90 yıllık genç cumhuriyetimiz sıkıntılı zamanlardan geçiyor. Toplum olarak daha önce hiç tecrübe etmediğimiz siyasi, askeri, kaotik bir ortamdayız. Hergün yeni bir bilinmezliği ve belirsizliğe uyanıyoruz. İktidar kah kendisi kandırılarak, kah kendisi toplumu yanıltarak, ama sonuçta pek hayra yorulmayacak işlerle, cumhuriyete zararlar vermekte.

Demokrasinin yenilenme, kendini revize, reorganize edebilme kaynağı olan seçimler dahi artık bu iktidarla birlikte, işlevinden uzaklaştırıldı, işlevsizleştirilmeye doğru gidiyor. 7 Haziranda iktidarı teslim etmeyi bırakın, bir ortak hükümet, koalisyon fikrine dahi sıcak bakmayan Akp, aradan geçen 5 ay gibi kısa sürede %40’lardan %49’lara garip bir şekilde oyunu artırarak, 1 Kasım da bir şekilde iktidarını korumayı başardı.

16 Nisan referandumunda yaşadıklarımız, mühürlü mühürsüz pusulalar, ful çeken sandıklar ve YSK'nın tavrını da dikkate aldığınızda bu ülkede seçimlerin sağlıklı, güvenilir bir şekilde yapılamayacağını anlıyoruz artık.

Mecliste son yapılan düzenlemelerle birlikte, 'seçim' bir iktidar değişim aracı olmaktan çıkmış , dostlar alışverişte görsüne dönmüştür. Toplumun egemenliğin kendisinde olduğu hissine artık sahip olamadığı, bu duygunun erozyona uğradığı bir gerçektir. Umutsuzluk, karamsarlık her yeri kaplamıştır.

Seçim dediğimiz demokrasinin temeli, uzun süredir iktidarın dünyaya kendi legalitesini, 'demokratik meşruiyetini' tescil ettiği bir 'onay' mekanizmasına dönmüştür.

Akp yıkılır, seçim de kazanılır her türlü art niyete, zorbalığa karşı, ama demokratik bir ortamda, güvenilir bir YSK ve sandık denetimiyle. Demokratik bir ortamda OHAL koşalları olmadan, burda bir sıkıntı yok. Türk halkının sağduyusuna güvenimiz sonsuz. Sıkıntı yaşadığımız, hala hafızamızda taze olarak duran referandum oylamasında, %52 hayır oyuna sahip çıkılamadığı yapılan beyanlarla ortada iken, sandıkların güvenliğini bu YSK ya rağmen nasıl sağlayacaksınız?

16 Nisan akşamı, olaylar çıkmasından, kan dökülmesinden endişe edip, millete bir bardak soğuk su içtirip kabullenilen referandum sonuçları gibi yine yapılacaksa bu oyuna figüran olmak gelecek bir 15 yılda ülkeye ne kazandırır?

Demokrasicilik oynayarak geçirilen 15 yıl da neler kazandı bu ülke, muhalefet ne kazandı, hangi olayı engelleyebildi, hangi kanunun çıkmasına mani olabildi ? Her seçim de, her olayda birer birer mevzi kaybederek bu günlere geldik. Bizler artık gidişatı iyi okumalıyız, iktidarın niyetini iyi anlamalıyız, bu güne kadar geldiğimiz yoldan, bu tarzdan vardığımız nokta burası. Bu günden sonra, yine aynı şekilde davranacaksak sonucun bundan farklı olmayacağını bilin.

İktidar ne yaptığını çok iyi biliyor ama muhalefet için aynı duyguya sahip değilim. Endişe verici olan da bu aslında. Bu sebeple, muhalefet bütün siyaset algoritmalarını, vizyonunu, dilini ve de kadrolarını değiştirmeli. Değişim şart, en alttan en üste....