FERDİ ZEYREK BAŞKANIN ARDINDAN…

Bizler “duygusal” insanlarız! İğnenin başkasına batıyor olması bile tenimizde “acı” oluşturur! Bir başkasının dövünmesinden sızlanırız!

Bizler “duygusal” insanlarız! İğnenin başkasına batıyor olması bile tenimizde “acı” oluşturur! Bir başkasının dövünmesinden sızlanırız! Gazze’deki değil yalnızca, dünyanın neresinde olursa/ olsun çocuklar, kadınlar, savunmasız insanlar katledilse bozuluruz! Bir televizyon dizisinde ya da sinema filminde yaşanan “duygusal” anlarda yüzümüzü gizlesek de burun suyumuzu çekmeyi sürdürürüz! Her şeyden önce “insanız” biz, “duygudaşlık” yanımız kabarır hiç tanımasak da, bilmesek de; geride bırakılanların boşlukta mıhlanmış bakışlarında yiter gideriz!

Kim olduğuna bakmak mı, kime yakın olduğunu düşünmek mi, inancını sorgulamak mı; hayır! Hiçbiri değil; insan olması, “düşünüyor” bilinmesi, kalanların çığlıkları yeter üzülmeye, yetmeli de! Önceki gün yaşamını yitiren Ferdi Zeyrek’in adını duyardım; hepsi o kadar!  Nerede söylemiş bilmiyorum ama, duyduğumda “demekte geç kaldığım sözler bunlar” demeden duramadığım bir sözünü okudum! Diyor ki: Sorun olağanüstü havalimanları açmak, gökdelenler dikmek, tabelalarla övünmek değil; sorun bir çocuğun okulda aç kalmaması, utrana sıkıla boş beslenme kabını çıkarmak zorunda bırakılmaması, çocukları doyabilmesi/giyebilmesi/ onurlu bir geleceğe hazırlanabilmesidir

***

“İnsan” olmak böyle bir şey, “duygudaş” olmak demek böyle bir şey, “insan” demek böyle bir şey… Zeyrek, şimdi aramızda değil! Geride eşini, üç kızını, sevdiklerini bırakıp giderken bile “insan” olmaktan uzaklaşmayı “sorun” saymayanların karanlığa savrulmuş sözleri geçti havayı bulamak için önümüzden! Her “gidiş” birdir sanki, sanki her “gidiş” ağır gelir insana; hayır, iz bırakanların ağırlığı ölçülmez, “insan” olmanın erdemini taşıyanların “duygudaş” olanın ağırlığı diğerlerine benzemez!

Sanki Zeyrek’in geride bıraktıkları yalnız sevdikleri; değil işte, bunu son görev için toplananlardan yükselen “ses” anlatıyor olmalı! Çok tören izledim televizyondan, uzunlukları caddelere sığmayan çok kalabalıklara tanık oldum; ama Zeyrek gibi değildi hiçbiri! Ben hiçbirinde partisinin genel başkanının hıçkırarak ağladığın görmedim! Törene katılanları böylesine birbirine kaynaştıran görmedim! Bunları görmek/ duymak istemeyenler, gölgede üşüyen çocukları unutup güneşi anlatanlar... İnsan bir kere gerçekten ağlarsa, o gözyaşı kolay kurumaz; kurumasın da… 

***

“Sorunu” insanı öne alarak sorgulamak “insansal” bir duruştur! Kentlerin yarı göğe uzanan apartmanlarını değil, renkli ışıkların yanıp söndüğü/ varsıl şımarık çocuklarının buluştuğu eğlence alanları değil, geniş yollarda birbiriyle yarışan son model araçlar değil, uzaklığı bilinmeyen ölçüde olan silahlar değil, asfalt yollar/ demirden köprüler hiç değil sorun; sorun, insan… Zeyrek, “sorun çocuğun aç kalmasıdır” diyor!

Burada Özgür Özel’e yer vermeden edemeyeceğim! Gerçekten “böyle” bir şey yaşanıldığını anımsayan var mı? Bir partinin genel başkanı, partisinin Anakent Belediye başkanı/ çocukluk arkadaşı için bu denli dağınıklaştığına/ savrulduğuna tanık olan biri var mı gerçekten! Biliyorum, “karaya” bürünmeyi bir duruş sayanlar bundan da “yağ” çıkarmaya, çorbalarına katmaya çoktan hazırlanmışlardır bile! Özel’in boğazında düğümlenen/ zaman zaman kesilen sözcükler, “duygudaşlığı” tanımayanlara bir şeyler öğretmediyse çok yazık gerçekten; çok yazık!

***

Yok edilen bildiklerimiz/ bilmediklerimiz değil yalnızca, “duygular” da… İnsan sevincini gülerek, acılandığında ağlayarak tepki gösterir! Sevinç ya da acının ille de “bilinende” olmasına gerek yok! Onun içindir ki “her koyun kendi bacağından asılır” sözünün birebir karşıtıdır “insan” olmak! Onun için “insan” tanımadığına/ bilmediğine” de üzülür, Gazze’de/ dünyanın bambaşka coğrafyasında çocuğa, kadına, savunmasıza uzanan namlulara kızılır! Bu “insan” olmaktır, “her koyunun kendi bacağından” asılmadığının kanıtıdır, susuldukça/ umursanmadıkça bir sonraki sıranın “başka koyunda” olacağının kanıtıdır! 

Ferdi Zeyrek Başkanın “son yolculuk” töreninde, televizyon karşısında gözleri dolanlardanım! Anlayana/ anlamak isteyene çok şey anlattı bu tören! Yıllardır unutulan birçok “duyguyu” yeniden yeşertti! “Kara” bürünmeyi alışkanlık yapanlara” insan” olmayı, “duygudaşlığı” öğretmesini öyle çok isterdim ki… 

 


Oktay EROL

13.06.2025 13:18:00

YAZARLAR


SEYHAN BAŞKENVEKİLİ GÖÇER Mİ, AKKAN MI?

ADASO’DA, EXİMBANK DESTEKLERİ BİLGİLENDİRMESİ

POZANTI BELEDİYE BAŞKANINA TEPKİ

ADANA’DA “BAŞKA BİR SU YÖNETİMİ MÜMKÜN” PANELİ

DEMİRÇALI, BELEDİYE ÇAĞRI MERKEZİ’NDE

KÖŞGER’İN" BABALAR GÜNÜ" MESAJI

VALİLİK SEYHAN VE CEYHAN SEÇİM TARİHLERİNİ DUYURDU

TGC VE BASIN MÜZESİ’NİN KURULUŞ YILDÖNÜLERİ TÖREN VE SERGİ AÇILIŞI İLE KUTLANDI

CHP, SEYHAN BAŞKANVEKİLİ ADAYINI AÇIKLAMADI

CHP, CEYHAN BAŞKANVEKİLİ ADAYINI AÇIKLADI

SEYHAN’DA BAŞKANVEKİLİĞİ SEÇİMİ 17 HAZİRAN’DA

PALANDÖKEN, “ÜLKEMİZDE KAYITLI 970 BİN ÇOCUK İŞÇİ VAR”

AİLE YILINDA ADANA’DA MOBİLYADA YÜZDE 15 İNDİRİM

ÖDÜLLÜ SANATÇISI

ADANA’DA TOPLU TAŞIMANIN YÜKÜ MİNİBÜSLERDE

ADANA’DA 3 İLÇEDE 3 KÖYDE ARAZİ ISLAH ÇALIŞMASI

ADANA’NIN ESKİMEYEN FOTOĞRAFLARI; TAŞKÖPRÜ