adanaulus

Tarih: 24.04.2015 12:49

Denge Denetleme Nedir?

Facebook Twitter Linked-in

Denge ve Denetleme Sistemi: Demokrasi kültürünün yaygınlaşması ve yerleşmesi için, denge ve denetlemeyi sadece güçler ayrılığı olarak değil, toplumsal mutabakatı sağlamayı hedefleyen bir yaşam biçimi olarak tanımlıyoruz. Denge ve Denetleme sistemi: Yasama, Yürütme, Yargı, Basın, Sivil toplum ve vatandaş

erklerinin demokratik bir toplum düzeni için kendi görev ve sorumlulukları çerçevesinde birbirlerinin güçlerini dengelemesi ve denetlemesidir. Bir erkin diğerlerine üstünlük kurmasının önüne geçer, azınlığı çoğunluktan korur ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetir. Ayrıca, denge ve denetleme içinde önemli bir ayak olan yerel yönetimlerin, kaynakların yerelde kullanılması ve ilgili kararların yerelde alınmasını sağlayacak şekilde güçlendirilmesi gereklidir.

Denge ve Denetleme Nedir?

Denge ve denetleme demokratik bir devlette kilit paydaş ve kurumların birbirleriyle olan ilişkilerini ve kendilerine özgü işlevlerini düzenleyen bir sistemdir.

Tüm paydaş ve kurumların:

Her birinin özgün bir işlevi vardır.

Her birinin kendi işlevini yerine getirmek için yetkisi vardır ve yetki açısından bir diğerinden bağımsızdır.

Her birinin diğerine karşı belirli sorumlulukları vardır.

Hiçbiri bir diğerinden daha fazla ya da daha az önemli değildir.

Tümü anayasa, Türkiye Cumhuriyeti yasaları ile uluslararası sözleşmelere bağlıdır.

Hepsi meşrutiyetini vatandaşlardan alır, çünkü nihai karar vericiler vatandaşlardır.

Neden Denge ve Denetleme?

Denge ve denetleme, meşru gücün yönetmesi için uygun bir zemin hazırlarken, topluma hizmet edecek iyi düşüncelerin uygulanmasını sağlar; gücün kötüye kullanımını, baskı, yolsuzluk ve yozlaşmayı azaltmayı hedefler.

Güçlü Bir Denge ve Denetleme Sistemi olduğunda toplumsal adaletin sağlandığı, yönetimin hesap verdiği, hak ve özgürlüklerin garanti altına alındığı çoğulcu bir Türkiye’de yaşayacağız.

Yürütmenin uygulamalarının insan haklarına uygunluğunu denetleyen bir meclisimiz olacak.

Meclis ve yürütmenin uygulama ve kararlarının evrensel hak ve özgürlüklere aykırı olmasını engelleyecek bağımsız ve tarafsız bir yargıya sahip olacağız.

Bağımsız ve tarafsız bir yargı ile daha adil bir Türkiye’de yaşayacağız.

Yurttaşlar ve sivil toplum örgütleri olarak karar verme süreçlerine etkin bir şekilde katılıp, yürütmeden hesap sorabileceğiz.

Demokratik siyasi partiler aracılığıyla farklı görüşlerimizi özgürce seslendirerek kararların katılımcı bir şekilde alınmasını sağlayacağız.

Temsiliyeti sağlayan bir seçim sistemi ile yasalarımız bir gruba değil, hepimize hizmet edecek.
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —