Hüseyin SUNGUR
Tarih: 23.11.2016 20:14
GÜMÜŞ'Ü UNUTMAK MÜMKÜN MÜ?

Bugün 24 Kasım…
Öğretmenler Günü…
Aynı zamanda sevgili dostum, ağabeyim bir çok gazetecinin öğretmeni konumundaki Mustafa Gümüşdamla’nın vefatının yıldönümü…
Mustafa Gümüşdamla’yı 24 Kasım 2011 yılında genç yaşta kaybettik…
Daha 49 yaşındaydı…
Sevgili Gümüşdamla ile çok şey paylaştık…
Anılarımız oldu…
Güzel günler yaşadık…
Kötü günlerimiz de oldu…
En kötü günüm olan 2007 yılında annemi kaybettiğim anda hastanede yanımda olan 3 gazeteciden birisiydi…
Mustafa Gümüşdamla, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir ve Adanus Gazetesi İmtiyaz sahibi Dursun Dağtekin…
Dursun Dağtekin ile çok fazla samimiyetimiz yoktu. Ancak, o öylesine güzel kalpli bir insan ki kötü günde yanında olması için samimiyetin olması gerekmez…
Dursun Dağtekin herkesin kötü gününde yanında olmuştur…
O candır, herşeyden önemlisi bir insandır…
Dursun’un insanlığını anlamak için sadece insan olmanız yeterli…
Şimdi de baldızımdır Dursun Dağtekin…
Kötü günümde beni yalnız bırakmadılar…
“Erkekler ağlamaz” derler…
Annemi kaybettiğimde sevgili Gümüşdamla yanımdayken gözlerimden yaşlar dökülmüştü…
Gazetecilerin öğretmeni konumundaki Mustafa Gümüşdamla’yı kaybettiğimizde de gözyaşlarıma hakim olamamıştım…
Sevgili Gümüşdamla’nın göreceği daha çok günler vardı…
Mesela kızı Yağmur’un üniversite okuduğunu görecekti…
Mesela küçük kızı Deniz’i ilkokula götürecekti…
Olmadı, göremedi…
Mustafa Gümüşdamla göremedi, ama eşi Hilal Gümüşdamla görüyor ve onları okutmak için büyük çaba sarfediyor…
Bugün Mustafa Gümüşdamla’yı kabri başında anacağız…
Kimimiz gözyaşlarımızı saklayacağız…
Seni unuttuğumuzu sananlar bilmelisin ki yanılıyorlar…
Senin dostluğunu, şakalarını unutmak mümkün mü sevgili dost…
Mekanın cennet olsun Mustafa Gümüşdamla…
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —