DİLEK GÜRSOY

Atatürk’ün, yurtdışına burslu gönderdiği öğrencilere, trene binmeden önce çektiği telgrafı bilmeyen var mı: “Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum. Alevler olarak dönmelisiniz.”

Atatürk’ün, yurtdışına burslu gönderdiği öğrencilere, trene binmeden önce çektiği telgrafı bilmeyen var mı: “Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum. Alevler olarak dönmelisiniz.”

Dilek Gürsoy, bir kıvılcımın kendiliğinden aleve dönmüş hali.

1976 yılında Almanya’da doğdu. Ailesi Almanya’ya işçi olarak gitmişti. Akıllı kızdı, Dilek. Büyüdü, okudu ve 2003 yılında üniversiteyi bitirdi. Tıp doktoru olmuştu. Avrupa’nın en büyük kalp merkezinde kalp cerrahı olarak işe başladı. 

Bilerek, isteyerek seçmişti mesleğini. Belki de bilinçaltı kendini yönlendirmişti. Çünkü on yaşındayken babasını bir kalp rahatsızlığı sebebiyle kaybetmişti. 

Sıradan olmak istemiyordu. Yapay kalp üzerinde çalıştı. Tam 18 yıl. Azmi başarıyı getirdi. Şu anda, Avrupa’da yapay kalp nakli gerçekleştiren ilk ve (şimdilik) tek kadın cerrah. 

Büyük hedefleri var. “İşime baktığım ve hastalarıma odaklı olduğum müddetçe yolumdan asla vazgeçmeyeceğim ve başarılı olacağımdan da çok eminim; kendim de bir yapay kalp merkezi kurmak istiyorum," diyor.

Durmadan, yılmadan çalışıyor, Dilek. Almanya Siegburg Helios Kliniğinde Yapay Kalp Nakli Bölüm Başkanı oldu. Kısa bir süre önce de, Almanya’nın en prestijli ödüllerinden Victress Ödülü’nü aldı.

2017’de Merkel'le görüştü ve Merkel'e, “Neuss’un (doğduğu yer) Gururu” olarak tanıtıldı. 

Ardından da da German Medical Award adlı kuruluş tarafından, Almanya, Avusturya ve İsviçre'de başarılı çalışmalar yapan hekimlere verilen Yılın Doktoru ödülüne layık görüldü. 

Son derece alçak gönüllü. "Ego problemim yok, hastalarım için bir şeyler yapmak istiyorum. Ödül için iş yapmıyorum,” diyor.

Vatanını unutmamış. Türkiye’deki bilim insanlarıyla sürekli irtibat halinde.

Henüz 45 yaşında. Bir bilim insanı için çok genç. Daha yapacak çok şeyi var.

Evet, Atatürk öyle söylemişti. Şimdi ise, değerini bilemediğimiz, hatta bilerek değersizleştirmeye çalıştığımız doktorlarımıza rest çekip, hakaretlerle, küçük düşürerek heba ediyoruz.

“Giderlerse gitsinler,” diyecek yerde; “Gel kızım; şu kalp merkezini burada kur,” demek çok mu zor?

Neden nitelikli insanlara bu kadar kin duyuyoruz?

Neden cumhuriyetin o alevlerini söndürmeye çalışıyoruz?

Tıp dünyamızın bize en çok ihtiyaç duyduğu günlerdeyiz.

  • İNSANA, İNSANLIĞA HİZMET EDEN HERKESE SAYGIYLA..

İfral TURGUT

16.03.2025 14:19:00

YAZARLAR


ÇOCUK ŞAİRLER ÖDÜLLENDİRİLDİ

DEPREMLER SADECE BİNALARI DEĞİL, RUHLARI DA SARSIYOR!

BİLGİÇ: ÜLKEMİZE GÖÇ ETMEYEN BEYİNLER LAZIM

ADANA’DA YÖRÜK TÜRKMEN ŞÖLENİ

TGC’DEN 50 ODALI HUZUREVİNİN TEMELİ ATILDI

SAĞLIKTA ‘ARAYI AÇMAYALIM’ KAMPANYASI

ADANA TAŞ KÖPRÜ

ÖZAL VE AYTAÇ DURAK

CEYHAN İNÖNÜ KENT MEYDANI AÇILIYOR

OKULDAKİ ZORBALIĞIN NEDENİ EVDEKİ DUYGUSAL İHMAL OLABİLİR!

JEOLOJİ MÜHENDİSLERİNDEN DEPREM UYARISI

İMO’DAN “ADANA ULAŞIMININ GELECEĞİ” PANELİNE

ŞEHİR HASTANELERİNDEN SONRA CEYHAN’DA YENİ YATIRIM

ENGELSİZ FİLMLER FESTİVALİ 2025 23 MAYIS’TA BAŞLIYOR!

ADANA’DA 3 MAYIS’TA KONSER VERECEK

BEKİR ÖDEMİŞ’İN ‘ZAMANA ATILAN İMZA’ KİTABI OKURLARLA BULUŞTU

Ç.Ü ÖĞRENCİ KULÜPLERİNİN PROJELERİ ÜNİDES’E DAMGA VURDU