“DUYGUDAŞLIĞI” YİTİREN TOPLUMLAR HASTA SAYILIR!

“Bayramlar”, toplumla duygudaş olunabilmeyi geleceği taşımalı! Yoksa “bugünün” dışında bayramın ne anlamı kalır ki? Kurban Bayramı’nın ilk günü bu tümceyle bitirmiştim yazıyı!

“Bayramlar”, toplumla duygudaş olunabilmeyi geleceği taşımalı! Yoksa “bugünün” dışında bayramın ne anlamı kalır ki? Kurban Bayramı’nın ilk günü bu tümceyle bitirmiştim yazıyı! Birinin “acısını” yaşamasan bile anlamak, “o” acıyı kendin yaşıyor saymak, “acının” verebileceği kaygıları öngörebilmek “insan olabilmenin” de gereği olmalı!

Rengi, düşüncesi, cinsiyeti, ırkı, yurdu ne olursa olsun “bu” erdemi gösterebilmek “insan” olabilmenin en temel özelliği… Yoksa nasıl ayrılabilir diğer canlılardan insan? İki ayak üstünde durması mı, düşünebilmesi mi, karar verebilmesi mi, doğaya egemen olacak araçların elinde olması mı, silah yapabilmesi mi, dünyayı savaş alanına dönüştürmesi mi, Gazze’de savunmasız çocukları katletmesi mi, haksızlık yapması mı, emekçiyi açlığa sürüklemesi mi, en temel gereksinmeler için sırada kuyruk bekletmesi mi, sokakta şiddet uygulaması mı, güçsüze orantısız güç kullanması mı? Olmamalı!

***

Sanatçı Volkan Konak Kıbrıs’ta sahnede geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirmişti! Sevenlerini üzmüştü! Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımında “sahnede gebermiş” sözlerini kullanmıştı! Mehmetalioğlu, daha sonra yaptığı açıklamasında kendini “Geberdi kelimesi kanunen bir suç teşkil etmeyen bir kelime. Türk Dil Kurumunda da öldü anlamı ifade eden bir kelime. Fakat tabi Allah dostları için kullanılan 'hakka yürüdü' diyecek halimiz yoktu. Geberdi nihayetinde bir Arapça kelimedir. Kabre girdi manası içeren bir kelimedir” diye savunmuştu!

Din adamı, tanımında “dinlerinin öğretileri, uygulamalarına ilişkin toplumu bilgilendirir” der! Yaşamını yitirene “gebermiş” demek hangi dinin, hangi inancın öğretisi olabilir? Hangi “insanlığın” içinde yer bulur?

***

Hep öyle oluyor! “İnsan” olmanın erdeminden uzaklaşmanın bir toplumsal yaptırımı olması gerekirken, “diyenin” yanında “kazanç” olarak değer bulunca arkası da kesilmiyor! Yenilerinin ortaya çıkmasına neden oluyor! “Kaza” konusunu uzun uzun anlatmaya gerek duymuyorum. Bayramın ilk günü Manisa Anakent Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek elektrik akımına kapıldı. Zeyrek, Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde tedavi altına alındı, bilincinin kapalı olduğu, kalp masajı yapılarak hastaneye kaldırıldığını öğrenmiştik ki; biraz önce yaşamını yitirdiğini öğrendim, ışıklarda uyusun…

“Bayram”, toplumsal duygudaşlığın geleceğe taşınabilmesine katkısı olabilecek bir gün… Zeyrek’in eşinin, çocuklarının, sevdiklerinin “acısını” üleşecek bir gün! Elbette, hiç tanımayanlardan bile üzülenler oldu; olunmalıydı da! Ama Akit gazetesi, her zamanki “duygudaşlıktan” uzak tutumunu gösterdi, “Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek çarpıldı” duyurusunu sosyal medya üzerinden yaptı! “Çarpıldı” sözcüğüyle, “elektrik akımına kapıldı” sözü aynı değildir, aynı anlama içermez! İlkinde “kin, nefret, ceza” barınırken, ikincisinde “bilgi” anlamı öne çıkar! 

***

Hani “parmakla” gösterilir; “bak beşi de ayrı boyda, ayrı düşünceler de olacak, bu bir varsıllık” denir! Temeli avuçtur, her birinin “acısını/ sızısını” yaşar! Ama böyle olduğunu düşünmeyip, “parmakların” aynı boyda olması gerektiği düşüncesini taşıyan “temeli” yadsıyan, “tek tipçilere” göre, “herkesin” kendileri gibi düşünmesi, kendileri gibi inanması, kendileri gibi “kin, nefret” söylemli olması gerek! Ayrıca da kendileri gibi ne hakları olabilmeli, ne inandıkları olabilmeli, ne de düşündükleri… 

Salt “bayramda” değil, her zaman için birlikte yaşayabilmenin erdemi “duygudaşlıktan” uzaklaşmakla yitirilir! “Acılar paylaştıkça azalır” demiş düşünür! Ayrıca, “acının” kimi ne zaman yakalayacağı da bilinmez! Düşünceye sınır koymak, “benim inandıklarıma inanacaksın” denerek insanı bir kalıbın içine koymak erdemsizliktir, yaşam bilmezliktir! İnsan yalnız gördüğünü/ bildiğini/ tanıdığını değil, duyumları/ öğretileri bile sorgular, sorgulamak zorundadır! Onun için de “duygudaşlık” insan olmanın gereğidir! “Duygudaşlığı” yitiren toplumlar, “insan” olmanın erdemini yitirmiş, hastalanmış sayılırlar! 

 


Oktay EROL

10.06.2025 21:12:00

YAZARLAR


VARİS HASTALARINA 10 ÖNEMLİ YAZ ÖNERİSİ!

BARUT’TAN ÇİFTÇİYE DESTEK ÇAĞRISI:TÜRKİYE'NİN GIDA EGEMENLİĞİ TEHLİKEDE

SİLİVRİ’DE OYA TEKİN VE KADİR AYDAR’I ZİYARET ETTİ.

KARATAŞ HARB İŞ PLAJI’NDA ÇEVRE TEMİZLİĞİ

Ç.Ü BİLİM İLETİŞİMİ OFİSİ KURULDU!

ADANA’NIN ULAŞIM SORUNLARINI PAYLAŞTI

HALK TV'NİN SAHİBİ HAKKINDA YAKALAMA KARARI

ABB BAŞKANI KARALAR’DAN ÇAĞRI VAR

OYA TEKİN’İN YERİNE BAŞKANVEKİLLİĞİNE KİM SEÇİLECEK?

TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ 79, BASIN MÜZESİ 37 YAŞINDA

SASA 5. SIRADA YERALIYOR

ADANA TÜRKİYE’NİN TEK ADAYI

TÜRKİYE ŞAMPİYONASINDA ADANA’YI TEMSİL EDECEK

ADANA’DA KAMU HASTANELERİNE ANNE DOSTU STATÜSÜ

BİLGİÇ: YERLI TOHUM,  KATMA DEĞERLI ÜRETIM”

GÜNÜN FOTOĞRAFI/ TAŞKÖPRÜ

TGC: KRT EMEKÇİLERİYLE DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ