YSK Başkanı Sadi Güven konuştu, yıllar önce okuduğum bir
anekdotu hatırladım.
Yer: Romanya..
Çavuşesku’nun seçimle iktidara geldiği, halka uzatacağını vadettiği kollarının koltuğa yapışmış pençelere
dönüştüğü zamanlar.
Medya susturulmuş,
radyolar kapatılmış, tek bir televizyon kanalı, günde 2 saat yayın yapıyor.
Yayının içeriğini bildiniz her halde. Evde daktilo bulundurmak bile ölümle
cezalandırılan bir suç. Her 30 kişiden biri gizli rejim polisi. Ülkede yüz
binlerce çocuk annesi tarafından terkedilmiş. Rejimin gebelik müfettişlerinin
zoruyla çocuk doğurmaya mecbur bırakılan kadınlar yavrulamaktan bıkıp,
çocuklarını bırakarak, yurtdışına kaçıyorlar.
Her neyse demem o değil.
Benim aklıma gelen başka bir şey.
Seçim zamanı gelmiş.
Emniyet genel müdürlüğünde bir telaş, bir koşuşturma. Genel müdür barut gibi.
Alışılmışın dışında sinirli. Her tarafa emirler yağdırıyor. Derken biri sormaya
cesaret ediyor:
-“Efendim, bu kadar önemli
ve telaşlanacak ne var?”
-“Ne olacak; Yüksek Seçim
Kurulu yarın yapılacak seçimlerin sonuçlarını kaybetmiş, hemen bulmamızı istiyorlar.”
İŞTE, NEREDEN AKLIMA
GELDİYSE…
HA, ŞEYDEN OLABİLİR Mİ
ACABA?
