İfral TURGUT

Tarih: 23.03.2024 19:42

HARESE

Facebook Twitter Linked-in

 

Harese, Arapça bir kelime. Anlamına geçmeden önce develer konusunda ansiklopedik bir bilgi verelim.

Develere çöl gemileri derler.  Bu dirençli hayvan üç hafta gibi çok uzun süre yemeden içmeden, açlık, susuzluk hissetmeden çölde yürür, yük taşır. Bu süre zarfında akıllarına bir şeyler yemek, içmek ihtiyacı gelmez.

Ama develerin de bir zaafı vardır. Çölde “harese” adı verilen bir diken yetişir. Develer bu dikeni gördükleri anda dayanamaz ve kopararak  çiğnemeye başlarlar. 

Çok sert ve keskin dikenler devenin ağzında yaralar açar ve o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca oluşan tat devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer ve deve bir türlü kendi kanına doyamaz.

Deve içtiği şeyin kendi kanı olduğunun farkında bile değildir. Tadı verenin diken olduğunu zannederek daha, daha diken yemeye başlar, engel olunmazsa da, kan kaybından ölünceye kadar harese yemeyi sürdürür. 

Arapça devenin bu eylemine “harese” denir. Haresenin dilimizdeki karşılığı ise, “hırs, ihtiras” kelimeleridir. Haris kelimesi de buradan gelir.

Etrafımıza biraz bakacak olursak, bir sürü harese kemirgeni görürüz. Elbette her alana yayılmışlardır ama özellikle politikayı meslek edinenler, her gün her alana fark atmaktadırlar. 

Bunlar insanımsıdırlar ama kendi kendini kuyruğundan itibaren yiyerek tüketen ve yok eden “ouroboros” adlı yaratıktan farkları yoktur.

             

31 MART’A KADAR SABREDECEĞİZ.  

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —