adanaulus

Tarih: 14.08.2012 18:52

CHP Kongreleri ve Değişim

Facebook Twitter Linked-in

Çukurova dışında ilçe örgütleri kongrelerini tamamladı. Yeni seçilen delegeler il kongresinde görev alacak. İl ve ilçe örgütlenmelerinin ardından başta Parti Meclisi (PM) olmak üzere merkez kadrolar yeniden belirlenecek. Böylece Baykal sonrası seçimi ya da ataması yapılmayan en küçük örgütsel birim kalmamış olacak. CHP, ilk yerel seçimlerine tümüyle yeni belirlenen yöneticileriyle hazırlanacak.

'Yeni CHP' sloganı, kadroların seçimlerin tamamlanması açısından kullanılabilir duruma gelmiş oluyor. Ancak bunun da, ulusal ve yerel basında yer bulan haberlere, parti içindeki gelişmelere ve örgüt seçimlerinin sonuçlarına baktığımızda Baykal dışında partinin ne kadar 'Yeni CHP' olduğu tartışmasını bitirmeye yetmeyeceğini gösteriyor.

Şimdiler de 'Yeni' demek, eskisinden farklı olmanın gözle görülür, duyulur ve hissedilir olması demektir. Teorik anlamda 'Yeni' bir hazırlığa, farklı hitaplara ihtiyaç duyarken pratiği açısından anında farklılığını belli edendir. Ayrıca yeni bir değişimle sürecini başlatır. Buradaki değişim ne kadar güçlü ise 'Yeni' o kadar çok fark edilir.

Hatta yeni yüzyılda 'değişim' o kadar hızlı ki, değişimin dünyayı nereye götürdüğü hakkında fikir yürütmek dahi çok zorlaştı. Açıkçası 'Yeni'den ziyade hızlı ve engellenemez değişimin doğru anlaşılması; buna uygun yeniden yapılanma ve toplumsal beklentileri karşılayacak ciddi yol haritasına ihtiyaç duyuluyor.

Küreselleşme ile yeniden şekillenen dünyada diğer kavramlar gibi 'Sol'da kendini yeniden tanımlamaya çalışıyor. 'Sol' bu süreçten bırakın kendini soyutlamasını, 'Sol'dan beklentiler daha da çok artmaktadır. Tüm dünyada dengeler sürekli ezilenlerden, yoksullardan yana ağırlaşmaktadır. Özgürlük, barış, demokrasi, sosyal refah gibi 'Sol' değerlere olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır.

İşte bu noktada eski söylemlerle süreci aşmaya çalışmak sadece kişinin kendisini tatminine yetecektir. 'Sol', evrensel değerleri önceleyen, hak ve eşitliği savunan, demokrasiden yana kesin tavır aldığı yenilikçi anlayıştan yana olmalıdır.

Adana özelinde ise; yaşandığının aksine yeni, yenilik ve değişim gibi manalı sözler anlayışların değişimi değil, kişiler üzerinden söylenmektedir. Tüm ilçe seçimlerinde fikirsel bir tartışma ya da farklı anlayıştaki grupların rekabetini ne gören oldu ne de duyan. Ara sıra fısıltı gazetelerinde eski SHP, CHP anlayışlarının yarışı gibi laflar söylenmiş olsa da kişisel hesaplaşma kokusu daha ağır bastı.

Ayrıca partiye emek vermek, zaman harcamak önemsenmesi gereken bir değerdir. Yıllarca partiye emek veren insanları acımasızca linç etmek yerine 'yeni değerleri nasıl kazanabiliriz?'e odaklanmalıdır. Anlaşılmaz olan ise; yeni tek isim gündeme dahi giremezken, eskiler birbirlerini 'eski' olmakla nasıl suçlayabiliyorlar? Ayrıca sormak lazım bu süreçte yeni bir isim olarak kim aday olabildi?

İktidara gelmek için değişim talep etmek ile partilileri uzaklaştırmaya çalışmak birbirinden farklıdır. Yıllarca emek verenler birbirini biçmeye çalışırken yeni isimler partinin yakınına bile yaklaşamamaktadır. Ayrıca partinin sahibi gibi davranmaya kalkmak hastalıklı hal demektir. Parti değerlerimize önem vermekle birilerini kutsallaştırmak aynı şey değildir.

Kendini 'Sol'da hisseden herkes CHP'de politika yapabilmelidir. Seçim döneminde diğer sol partilerin kapılarını çalıp oy ve destek isteyenler, seçim sonrası da bu partililere kapıyı açık tutmalıdır. Sağ'dan yapılan transferlere gösterilen önem, 'Sol'dan gelen arkadaşlara da yapılabilmelidir.

Bu süreç sadece isminin önüne 'Yeni' ekleyerek yürütemez. Bugünkü görüntüler gönül verenleri umutsuzluğa sevk etmektedir. 'Küçük olsun bizim olsun' yaklaşımı eskiden olduğu gibi partinin içe kapanmasına neden olacaktır. Parti içi hesaplaşmalar bugüne kadar neler kaybettirdi hepimiz hala hafızasında.

Eşit, adil, vicdanlı, bağımsız hukuk sahibi, barışçıl, küresel vizyonu olan bir Türkiye için; gerçek sol politikalar üreten, kişisel hesaplardan arınmış, ilkeli birliktelik kuran, üreten, paylaşan bir yapıya ihtiyaç var.

Lafta değil özde değişim için kişi önce kendinden başlamalıdır. Yeni olmayı sadece yeni liderin gelmesi olarak görenler, önce kendisinin ne kadar yenilendiğini ve farklı bakmayı başarabildiğini düşünmelidir. Hala delege peşinden koşuyorsa ve yıllar sonra ki adaylığına kendini kilitlemişse, yeninin bir parçası değil; ancak 'doğan görünümlü şahinin' olmaya devam edecek demektir.

 
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —