Oktay EROL

Tarih: 08.08.2018 20:22

CAN SIKICI!

Facebook Twitter Linked-in

Siyaset, özellikle de son günlerde ‘CHP’ yazmak can sıkıcı!


24 Haziran seçimlerinden bu yana parti içerisinde dönen dolaplar, dönen dolapların partilileri üzüntüye boğması, üzüntüye boğulmanın ‘bunca sorun’ arasında karmaşıklaşması…


Can sıkıcı!


Yalnız ‘bende’ mi diye düşündüğüm oluyor zaman zaman; tanıdıklarımın ‘tekmili’ birden, sözünü ederken bile budaklarını burkuyor!


Hiç ‘konuya’ girme, dercesine ellerini silkeliyor, başlarını sağa-sola savuruyor!


Halkın umudu, adaletin savunucu, diye yola çıkanların hep bir elden, bunları yaşatıyor olmasınca düşündürücü ne olabilir ki başka?


Ne olabilir?


***


24 Haziran seçimleri, diye anılan bir ‘seçim’ yaşadık!


Yaşanan ‘seçimin’ ardından, talana döndürülmüş doğa gibi yıkıntıların içerisinde bulduk, CHP’yi!


O yıkıntı içersisinde, yıllardır yıkıntıya neden olanlar ‘nedense’ olanları umursamaz ‘pişkinlikle’ sanki yaşananların, umutların bir bir önünü kesmelerin, seçmeni kara kara düşündürmenin ‘nedeni’ başka bir yerlerdeki başka birileriymiş gibi rahatlar!


Üstelik ‘rahatlıktan’ da öte, hiçbir şey olmamış, yine beklentilerin altında kalınmamış, yine partinin emekçileri yüz üstü bırakılmamış, yine yanıtlanması gereken onlarca sorunun üstü kapatılmak için ‘yol arkadaşları’ suçlanmamış gibi…


***


Bir seçim yaşanmadı mı?


Seçim öncesinde yaşanan, ‘ön seçimsiz’ aday belirleme eyleminden dolayı birçok seçmen küstürülmedi mi?


Kent örgütleri, varsa yerel yönetimler, bir de merkezden gelen belirleyiciler ile aralarında ‘aday isimlerini’ anlaşmadılar mı?


Hiç akla gelmeyecek, toplumla barışık olmayan isimlerin bile ‘listeye’ girmeleri için ali-cengiz oyunları yapılmadı mı?


Listelerin alt-üst olmuş, bir de ‘parti burada benden sorulur’ diyenlerin istekleri doğrultusunda oluşmasından dolayı ‘ilk başta’ seçmen küstürülmedi mi?


Koca kentlerin ‘farklı’ coğrafyası, ‘farklı’ geçimi, ‘farklı’ ekonomisi, ‘farklı’ gereksinmesi olduğu gerçeğini unutup, kent merkezlerine tıkıştırılmış listeler oluşturulmadı mı?


‘Bu isimleri belirledik, tıpış tıpış oyunuzu verin’ denilen adayların, halkın sorunlarından ırak, giyim-kuşamlarıyla bile yurttaşla uyumlu olmadıklarından; köylerde, kahvehanelerde, sokakta kimi zaman seçmenin ‘dik-tok’ sesleriyle karşılaşmadı mı, kimileri köylerden uzak bile tutulmadı mı?


Ne denli yerinde bir demokrasi, ne denli yerinde bir adaletli, ne denli yerinde bir ‘liyakatlı’ davranış böyle?


Gözlerimize kara sular yürüdü!


***


Şu biliniyor…


Eğer onyedi yıllık bir siyasi iktidar, tüm olumsuzluklara karşın her seçimde ‘başarı’ sağlıyorsa; bu iktidarın başarısından çok, muhalefetin başarısız, iğdiş, edilgen, tekci, çürük oluşundan dolayıdır!


Eline kağıt alıp ekran önüne geçen yetkililerin, ‘yetkilerini’ sağlama almak için yaptıkları konuşmaya bakmayın!


Başarısızlık öncelikle ‘nerede yanlış yapıyorum’ sorusunun yanıtında aranmalıdır!


Bu soruyu sormak ne ölümcül bir hastalık içindir, ne de birilerine yalakalık olsun diye yapılacak olan, olması gereken bir eylemdir…


İşte… Seçim sonrası istene buydu! ‘Yanlışımızı’ arayalım istemiydi!  Her seçimin ardından yüz üstü bırakılan seçmenin ‘acısının’ dinmesi için ‘yanlışın’ bulunması gerekiyordu!


Merkezden ‘konuşacak bir şey yok, partimiz kazançlı çıkmıştır’ oyalama yöntemli demeçler gelince, her şey bir yana bırakıldı!


Yapmayın, diyenler oldu; dinlemediler!


Oturup konuşalım, dediler; dinlemediler!


Özeleşiri yapılması zorunludur, dediler; dinlemediler!


İşin en ‘sulu’ yanı da, ‘dinlemedikleri’ gibi, aynı partinin içerisindeki muhalif arkadaşlarını ‘koltuk düşkünü’ olarak niteleyip suçladılar!


Bunlar hep yaşandı, yaşanırken de seçmenini kırdı, düktü, susturdu, parçaladı…


***


Bugün çevremizde ne görüyoruz?


Alt-üst olmuş ekonomi, alım gücü dibe vuran yurttaş, liselere yerleşememiş başarılı binlerce öğrenci, özel okulların kapısını çalması zorlanan binlerce veli, dibe vuran üretim, sağlıkta dönen bin-bir dolap…


Kendi içerisinde eşgüdümü yitiren bir muhalefet partisinin, bunları doğru algılayıp-yorumlaması olanaksız!


Algılayıp-yorumladığını söylese bile ‘kaç kişi’ denileni dinleyecek; kendi içerisindeki sorunlara çözüm üretmekten daha çok, korku-uyarı odaklı siyaset yapan bir siyasi duruşa kim uyacak?


Siyaset, özellikle de CHP konuşmak yurttaşa iyi gelmiyor, son günlerde onun için


Can sıkıyor!!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —