Engellilerin sorunlarını klasik konuşma ve sloganlarla aşmaya çalışan anlayışları "engelli "olarak nitelelendirmek gerekir. Değerli okuyucularım, takdir edersiniz ki, ülkemizde her 10-16 Mayıs tarihleri arasındaki zaman diliminde "Engelliler Haftası" olarak kutlanır.
***
Hafta boyunca çeşitli etkinlikler düzenlenir, klişe konuşmalar yapılır, ciddi iyileştirme ve düzenlemelerden dem vurulur. Engelligin önlenmesi ve engellilerin egitimi konusu üstünde durulur. Radyo ve televizyonlarda konu ile ilgili programlar yayınlanır.
***
Engelliler Haftası, Birleşmiş Milletler'e üye 156 ülkede aynı tarihlerde kutlanır.
***
Sonra!
***
Sonra belli. Ülkemizde tüm bu konuşmalar unutulur ve engelliler yine kaderleriyle başbaşa kalır çoğu zaman. Elbette bazı iyileştirmeler hayata geçirilir ancak toplumsal hayata katılmalarına istihdam konusunda beklenilen düzeyde bir gelişme kaydedilemiyor ne yazık ki!
***
Deniliyor ki; "Engellilere sahip çıkmak medeni toplum olmanın geregidir". O halde sormak gerekir: Ülke olarak bu konuda yetersiz olduğumuzu neden kabul etmiyoruz. Ülke ve toplum olarak Engellilerin tüm ihtiyaçlarını karşılayabiliyor muyuz? Uzulerek bekirtmek gerekirse Kocaman bir "Hayır"!
-Farkındalık bilinci-
Egitim, istihdam, sağlık, ulaşım, başta olmak üzere, sorunlarını kalıcı çözümlere kavusturabilir miyiz? Bu noktada da eksiklerimiz var. Ama diyoruz ki "tüm ihtiyaçlarının karşılanması hepimizin ortak sorunudur"!
***
Oysa engellilere göstereceğiniz ilgi, sevgi, sorunlarına çözüm, insana duyulan saygının ve çağdaşlığın olmazsa olmazıdır. Demek ki , iş icraata gelince türlü türlü bahanelerin arkasına sığınılıyor. Toplumda bu konularda farkındalık bilinci oluşturduğumuz da söylenemez.
- Gönüllerde engel olmaz ama-!
Biliyoruz ki; konuşmalarda sıkça şu tümceye vurgu yapılıyor: "Gönüllerde engel olmaz, asıl engel zihinlerdedir. Zihinlerdeki engeller aşılırsa, yollar da ufkumuz da sonuna kadar açılır".
***
Engelliler yalnız değil. Engellilere yalnız olmadığını hissettirmek sosyal devlet olma ilkesinin bir gereğinin ötesinde, aynı zamanda insani, ahlaki ve vicdani bir sorumluluktur.
***
Toplum olarak engellilerin hayatın her alanına sorunsuz ve huzurlu bir şekilde erişebildiklerini. Göğsümüzü gere gere gönül rahatlığıyla söyleyebiliyor muyuz?
***
Ne mümkün!
***
Bu konuda hiç birşey yapılmıyor demek de doğru değil. Ancak yapılan hizmetler yeterli olmadığını vurgulamak isterim.
Geleceğe güvenle bakan, güçlü bir toplum olmanın öncelikli şartı tüm bireylerin eşit fırsat ve imkanlardan yararlanabilmelerini sağlamaktır. Engelli bireyler için mevcut yasal düzenlemelerden en iyi şekilde hizmet almasını sağlamak için herkese hepimize görev düşmektedir. Yapılacak öncelikli projelerden birisi de toplumun engellilerle aralarında gönül köprüsü kurmayı hedeflemektir .
***
Demem o ki, başlıktaki söz unutulmamalı. Çünkü engellilerin sorunları sloganlarla ve klişe sizlerle çözüme kavuşturulamaz. Engelli diyor ki, "Yapacaklarım sınırlı, ama ufkum geniş. Engelli olmak sorun değil, engelliye engel olmak sorundur."
***
Sosyal devlet, ülkede engelleri ortadan kaldırmanın çarelerini aramalı. Yapılan yasal düzenlemelere, özellikle istihdam konusunda sorumluluk bilinciyle hareket etmeyen kamu ve özel kurumları ciddi manada denetlemelidir. Toplum da her bireyin aynı zamanda bir engelli adayı olduğunu unutmamalı.
***
Türkiye'nin, "Engelliler Haftası"nı çeşitli etkinliklerle kutlamak yetmez. Engellilere her alanda yer açmak ve engelli bireyleri kucaklamak gerekir.
***
Nitekim, engelliler "engel" tanımaz, hizmet ve iş yapabilme açısından, sağlıklı kişilere oranla daha dikkatli ve özenli çalıştığı bilinen bir gerçek. Nedense yasaların tanıdığı kota ne yazık ki çoğu kurumlarda doldurulamıyor, mağduriyetleri giderilemiyor. İse ulaşmakta ciddi sorunlar yaşıyor.