HANGİSİ EĞİTİM: SULTANA ŞEYHE AYANA KULLUK VEYA HALKA ÇOCUKLARA DOSTLUK ETME

HANGİSİ EĞİTİM: SULTANA ŞEYHE AYANA KULLUK VEYA HALKA ÇOCUKLARA DOSTLUK ETME


Dün “Okuryazarlık” Günü, “millet mektepleri” kapsamında Öğretmenler Günü idi. Üzerine tartışılacak çok şey var ama okuryazarlık her şeyden önce egemenliği aşıp aşamama, kişi olup olamama durumunu gösterdiğinden kritik önemde bulunuyor.





OKURYAZAR OLMAYAN, NİTELİKLİ OKURYAZAR OLMAYAN OYUNU BİLE KULLANAMIYOR





Olayların, hareketin yönü niteliğine bağlı bulunuyor.  Günümüzde maalesef kaç çağı iç içe yaşıyoruz. Afganistan’da birkaç eyaletin dışında Taliban kız öğrencilerin ikinci seviye eğitim almalarını yasaklamış, kız liseleri ve ortaokulları kapatmış bulunuyor.





Aydınlanmaya ve Fransız İhtilaline rağmen 1917 Ekim Bolşevik Devrimi’ne kadar neredeyse kadının ikinci kademe ve üstü okullaşması çok sınırlı kalmıştı. Sadece kadın da değil erkeklerin de büyük kısmı da,  örneğin I. ve II. meşrutiyet döneminde hâlâ mülksüzler, ayandan eşraftan olmayanlar oy kullanamıyordu.





2023 seçim dönemi yaklaşıyor. Bazı insanlarımız, örneğin Şanlıurfa’da hâlâ bazı yaşlı erkek ve kadınlarımız kendi iradesiyle, kendi elleriyle kendi oyunu kullanmakta, böyle bir imkana erişmekte bile zorlanıyor.





ÖZGÜRLÜKÇÜ OLMAYAN KİŞİ OLAMIYOR





Özgürlük mü kulluk mu? Teokratik okullar, dinci okullar ancak kulluğu savunuyor. Saf bir örnek Bostanzâde Yahya’nın 1600’lerin başında yazdığı “Duru Tarih”ten. “Rivayet olunur ki Hattab oğlu Ömer, bir gün peygambere sordu: “Yüce Tanrı, onlar da birer insan oldukları halde niçin toplumların üzerine birer sultan koymuştur ve bunları, devlet mutluluğuna erişilmez üstünlüğe ulaştırmıştır; üstelik halkı da kendilerine kul etmiştir? Çoğuna, çevre beyler de baş eğmişlerdir; her birinin heybeti kuvveti göklere varmıştır?” / Tanrı elçisi bu soruya karşılık, “Sultanlar, yeryüzünde Allah’ın gölgesi sayılırlar,” buyurmuştur. Hakikatte, ulu Tanrı’nın temiz varlığı, beden özelliklerinden arınmış, insanı niteliklerden kutsallıkla ayrılmıştır. (…) Nasıl ki, güneşin yakıcılığından gölgeye sığınılırsa, sultan da gölge gibidir. Halk kötülerin, zalimlerin elinden ona sığınır. İşte bundan ötürü de halktan üstündür. Yüce Tanrı’nın halifesi demek, toplumun başı ve seçkini olmaktır. Bedenin canlılığını sağlayan ruh neyse, toplum için de sultan odur. (…) Bütün halkı barındıran güvenlik çadırının orta direği durumundaki padişaha, herkesin, özellikle bilim ve kültür erbabının gönülden dua etmeleri farzdır. Yaratıcıya saygı ve hizmet yönünden, bireylerin, alınlarını tapınma eşiğine koyarak olgunlukları derecesinde kulluklarını açıklamaları şarttır.”  (Günümüz Türkçesine uyarlama Necdet Sakaoğlu).





Bugün de “Yeni Osmanlıcılık” veya otoriter eğitim anlayışı altında reis, şef veya başka bir lidere bağlanma, onlara kulluk durumunu çok aşabilmiş değiliz. İran’da kadınlar nasıl giyineceklerine bile kendileri karar veremiyor, bunun için hayatlarıyla bedel ödüyorlar.





Osmanlıcılığın, dinciliğin eğitim olma şansı yok. Fikir ve vicdan özgürlüğüne dayanmayan bir okul veya öğretim anlayışının “eğitim” olma şansı yok.





Nitelikli eğitim ve okulun, özgürlükçü okulun ve öğretmenin niteliği ve yolu yordamı ise tek başına olmasa da öncelikle bilimselliğinden ve dostluk edebilmesinden geçiyor.





ÇÖZÜM: HALKA DOST ÖĞRETMENLİK VE OKULLAR





Sevginin çok türü var: Anne sevgisi, devlet sevgisi, tanrı sevgisi, çıkar sevgisi, erotik sevgi… Okul sevgisinin adı en saf ve dürüst olanı, felsefenin de kökünü oluşturan “philia” yani “dostluk” sevgisidir. Dostluk en başta bilgi dostluğudur, bilgi hayatı, ufukları, dünyayı, evreni çocuklara açar, bilgi, bilgelik, iyilik, güzellik dostluğu ile bilgi toplumu olunur, iyi güzel bir toplum olunur.





“Ders” dediğimiz çocuğa veya topluma iktidar kurmak, daha da kötüsü başkalarının iktidarını sürdürmesinin aracı olmak değil, aksine her çocuğumuzun, her insanın bilgi, beceri ve duyarlılıklarını geliştirebilmesinde, önemli ile önemsizi ayırt edebilmesinde, kendi fikrini oluşturabilmesinde, kendi kararını kendisinin verebilmesinde onlara dostluk edebilmektir.





Eğitim sorunlarının çözümü nedir diye sık sık soruluyor. Çözüm her şeyden önce böyle bir anlayış ve yönelimden başlamaktadır. Çocuklara ve halka dostluk etme üzerine kurulu bir öğretmenlik ve okul anlayışı işin başlangıcını ve temelini oluşturmaktadır.



Adnan Gümüş

27.11.2022 00:20:16

YAZARLAR


KIVANÇ : ADANA’NIN İHRACATI 1 MİLYAR DOLARA ULAŞTI

57 ÜNİVERSİTEDEN 144 PROJE KATILDI

KIZILAY’DAN “KAN DOSTLARINA” TEŞEKKÜR

"NASIL BİR DEMOKRASİ NASIL BİR CUMHURİYET" PANELİ

DEMİRPOR DEPLASMANDAN 3 PUANLA DÖNÜYOR

KENDİSİNİN VE EŞİNİN MALVARLIĞINI BELEDİYE BİNASINA ASTI

ARICILARDAN NARENCİYE BALI HASADI

KARATAŞ BELEDİYE HİZMET BİNASINA SALDIRI

CELAL BAŞLANGIÇ VEFAT ETTİ.

HÜSEYİN SÖZLÜ’NÜN MHP İLE İLİŞKİSİ KESİLDİ

CHP’DE DANIŞMA KURULLARI TOPLANIYOR

“EKONOMİDE BAŞARI, DAHA İYİ BİR YARGI İLE MÜMKÜNDÜR”

“ÜLKEMİZİN YERALTI VE YERÜSTÜ KAYNAKLARI HALKIMIZINDIR!”

YANLIŞ DİYETLER ZAYIFLATMIYOR TAM AKSİ KİLO ALDIRIYOR!

TÜRK TENİSİNDE ÇÜ-ATDSK İŞBİRLİĞİ

“AĞIR VE ORTA HASARLI BİNALAR KADERİNE TERK EDİLDİ”

ÇGC BAŞKAN ADAYI ÇAKIN, ÜYELERLE BULUŞACAK