adanaulus

Tarih: 18.08.2012 22:01

Futbolun Rengi Yeşildir

Facebook Twitter Linked-in

İnsanlar bazı şeyleri yüceltirken, bazı şeyleri de fazlasıyla alçaltır. Bu durumu futbolda çok bariz görürüz. Kimisi var ki onu alıp başına taç yapıyor, kimisi de var ki ayakaltı…

Ancak objektif bir değerlendirmede bulunmak gerekirse… Futbol ne denli kuvvet içerirse içersin; estetiği olan, ileri seviyede analitik zeka isteyen bir spor dalıdır. Kısacası; canlı satranç oyunu demek mümkün! Sınıra yaklaştıkça oyuncuların işlevi ve önemi artar ikisinde de!

Futbol güzel spordur… Hele yeşille bütünleşmesi ayrı bir keyif veriyor insana. Ama tepkili olan kişilerin sayısı da bir hayli fazla… Peki sebep ne dersiniz? Tabi ki ‘bazı’ kendini bilmez takım taraftarları! Bu spor hiç de küçümsenmeyecek bir topluluğa, hatta dünyaya hitap ederken, sanırım kadınlı-erkekli saygı göstermeli artık…

Özellikle; futbolun basitliğini kendilerince ispatlamak isteyenler, özdeyiş misali: ‘Aman canım, 20 adam bir topun peşinde oradan oraya savruluyor… Bu da spor mu?’ derler ya… Çok gülünç doğrusu! Bu, topla oynanan tüm sporlar için böyledir. Ha basketbol çok daha estetiği olan bir spor türüdür, ama onda da aynı durum söz konusu. Tek fark; toplar yerden değil de elden gidiyor ağlara.

Ama yine de… İyi bir gözlemciyseniz, basketbol izleyicisini daha bilinçli insanların oluşturduğunu fark edersiniz; bu apayrı bir konu… Ancak futbol çok daha zorunu başarmış; 7’den 77’ye, dünyanın bir ucundan diğer ucuna herkesi etkilemiştir. Futbol; adeta evrenselliğin simgesi gibidir ve insanlar arası farkın olmadığı eğlenceli bir dünyadır.

Fakat ne yazık ki; bunu kırmaya çalışan kendini bilmez taraftarlar futbolun ayıbı olmayı sürdürüyor. İnsanlar elbette takımlarını sonuna kadar desteklesin, onlarla bütünleşsinler, ama empati büyük eksikleri… Örneğin; FB-GS maçı yapılıyor… Bir Fenerbahçeli olarak, istiyorum ki biz yaşayalım bu sevinci! Ama Galatasaraylı arkadaşım; stadyumda, ekran başında ya da radyo kulakta kaybetmek için dua ediyor, bunu bekliyor olabilir mi? E o halde ne lüzum var soytarılığa? Böyle yapınca, söz konusu takım şaha kalkmıyor ki; yerin dibine giriyor sadece!

Yenilmiş olabiliriz, buna üzülmüş de olabiliriz… Ama tebrik etmeyi bilmeli insan, bu oyundan keyif almayı bilmeli! Ayrıca esaslı bir fanatik takımını küçük düşürecek davranışlardan kaçınır; bunu da bilmeli!

Hem çok daha önemlisi; maçı kimin kazandığından ziyade, kimin daha aktif, daha mücadeleci oynadığıdır. Bu tutum da zaten başarıyı getirecektir.

Hatta o kadar ki… Kötü oynanmış bir futbol oyunundaki tesadüfi gol reddedilmeli; iyi oynanmış bir oyunda atılamamış tesadüfi gol de tebrik edilmelidir.

Sözün özü… Kazanan hakikaten hep futbol olmalı. Yürekle oynanmış bir futbol! Veee... Futbolun rengi yeşildir arkadaşım, çimen yeşili! Üzerinde farklı renkler koştursa da, kazanan her daim yeşil formalı futbol olacaktır. Olmuştur da!
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —