilir.


Oktay EROL

19.05.2025 12:21:00

YAZARLAR


ÇUKUROVA GİAD’DA ALPEREN PIŞKIN DÖNEMI

YÜREĞİR KENT KONSEYİNDE NEFES TEKNİKLERİ EĞİTİMİ

19 MAYIS MİLLET İRADESİNİN TARİHE YÖN VERDİĞİ TARİHTİR

OTOYOL BAĞLANTISI KÖPRÜLÜ KAVŞAĞI’NIN TEMELİ ATILDI

“ADANA’DA MÜZİK FESTİVALİ YAPILSIN”

“ANIZI DÖNÜŞTÜR, TOPRAĞI YAŞAT” FİKİR MARATONU ADANA’DA BAŞLIYOR

“ÜRETİCİLERİMİZİN BEKLENTİLERİ KARŞILIK BULACAKTIR”

ADANA’DAKİ KHK’LILAR GÖREVE İADE İSTEDİ

AZERİLER ADANA’DA KEBAP ATÖLYESİNDE

FAKİR BAYKURT ÖYKÜ ÖDÜLÜ ZAFER DORUK’UN

ŞEREF BELGESİNİ ERDOĞAN’DAN ALDI

ARASTA’NIN SESİ DUVAR GAZETESİ YAYIN HAYATINA BAŞLADI

Şahin ESENDEMİR Yazdı/ ALİ ÖZGENTÜRK'E, GERÇEK YOL ARKADAŞIMA VEDA!..

UZMANLARDAN MENENJİT UYARISI

OBEZİTENİN KADINLARDA YOL AÇTIĞI 8 SAĞLIK SORUNU

MESLEKTE 50 YILINI DOLDURAN ECZACILARA PLAKET

ÜNİVERSİTE HASTANE YÖNETİCİLERİ ADANA’DA