“GENÇLERİN YARISI MUTLU” MU DEDİNİZ?

Köy meydanında buluşmalarla, kafelerde/ barlarda/ eğlence yerlerinde buluşma ayrımlardır! Ancak bundan başka, temel gereksinimler dünyanın neresine giderseniz gidin değişmiyor;

Mutluluk, ayrı gruplara göre değişim gösterse de, bireyin ekonomik/ sosyal/ psikolojik durumları gereksinimlerini de belirliyor! Yaşadığı ortam, ortamda yararlandığı teknoloji, gereksinimlerine ulaşımı mutluluğunu da belirliyor! Bir metropol yurttaşıyla, küçük bir belde ya da köyde yaşayanın gereksinimi kuşkusuz aynı değildir! Başta sosyalleşme biçimleri birbirinden ayrıdır! 

Köy meydanında buluşmalarla, kafelerde/ barlarda/ eğlence yerlerinde buluşma ayrımlardır! Ancak bundan başka, temel gereksinimler dünyanın neresine giderseniz gidin değişmiyor; başta doymak, ardından barınmak, kullanacağınız eşyalara sahip olmak bir gereksinmelerin sonucu olduğunca, “mutluluğun” da nedeni. İnsanlar gereksinmelerini karşıladıkları, düşündüklerini gerçekleştirebildikleri, özgürce karar verebildikleri, yaşamı sevebildikleri ölçüde “mutlu” olurlar! 

***

Peki, sorumuz şu; ülkemizde gençlik/ ücretli çalışan/ ev hanımı/ küçük esnaf/ emekli/ asgari ücretliler mutlu mu, gereksinimlerini ne ölçüde karşılayabiliyorlar, gelecek düşünceleri gerçekleşiyor mu? Düşünürün “ekonomik özgürlük olmadan, özgürlük olmaz” sözünü anımsamadan edemeyeceğim! Ekonomik özgürlük olmadan özgürlük, özgürlük olmadan da “mutluluk” olmuyor çünkü!

Geçtiğimiz günlerde Tüik’in bir araştırma sonucu açıklandı. Araştırmanın adı “2024 yılı yaşam memnuniyeti”, yaşlara onsekiz/ yirmidört olan gençler seçilmiş! Bunların çoğunluğu büyük olasılıkla öğrencidir, ailenin desteğiyle öğretimlerini sürdürüyorlardır, yaşama atılmamışlardır! Üniversite bitirmiş, işsiz gençlerin arasına karışmışlardan da hiç değildir! Özellikle seçilmiş bir grup olduğunu düşünüyorum! Bu gruba “mutlu musunuz” diye sormuşlar! Yanıt verenlerin yaklaşık yüzde elliikisi “mutlu”, yüzde otuzyedisi ne mutlu/ ne mutsuz, yüzde onbiri de “mutsuz” olduklarını söylemiş! Ülkenin durumunu, gençlerin savruluşunu gör de inan haydi; ya tersiyse!

***

Araştırma verilerine göre, gençlerin yüzde kırkbeş ile sağlığı, yüzde yirmibeşle başarıyı, yüzde onbeşle sevgiyi, yüzde onkiyle parayı, yüzde ikibuçuğu da işi “mutluluğun” kaynağı olarak açıklamış! Bu bir depresyon olmalı… Sağlık da, başarı da, sevgi de, para da, iş de önemli etmenler elbette! Ekonomik gücünüz, ya da gereksinmelerinize yetecek kazancınız olmadan nasıl sağlıklı/ başarılı/ sevgi dolu olacaksınız! Eğer gençlik, bunu algılayabilecek bilgiden/ birikimden kopmuşsa bu daha acı! 

Sağlık, tüm etmenlerin önünde gelmeli! Gelişmiş, kişi başı ulusal geliri bizdekinin on/ yirmi katı, kazançları gereksinmelerine yeten, eğitim görmek isteyenlerin önünü açan, gençliğine düşüncelerini söyleyebilmesi için alanlar oluşturan, dinlenmesine zaman tanıyan ülkeler için “sağlığın” öncelikli olması tartışma konusu bile olmaz! Ancak bunlar olmadan; gençlerin özgürlükleri elinden alınırken, okullarında “altı yaşındaki çocuk yirmibeş yaşında biriyle evlenebilir” diyene tepki gösterdikleri için tutuklanırken, zorluklarını haykırdıkları için suçlanırken “sağlık” demeleri acı değil mi?

***

Tüik’in araştırmasında üzerinde durulması gereken bir konu daha var… Genç nüfusun en yüksek olduğu iller Hakkari, Şırnak, Siirt… En düşük olduğu iller de Balıkesir, Muğla, Ordu… Örneğin bu oran Hakkari’de yüzde yirmibire yaklaşırken, Balıkesir’de yüzde oniki dolayında; yaklaşık yarı yarıya… Hakkari, Şırnak, Siirt’te insanlar evlenebilmiş, çocuk da yapabilmiş! Ancak Balıkesir, Muğla, Ordu’da evlenmişlerse bile çocuk sahibi olmamışlar!

“Mutluluktan” söz ediyorduk! Hakkari’de yaşayan biriyle, Muğla’da yaşayan birinin temel gereksinmeleri aynı olsa da, birçok gereksinmeleri ayrıdır! “Mutluluk” etmenleri de ayrıdır! Gençler mutlu mu, yüzde ellinin “mutluyum” demesi olası mı, mutlulukta “sağlığın” önceliklenmesi akla uygun mu? Bunlardan önce düşünülmesi gerekenler var! Gereksinmelerini karşılayamayan, gelecek kaygıları taşıyan, doğduğu/ yaşadığı/ eğitim gördüğü ülkesinde gelecek bulamayan bir kuşağın “sağlıklı” olması beklenmemeli! Başı ağrımasa dişi, gözü ağrımasa midesi, hiçbir yeri ağrımasa da yüreği ağrıyordur gençlerin! Ayrıca “yaklaşık yüzde elliikisi mutlu” demeyin; bu bir beyin tutulması! Ne diyeyim; anlayabilen aşk olsun, herkes mutlu olsun/ yaşayabilsin/ doyabilsin… 

 


Oktay EROL

22.05.2025 19:47:00

YAZARLAR


SEYHAN’A “ASFALT VE HAFRİYAT ATIKLARI GERİ DÖNÜŞÜM TESİSİ”

Aydın SİHAY YAzdı / ADANA'NIN PARKLARI "ZİYAPAŞA PARKI"

YÜREĞİR’DE ‘AKILLI KENT’ UYGULAMASI BAŞLIYOR

ADANA’DA “BEN, BİZ VE ZAMAN” SERGİSİ

D-400’E 4 ADET ALT VE ÜST GEÇİT YAPARAK AOSB’YE ULAŞIMI RAHATLATACAĞIZ

Düzgün COŞKUN Yazdı / EYLÜL’Ü BEKLEMEYİN, İSMİNİ YAŞATIN

KALBE İYİ GELEN 10 BESİN

ORTAK ÇORAP, TERLİK KULLANIMINDAN KAÇININ!

BİR ALBÜMDE İKİ MİRAS: TEHLİKE ALTINDAKİ KUŞLAR VE UNUTULMUŞ ÇALGILAR

ADANA DEYİNCE AKILLARA LEZZET GELİR

6 İLDE ORMANLARA GİRİŞ YASAKLANDI

YAPAY ZEKA UYGULAMALARI İNSAN İLETİŞİMİNİN YERİNİ DOLDURAMAZ!

AKSA’DAN DOĞAL GAZLI ISITICI VE MUTFAK TESİSATI DÖNÜŞÜM KAMPANYASI

Suat UMUTLU Yazdı /DENİZE ATILAN MEKTUPLAR: SEDAT DEMİRKAYA

ABB BAŞKANI KARALAR TRAKTÖRCÜLER SOFRASINDA

Şahin ESENDEMİR Yazdı / BİR BAKIŞ, BİR TARİHİ NASIL DEĞİŞTİREBİLİR?

Düzgün COŞKUN Yazdı / 'TEMENNİ' KARIN DOYURMUYOR!