FUTBOLDA TEMİZLİK ZAMANI!

FUTBOLDA TEMİZLİK ZAMANI!

Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçında Başkent ekibinin başkanı Faruk Koca’nın hakem Halil Umut Meler’e yumruklu saldırısı herkes tarafından tepkiyle karşılandı.

Bir çok kulüp, kurum saldırıyı lanetledi.

Zaten şimdiye kadar hep lanetlenmiyor muydu?

En isabetli açıklama ve yol gösterme açıklamasını üyesi olduğum Türkiye Spor Yazarları Derneği yaptı.

***

TSYD’nin “Bu bir kınama değildir” başlıklı açıklamasında artık kınama devrinin geride kaldığı vurgulandı:

“Her defasına lanetledik, kınadık. Ama bir arpa boyu yol gidemedik. Hiçbir önlem alınmadı, hiçbir şey değişmedi. Futboldaki kaos ve kavga sonunda hakem Halil Umut Meler’in yüzünde patladı. Bunda kimlerin mi payı var? Futbolu bir spor ve eğlence olarak görmeyen, sadece başarıya endekslenmiş (Vur kır parçala, bu maçı kazan) diyen seyircinin. Her pozisyonda hakemin etrafını sarıp itiraz eden ve tribünleri galeyana getiren futbolcunun. Kendini geliştirmeyen hakemin. Her kötü sonuçta kendi başarısızlığını örtmek için hakemlere, rakip kulübe ve federasyona yüklenip taraftarının gözünü boyamaya çalışan yöneticinin. Hiçbir radikal karar almayan, sadece günü kurtarmaya çalışan Futbol Federasyonunun. Futbola siyaseti bulaştıran politikacıların. Raiting ve tiraj uğruna kulüp amigoluğuna soyunmuş spor medyasının.

Artık yeter! Türkiye Spor Yazarları Derneği olarak- kendimize de pay biçerek- bu bir milat olsun diyor ve düğmeye basılmasını talep ediyoruz. Artık Türk futbolunda yeni bir sayfa açılmasını istiyoruz. Hangi kesim olursa olsun, bunu yapmayanların artık peşinde olacağımızı kamuoyunun bilmesini istiyoruz.

Tekrar ediyoruz. Lanetleme, kınama devri geride kalmıştır. Devir hep birlikte eli taşın altına sokma devridir. Biz sonuna kadar varız. Ya siz?”

***

TSYD’nin açıklamasının gazetecileri ilgilendiren bölümde spor medyasının artık kulüp amigoluğunu bırakması gerektiği vurgu yapılmış.

Burada yıllar önce yaptığım bir haber aklıma geldi. Yıllar önce Adana Demirspor’un her yıl 60-70 oyuncu transfer ettiği dönemlerde futbol oynayan da oynamayan da para alıyordu.

Ben de o dönem hangi futbolcu ne kadara anlaşmış, ne kadar peşinat almış edindiğim bilgileri gazetede haberleştirmiş, oynamadan para alanların hak yediğini söylemiş ve yazmıştım.

***

O dönem Adana Demirspor Başkanı rahmetli ve Mehmet Gökoğlu ile yerel bir tv kanalında canlı yayına çıkmış, o yaptığının doğruluğunu savunurken, bende yanlış yaptığını futbolculara ödenen paranın halkın parası olduğunu söylüyordum. Program bitti aradan biraz zaman geçti bir meslektaşım “Ben olsan o haberi yapmazdım” diyerek bir bakıma Adana Demirspor Başkanının yapmış olduğu yanlışı savundu. Ben de cevap olarak “Kimseye eyvallahım yok, ben yazarım, sen istersen yazma” cevabını verdim.

***

Bazen maçlarda görüyoruz. Basın tribününde gazeteci sıfatıyla oturup hakemlere tepki gösteren mi dersiniz, küfür eden mi dersiniz ne ararsanız mevcut..

Bu arkadaşlarımız kendilerince Adana Demirspor’un menfaatini savunuyor. Halbuki yanlış yapıyor bu arkadaşlar.

Elbette gazeteci kentinin takımının hakkını savunacak. Ancak bunu yaparken hakeme ya da rakip futbolcuya küfür ederek takımın hakkı savunulmaz. Bu gazetecilik değil “Amigoluk” “Magandalık”tan başka bir şey değildir.

Eğer kentinizin hakkını savunacaksanız bunu yazıya dökeceksiniz.

***

Bir kulübün başkanı, yönetim kurulu üyeleri varken “amigoluk” misali takımın hakkını savunmak gazeteciye düşmez.

Futbolun daha güzel günlere kavuşması için yapılan her öneri değerlidir.

Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Genel Başkanımız sayın Oğuz Tongsir, sosyal medya hesabında “Futbolda alınması gereken acil önlemler” başlığı altında 7 maddelik öneride bulunmuş.

Bu önerileri değerli buluyor ve buradan paylaşarak kamuoyunun taktirine sunuyorum.

***

“Futbolda alınması gereken acil önlemler

1- Futbol Federasyonu Genel Kurul yapısı hemen değişmelidir. Üyelik için belirli kıstaslar aranmalıdır. Yıllarca hakemlik veya antrenörlük yapan biri federasyon seçimlerinde oy kullanamazken, örneğin kulüp yöneticisi olmuş benzin istasyonu sahibi birinin oy kullanması futbol adına kabul edilemez bir uygulamadır

2-Özerk denilen Futbol Federasyonu kesinlikle özerk değildir. Bağımsızlığa kavuşturulmalı, siyasetten uzak tutulmalıdır.

3- 6222 sayılı sporda şiddet yasası sözde kalmıştır. Hiçbir şekilde uygulanmamaktadır. Spor mahkemeleri kurulmalıdır.

3- Futbolcuların hakları koruma altına alınmalı, sendika kurulmalıdır. Anadolu'daki birçok futbolcu alacaklarını alamamakta, eli kolu bağlı şekilde beklemektedir.

4- Kulüpler sezon boyunca istediği kadar Teknik Direktör alıp göndermektedir. Bu çok yanlış bir uygulamadır. Kulüplere sezon boyunca en fazla 2 Teknik Direktörle çalışma şartı getirilmelidir.

5- Sosyal medya futbol için büyük tehlikedir. Herkes kendi kurduğu you tube kanalında ağzına geleni söylemekte, kamuoyu oluşturmakta, toplumu galeyana getirmektedir. Devletin bir an önce sosyal medya yasası çıkarması ve yaptırımlar uygulaması şarttır.

6- Süper ligde oynayabilmek için kulüplere bazı şartlar getirilmelidir. (Antrenman sahası, sosyal tesis, stadyum, bütçede mali denge gibi) Her önüne gelen parayı bulunca süper lige yükselmemelidir.

7- Hakemlerin kendilerini geliştirmedikleri görülmektedir. Senede bir defa göstermelik seminerler yerine her ay kurslar düzenlenmeli, hakemlere pozisyonlar defalarca izletilmeli, gerekirse yurt dışından hakem hocaları getirilmeli, uygulamalı dersler verilmelidir.”

***

Sayın Başkan bu önerilerle de kalmayıp TSYD olarak düğmeye bastıklarını şu sözlerle ifade ediyor:

“Kim ne tedbir alacak bilmiyoruz ama biz TSYD olarak düğmeye bastık. Yönetim Kurulumuz, sosyal medyada bazı kulüplerin amigosu gibi davranan, rakip takımı ve hakemleri yerden yere vuran meslektaşlarımız için yaptırımlar uygulamayı kararlaştırdı. Bundan böyle kulüplerin avukatlığına soyunduğu tespit edilen gazeteciler belirli süre müsabakalara akredite edilmeyecek, stadyumlara alınmayacak.”

Futbol kirlendi. Yeşil sahalarda yumruklar ve tekmeler konuştu. TV ekranları futbolcu ve hakem eskileri ile kirlendi.

Artık iyi bir temizlik yapmak gerekiyor.

Aslında futbolun kirlendiğini, yeşil sahalarda yumruklar ve tekmelerin havada uçuştuğunu biz yıllardır görüyorduk.

İstanbul’un dışında gazetecilik yapanlar futbolda her türlü kirliliğe tanık olmuştur.

Yıllarca yeşil sahalarda ve tribünlerde yumrukların, tekmelerin konuştuğunu yazdık, çizdik. Ancak bu yazdıklarımızı, çizdiklerimizi görmediler ya da görmek istemediler.

Bazen sahaya giren taraftarın futbolcular tarafından dövüldüğüne tanık olduk. Bazen futbolcuların taraftarlar tarafından öldüresiye dövüldüğünü gördük. Hatta kocaman fotoğraflarla sayfalara yansıttık.

Bazen gazeteciler dayak yedi, toplu şekilde küfür işitti.

Biz bunları yıllarca hep yaşadık.

Ne zaman ki Başkent’te bir kulübün başkanının yumruğu hakemin yüzünde patladı, işte insanlar o zaman tepki gösterdi, lanetledi. Geçmişte de bazı olaylar tepki gördü, lanetlendi. Ancak ilk kez bir hakem bir kulübün başkanı tarafından yumruklanınca işte o zaman işin ciddiyeti anlaşıldı.

Umarım Türk futbolu bu olaydan fazla zarar almaz. Yine umuyorum ki, bu tür çirkinlikler ve saldırıların önünü kesilmesi için gerekli önlemler alınır.

O zaman yazımızı şöyle noktalayalım.

Şimdi futbolda temizlik zamanı...

 

 

 

Hüseyin SUNGUR

13.12.2023 14:58:53

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI