(ODATV Haber Müdürü Müyesser Yıldız ile TELE1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel, tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Uluslararası Basın Kurumu (IPI) Direktör Yardımcısı Griffen, Scott,“Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel’in gözaltına alınmasını kınıyoruz…Eğer hukuk devletinden son kalan kırıntıların varlığını kanıtlamak istiyorsa, Türkiye gazetecileri derhal serbest bırakmalıdır,” dedi. Müyesser Yıldız tutuklandı. Casusmuş.)
.
Atatürk bir yurt gezisinde Balıkesir idi. Milli mücadelede hizmetleri geçmiş biri,bir konuda yanlış hüküm giydiğini söyleyerek,Atatürk’e yakındı. Dinledi Atatürk ve
-“ Haklısın, meseleyi ben de biliyorum,” dedikten sonra, yanında bulunan adliye müfettişine konuyu anlattı ve düzeltilmesini istedi.
Müfettiş Atatürk’ü dinledikten sonra,
- Efendimiz, dedi, karar bütün adli sıralardan geçtikten sonra tamamlanmıştır. Hükmün yerine getirilmesinden başka kanuni yol yoktur,” diye cevap verince Atatürk,
- “Ama ben söylüyorum, bu iş haksızlık. Çünkü ben işin aslını biliyorum,” dedi.
Görevini, yetki ve sorumluğunu bilen, liyakatiyle o göreve gelmiş olan genç adliye müfettişi,
- “Efendimizin beyanı kanun önünde bir değişiklik yapamaz. Adliye Bakanlığı’nın da bir şey yapmasına imkan yoktur,” diye karşılık verdi.
O anda ortada soğuk bir hava esti. Herkes bir fırtınanın kopacağını sanıyordu ama Atatürk sakin bir şekilde sordu:
- “Peki, bir adli hata olursa,kanun bunun düzeltilmesini sağlayamaz mı?”
-“ Yeni bir delille, mahkemenin tekrarı istenebilir,” dedi müfettiş.
O zaman Atatürk başvuru sahibine döndü:
- “Beni şahit olarak göster. ‘Davada yeni deliller bulunduğunu öğrendim,’ diye iddia et. Ben mahkemeye gider, sana şahitlik ederim,” dedi.
Sonra da müfettişe döndü:
- “Size teşekkür ederim,” dedikten sonra, başvuru sahibine,
- “Neden zamanında başvurmadın. Gelir şahitlik ederdim. Boş yere mahkemeleri de meşgul etmezdin. Her vatandaş, hatta Cumhurbaşkanı bile adalete saygı göstermek zorundadır.”
ÖZLEMİYOR MUSUNUZ,