Bugün Pazar…Daha önce kendime söz verdiğim halde, gündemin peşine takılarak haftalardır iç karartan, gerçek ama acı şeyleri, tarihin derinliklerinde unutulmaya unutturulmaya bırakılmış kötü örnekleri paylaştım.

Bugün de kendime verdiğim sözü tutmasaydım, neredeyse;
• Taliban heyetinin her faniye nasip olmayan VİP’den terliklerle ve maskesiz olarak geçtiklerini,
• Artık devlet protokolünde yerini sağlamlaştıran müstakbel şeyhülislam, Ali Erbaş’la görüşmelerini,
• Kızılay Genel Müdürü İbrahim Altan’ın bu muteber din kardeşlerimize daha önceki insani yardımlarımızın, özellikle kış aylarında daha da artırılacağına, Mezar-ı Şerif şehrinde derme çatma çadırlarda yaşayanların, barınma, gıda, su, kışlık kıyafet, battaniye ve ısıtıcı ihtiyaçlarının gidermeye, ekonomik durumlarının güçlendirilmesi için daha önce açılan 60 iş yerinin daha da artırmaya söz verdiğini,
• Ankara’da başka yer yokmuş gibi tarihin karanlıklarından fışkırıp gelen bu insanımsıları, Atatürk’ün hatırası Çankaya Köşkünde ağırlandığını yazacaktım.

Vazgeçtim ve biraz magazin, biraz kültür, biraz bilgi içeren bir deyimin kaynağını paylaşmak istedim.

Dimyat, Mısır’da, Portsait yakınlarında bir iskeledir. Eskiden Mısır kaliteli pirinçleri, ince hasırdan örülmüş torbalar içinde buradan ihraç ederdi. Bizim akıllı ve kurnaz tüccarlarımız, bu pirinç ticaretiyle büyük servetler yaparlardı.
Bir gün Karamanlı bir tüccarımız bu işten daha da çok para kazanmak için tarlasındaki buğdayı İstanbullu bulgur tüccarlarına satarak büyük bir sermaye ile Dimyat’a gitmek üzere yola çıktı. Ama bindiği gemi Akdeniz’de Arap korsanları tarafından soyuldu ve adamcağızın kemerinde sakladığı bütün altınları alındı.
Adam çaresiz, bin bir zorlukla Türkiye’ye döndü. Ne var ki, o yıl tarlasından kalkan buğdayları da bulgur tüccarlarına sattığından, kendi ev halkı kışın bulgursuz kaldılar.
Yani, kurnaz tüccar, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştu.
KONYALI TÜCCARDAN FARKIMIZ YOK.
• Kendi topraklarımızı ekemedik köylümüz battı.
• Tunus’ta binlerce dönüm araziyi nedendir bilmem kiraladık, tarım yapamadık.
• Bir hafta içinde Suriye’yi halledip cuma namazını Emevi camiinde kılacaktık, cuma namazı bile kazaya kaldı.
• Amacının ne olduğunu bilemediğim, dünyanın her tarafında gönderdiğimiz askerlerimizin şehadet haberleri artık gazetelerin ara sayfalarında. Vs.

OLSUN…HELE ŞU HEYETTEN KABİL HAVAALANININ İŞLETMESİNİ ALALIM,

• GÖRÜN BAKIN NASIL UÇUYORUZ.