Gazetecinin özgürlüğü kalem tutuşundan belli olur. Muhatabı kim olursa olsun, hangi makamda oturursa otursun, hangi yetkiyi kullanırsa kullansın, gazeteci kalemini eğik tutmaz, eline tutuşturulan kâğıtta yazılı olan veya cep telefonuna geçilen soruyu değil, ülke gerçekleriyle örtüşen soruları sorar. Soru sorarken, söze "Efendim", diyerek başlamaz!
***
Televizyon kanallarındaki programları çoğu zaman "etik dışı" buluyorum. Muhatap gerilmesin, yüz ifadesi değişmesin, sinirlerine hakim olsun, ilan reklam versin diye sorular sorulmaz ki! Hatırından geçemiyorsan programa katılmazsın o kadar!
***
Gazeteci "biat" etmez."el" öpmez ama saygıdan da kusur etmez. Cesur olmak gazetecinin geninden olmalı. Gazeteci soru sorarken, muhatabının gözlerinin içine bakar, buruşturularak eline tutuşturulan kağıt parçası ya da cep telefonuna geçilen uyarı yazısına değil!
***
Gazeteci oturduğu koltuğa sırtını yaslar, başını dik tutar. Önceden hazırladığı gündeme dair soruları sorar, muhatabı konuşurken de soru yöneltir .Ancak soru sorarken telaşa kapılmaz, sık sık alnındaki teri silmez. Sorduğu sorunun cevapsız kalmamasına azami özeni gösterir. Gerekirse aynı soruyu tekrar yöneltir.
***
Gazeteci rahat nefes alır, soru sorarken ilk kez ekran karşısına çıkmış gibi sağına soluna bakarak ekrana yabancı olduğunu hissettirmez. Gazeteci yanındaki meslektaşı soru sorarken araya girmez, konuya vakıftır. Dikkatleri dağıtmaz.
***
Gazeteci o koltukta otururken, muhatabına kamu adına güncel sorunlar ve çözüm önerileriyle ilgili sorular yöneltmek zorunda olduğunu aklından çıkarmaz. Halk ne bekliyor, ne istiyor ona göre soru sorar. Sırf patronlarının hoşuna gitsin, patron memnun olsun ya da muhatabı daha fazla ilan ve reklam versin diye soru sormaz, sormamalıdır.
***
Gazeteci kalemi eline aldığı an, topluma karşı sorumluluğunun gereğini yerine getirmek zorunda olduğunu asla unutmaz. Unutursa o'na gazeteci denilmez en basit tabir ile "kalemşör" denir.
***
Gazeteci, meslek yaşamı boyunca gazeteciliğin "ateşten gömlek "olduğu bilinciyle hareket eder. O gömleği isteyerek giyer, yakasına toz kondurmaz. Özgürce soru sorar yanıtını almaya çalışır. Sudan sebeplerle verilen yanıtlarla yetinmez.
***
Sırf ekranda görünmek, boy göstermek, soru sormadan oyalanmaya çalışmak sık sık cep telefonuna bakmak gazeteciye yakışmaz. Böyle davranış sergileyene kimse kusura bakmasın ama, gazeteci denilmez. Bu anlayıştakilere ancak "ekranın kara yüzü" denilebilir! Gazeteci ülke gerçekleriyle örtüşen soruları sorar.
***
Yine asıl soruları ıskalayarak, gündemle örtüşmeyen sorular sormak da gazetecilik etiği ile bağdaşmaz.
***
Canlı yayın programlarına farklı siyasi görüş ve düşünceye mensup gazetecilerin davet edilmesi lazım.
İktidar ya da muhalefeti destekleyen gazeteciler aynı programa çıkarsa buna "Program" denilmez "sohbet" denilir.
***
Aralarında sohbet ederken bir de bakıyorsunuz moderatör, "Sayın izleyiciler programımızın sonuna gelmiş bulunuyoruz. İyi geceler" der ekran kapanır.
***
Bilinmelidir ki, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, dünya var oldukça gazetecilik bitmez. Ancak gazetecilik kisvesi altında kalem oynatan sözüm ona "şarlatanlık" yapanlar biter ve gün gelir kimse hatırlamaz.
