FOTOĞRAFTAKİ ÇOCUK

Annem özenle giydirmiş babam da elimden tutup fotoğrafçıya getirmiş ve bu vesikalık çekilmiş.

 

......geçen yılın devamı

Bir fotoğrafçıda tabureye oturmuş kameraya şaşkınca bakarken aklımdan neler geçiyordu acaba?

Ne düşünüyordum o an.

Savaşları mı, ölümleri, kalımları mı,

hayatın anlamını mı yoksa anlamsızlığını mı, n'olacak bu meleketin halini mi?

Tabii ki hiçbiri değildi.

Bunları henüz bilmiyordum ki.

Hayatı tanımıyordum ki daha.

Mahalle arkadaşlarıyla patlak lastik bir topun peşinden koşmayı, gasnaklı uçurmayı ve gulle oynamayı düşünüyordum heralde.

Annem özenle giydirmiş babam da elimden tutup fotoğrafçıya getirmiş ve bu vesikalık çekilmiş.

Okul için miydi ?

Bilemiyorum.

Soracak ne annem ne de babam da yok artık.

Peki bu çocuk bugünlere nasıl geldi?

Şöyle:

-----------------------------------------------------

Zamansız bir yerde yaşıyordum. Karanlıktaydım.

Ne zamandır karanlıktaydım bilmiyordum.

Ama rahat ve huzurluydum.

Özgürlüğüm biraz kısıtlıydı sadece.

Çünkü kabloyla bir yere bağlıydım.

Bir gün bu karanlıktan kurtulup başka bir boyuta geçeceğimi biliyordum.

Burada daha önce yaşamış olan ablam giderken bir kaç not bırakmıştı.

Sonradan annem olduğunu öğrendiğim taşıyıcım sık sık beni okşayıp birşeyler mırıldanıyordu.

Ama henüz Türkçe'yi bilmediğim için ne dediğini anlayamıyordum.

Fakat güzel şeyler söylediğini hissediyordum.

Çünkü minik kalbim mutluluktan pır pır ediyordu elini üzerimde gezdirdikçe.

Sevinçten tekmeler savuruyordum.

Gülümsemenin ne olduğunu bilmiyordum ama sanırım gülümsüyordum.

Günler böyle geçerken acı bir çığlıkla uyandım bir gün.

Ne olduğunu anlayamadım.

Paniği kapıldım.

Telaşla düzensiz hareket etmeye başladım.

Çığlıklar daha da arttı.

Anlamıştım. Nihayet tahliye zamanım gelmişti.

Bir ışık gördüm ve ona doğru ilerlemeye başladım.

Çığlıklar gittikçe arttı.

Ben ilerledikçe ışık daha da büyüdü.

Biraz sonra bambaşka bir hayatla tanışacaktım.

Bir an durup düşündüm.

Önce başımı mı yoksa ayaklarımı mı çıkarmalıydım?

Sonra dışardakilere ayıp olur düşüncesiyle başımı uzattım.

Ama başımın büyüklüğünden mi çıkacağım geçitin darlığından mı nedir bi türlü çıkamıyordum.

Artık geriye de dönemezdim.

Sonra biraz gerileyip bi hamle yapıp dışarı fırladım.

Fırlamalığım ordan gelir.

Bir kaç saniye sonra ciğerlerim havayla dolunca çığlığı bastım.

Ev ahalisinin sevinç çığlıkları benim çığlığıma karıştı.

Üşüdüğümü hissettim.

Hemen beni sarıp yorgun ama mutlu annemin yanına yatırdılar.

Gözüm duvardaki takvime takıldı.

10 Ekim'i gösteriyordu.

Ve günlerden cumaydı.

Adımı Aydın koydular.

Fotoğraftaki çocuk yazdı okuyanların gönülleri şen olsun.

Aydın Sihay

 

 


 


Aydin SİHAY

11.10.2025 20:55:00

YAZARLAR


Doç. Dr. Ergül HALİSÇELİK Yazdı/ AÇLIK SINIRI TÜRKİYE'NİN STANDARDI OLDU: GEÇİM DEĞİL, HAYATTA KALMA MÜCADELESİ

ADANA’NIN KURUMLAR VERGİSİ REKORTMENİ ADINI AÇIKLAMADI

ADANA’NIN GELİR VERGİSİ REKORTMENİ MONTELLA OLDU

ADANA FİRMASI BETA ENERJİ, TEKNOLOJİLERİYLE ENERJİ KONGRESİ VE FUARINDA

HER 7 KADINDAN 1’İNİ ETKİLİYOR!

11 EKİM DÜNYA KIZ ÇOCUKLARI GÜNÜ

GÜRER: SAHTE GÜBRE MİKTARI 155 TONA YÜKSELDİ

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE GÖRÜNMEYEN TEHLİKE YIKIM TOZLARI!

İLAÇ YOKSA TEDAVİ DE YOKTUR!

AKSA DOĞALGAZ’IN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU’NA ÖDÜL

SABANCI TÜRKİYE’NİN EN İYİ İŞVERENİ OLDU

SABANCI VAKFI’NDAN SİVİL TOPLUMA 15 MİLYON TL’LİK DESTEK

BUGÜN DOĞAN ÇOCUKLAR 150 YILI GÖREBİLİR!

ODTÜ’DEN JUVENTUS SPONSORLUĞUNA

ALTIN PORTAKAL BU YIL “KALPTEN” GELİYOR

DOĞRU TEDAVİ VE DESTEK BAĞIMLILIĞI KONTROL ALTINA ALABİLİR!

Ç.Ü SEZONU “DİKKAT ÇÖKME TEHLİKESİ VAR” İLE AÇIYOR