Rehineler kurtarıldı.Neye karşılık olursa olsun.
Önemli olan bir vatandaşımızın burnunun kanamaması değil mi?
O insanların 101 gün boyunca ne çektiği değil mi?
Önemli olan o insanlar tutsakken, yakınların çektiği acı değil mi?
Şimdi buraya kadar dile dökülen bu kelimeler doğru değil mi?
Ha, sorgulamakmı istiyorsun.
O zaman o büyük Devlet dediğimiz Türkiye’nin nasıl oluyorda konsolosluğumuzun rahin alındığını sorgula.
Ama şimdi değil...
O insanların yaşadığı travmalar bir geçsin.
Önemli olan Devlet için çalışıpta bu kadar gün çektiği ızdırabın izleri geçtiği zaman.
“Kol kırılır yen içinde kalır” misali ama zamanı geldiğinde hesap sormak gerekmez mi?
Koca Türkiye Cumhuriyeti nasıl bu duruma düşürülür?
Hiç bir şeyin hesabı verilmeden mi kapatılacak bu ülkede.
Ama bu gün değil.
Neden, nasıl, veya neye karşılık soruları daha çok erken.
Baksanıza, Muhalefet Partisi Genel Başkanı kılıçdaroğlu bile durumdan vazife çıkarmıyor.
Alkışlanacak bir durum değil mi?
Önemli olan o insanların travmalarına bir yenisini eklememek için.
Vazife mi çıkarmak istiyorsunuz.
Bu “işid” denilen yobazların nasıl bu duruma geldiğini sorun.
Bulduğu erkeklerin başını kesen, yakaldığı kadınların ırzına geçen katil bir gurup.
Ve bunu ne adına yapıyorlar?
O güzel Din adına yaptıklarını söylüyorlar.
“Vay kurban olasınız o İslam Din’ine” siz.
O pis ağzınıza almayın bu güzel Dini.
Geçen gün izlediniz sanırım, sınırdan dört bin kişi ülke topraklarına geçti.
Dört beş yaşında çocuklar sırtladığı gibi kardeşlerini, ağlayarak Ülkeye girdi.
Gülesim geldi...
Dört beş yaşında çocuğun daha ne kadar küçük kardeşini sırtlayabilir?
Ayaklarında ayakkabı yok, sert taşlar yırtıyor ayaklarını, üstlerinde elbise yok.
Ağlayarak yeni bir ülkeye doğdukları ülkeden kaçarak geliyorlar!...
Sadece amaçları canlarını kurtarmak...
Hiç merak ettik mi, mezhepleri ne diye?
Onları biz sadece insan oldukları için kabul ettik.
Ama ne uğruna bu kadar zulüm?
Mezhep savaşlarımı, yoksa, enerji kaynakları mı?
Beş dakika adam olun be...
O rasimi görüpte “biz doyduk, Haydar mı kaldı” diyenler.
Bu gün onlara yarın size.
Peki, bu gezegen hepimizin.
Hiç ellerinde bir hayvan göreniniz var mı?
Yaşaması insanlara bağlı olan hayvanlar.
Kedi, köpek, at, tavuk...
Onların kaderi ne oldu sizce?
Bir kaç kurşunla son verdiler hayatlarına.
Yani bu Dünya sadece insanların değil, bu Dünya yaşayan her canlının hakkı.
O insanlar sadece resimin görünen yüzü, ya görünmeyen yüzü.
Şimdi zaman politika yapacak zaman değil.
Şimdi bu beladan insanoğlu nasıl kurtulucak diye kafa yorma zamanı.
Bundan medet umup, fırsat Kollayanlar dedim ya;
Biraz adam olun adam...