EKSİK...

EKSİK...

Bir olgunun sonucuna bakarak, “gidiş yolunun” biçimi/ şekli konusunda eleştiri yapmak ya da övgüye değer görmek olası.


Bireysel olsun, toplumsal olsun tüm olgularda bu bakış açısıyla değerlendirmek/ yorumlamak yanlış da olmaz.


Bugün yaşanan siyasal, ekonomik, eğitim, adalet, sağlık, işsizlik benzeri birçok konuyu değerlendirirken “sonucu” ile birlikte, “gidiş yolu”nu bir arada düşündüğümüzde; yeterli mi, eksik mi, zaman mı gerekiyor, kurtuluşsuzluk mu, yanlışlardan ders mi çıkarmalı, yeni çözüm yolları mı aramalı…


Soruları çoğaltmak olası!


Sorunlara verilebilecek yanıtlar da asıl “kurtuluş” yolu…


***


Şu an hangi konumda, nerede/ nasıl, hangi güçte olursanız-olun; covid 19, ekonomi, eğitim, adalet benzeri olgulardan yurttaşın etkilenmediği/ içinde olmadığı söylenemez!


Pazardan gereksinimini karşılarken, karşılaştığı birinin maskesiz/ birilerine sürtünerek ilerlemesinden dolayı duyduğu kaygı, evde bekleyen eşi/ çocukları acılı…


Kim hakkını alabiliyor, kim birilerinin hakkını gasp etse bile hukuk sistemi işlemiyor, kim sağlıktan yararlanma hakkını kullanamıyor, kim başkalarının sağlık hakkını gasp etmiş olsalar bile adalet yerini bulmuyor, kim eğitim hakkı için çırpınıyor, kim eğitim “hakkını” ortadan kaldırmasına karşın pembe tablolar çiziyor?


“Eksik” olan bir şeyler olmalı…


***


Herkes gibi bende, “iktidarın” anlattığı gibi bir ülkede yaşamak isterdim!


Covid 19 sürecinden yüzünün akıyla çıkan, bu süreçte ekonomik umut taşıyan, yurttaşları umutlu, okul öğrencileri çizilen “yoldan” gidecekleri için hoşnut…


“İktidarın” ülke içinde çizdiği tablo bu; ancak yurttaşın yaşadıkları bambaşka!


 “İktidar”, covid 19 sürecinde “eksiğin” olmadığından, her şeyin gerektiği gibi yapıldığından, halkın tüm beklentilerine yanıt verildiğinden, “bizim bize yettiğimizden” söz ediyor sürekli…


Öyle olsa; bugüne değin olanca güçleriyle ticaretten alışverişe vergisini ödeyen yurttaşın öyle çok değil, üç-beş ay gereksinmesini sağlamış olsa, kurallara uymaması için hiçbir gerekçesi olmasa, bugünlerde yaşamını/ doyumunu sürdürmesi için zorlukları azaltılsa…


“İktidarın” kulakları yırtarcasına “emekliye maaşını bir ay önce verdik, bankaların ucuz kredi musluklarını açtık, turizmi desteklemek için tüketici kredilerini artırdık, inşaat sektörünün canlanmasını sağladık, Kanal İstanbul projesini hızlandırdık, pandemi hastanesini diyanete verdik” sözlerini yinelemesi bile, “eksikliklerinin” karşılanamaz boyuta ulaştığının kanıtı.


Pndemi sürecinde “maske”, şu günlerde “grip aşısı” konusuyla yaşananlar da “eksikliğin” bir başka boyutu…


***


“İktidarın” anlattığı gibi bir ülkede yaşamak isterdim!


Ne demek, istemek; umutsuzluğun/ doyumsuzluğun önündeki engellerin yıkıldığını görmeyi kim istemez ki?


Öyle başkaları gibi dolara, avroya, altına bakarak değerlendirmeye gerek yok ki; sokağa çıktığınız karşılaştığınız tablo “anlatılan” gibiyle sorun yok!


Yurttaş, ucuz meyve- sebze almak için son dakikaları beklemiyorsa, gereksinmelerini eksiksiz karşılayabiliyorsa, covid 19 nedeniyle “yeni” sıkıntılar içerisine girmemişse, “evde kal” uyarılarını yerine getirirken daralmamışsa, aldığı ücret iki çocuğuyla birlikte ailesine yetiyorsa…


Yaz dinlencesine gitmese de, sinema/ tiyatro etkinliklerini bilmese de, ayda bir kez olsun toplu olarak “evin” dışında yemeğe çıkmamışlarsa da; tamam diyelim hadi!


“İktidarın” anlattıklarından “eksik” olanları çıkarmak zor değil!


***


“iktidarın” anlattığı gibi bir ülkede yaşamak istenir de; peki, “iktidarın” eğitimini getirdiği gibi bir ülkede…


Okul çağında çocuklarımız olmasa da, olan yakınlarımız, sevdiklerimiz, bildiklerimiz yok mu?


Yılın üçüncü ayından bu yana çocukların eğitiminin başına gelmeyen kalmadı; milenyumla birlikte yaz-boz tahtasına dönmüş, covid 19 süreci de bundan sonraki gerekçesi…


Milli Eğitim Bakanı’nın ilk atamasının yapıldığında umutlanmayan, övmeyen, iyi dilekleri olmayan yoktu; eğitimde yıllardır yaşanan çıkmazlar bitecek, çocuklar çağın ergilerinden yararlandırılarak geleceğe hazırlanacaklardı!


Covid 19 sürecinde “eğitim konusunda” ne yapılmak istendiğini ne denli anlamaya çalışsam da “anlamadığımı” söylemem gerek!


Hepsini geçelim; iki çocuklu, asgari ücretli bir ailenin eğitim sorunu nasıl çözülecekti örneğin?


İki çocuğa bilgisayar, eve internet…


***


“iktidarın” anlattığı gibi bir ülkede yaşamak isterdim de…


“İktidarın”, anlatmadığını yaptığı bir ülkede, “eksikleri” bol, “yanlışları” çok, ikilemleri her gün büyüyen bir ülkede yaşıyoruz!


“Eksiği” görmek için denilenle/ yapılanı bilmek yetiyor!


 Sonuca bakarak, “gidiş yolu” konusunda düşünebiliriz; düşünmek de gerek!


Oktay EROL

13.09.2020 18:35:00

YAZARLAR


MMO’DAN KARALAR VE KOZAY’A ZİYARET

NASIL BİR DEMOKRASİ, NASIL BİR CUMHURİYET?

EROĞLU VE SOYLU’DAN ORTAK RESİM SERGİSİ

DEMİRÇALI: MASA TENİSİ İHTİSAS KULÜBÜ DESTEĞİ HAK EDİYOR”

TZOB NİSAN AYI ÜRETİCİ MARKET FİYAT DEĞİŞİMİNİ AÇIKLADI

"HİBE EDİLEN KAMYONLARI GERİ ÇEKİYORLAR"

YUSUF KANLI: SİNEKLE VE HAŞERATLA MÜCADELEDE ZAFİYET VAR

İŞ VE NETWORK GELİŞTİRME ÇALIŞTAYI

ADANA'DAN BELARUS’A İHRACAT ARTIYOR

ADASO’DA ŞİRKETLERİN YENİ FİNANSMAN YÖNTEMLERİNİ ELE ALINDI

ZERDEÇALIN 11 FAYDASI

“AİLE DİŞ HEKİMLİĞİ SİSTEMİ BİRAN ÖNCE YAŞAMA GEÇMELİ”

ZEYDAN KARALAR’DAN 1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ KUTLAMASI

“EMEĞİN EN YÜCE DEĞER OLDUĞUNU UNUTMAMALIYIZ”

“EMEKÇİLER, EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALMALI”

ADSOD’DAN EVLENECEK ÇİFTLERE BÜYÜK DESTEK

AOSB “SANAYİ TEMALI” RESİM YARIŞMASI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU