İNTİHARDAN SONRA AMERİKAN KAMUOYU TEPKİSİ

Aaron Swartz’ın intiharı, Amerikan kamuoyunda büyük bir tepki doğurdu.  Halk, “Bu kadar ağır bir kovuşturma buna değer miydi,” diyordu.

Aaron Swartz’ın intiharı, Amerikan kamuoyunda büyük bir tepki doğurdu.  Halk, “Bu kadar ağır bir kovuşturma buna değer miydi,” diyordu.

Akademisyenler, yazılımcılar, gazeteciler ve sivil toplum kuruluşlarının ilk tepkisi öfkeydi. Çünkü Aaron şiddet uygulamamıştı, maddi kazanç elde etmemişti, şikâyetçi kurum davadan çekilmişti. Buna rağmen devlet halkın gözünde davayı hukuki olmaktan çıkarıp ahlaki bir meseleye dönüştürmek için belirgin bir gayret sarf etmişti.

Halk ise devletin gereksiz bir şiddet uyguladığını düşünerek, “Devlet, sembolik bir zafer için bir genci ezdi,” kanaatindeydi.

Özellikle gençler, savcılığı acımasız, hukuku insansız, sistemi orantısız güç kullanan bir yapı olmakla suçluyordu. Oysa, o zamana kadar savcılığı, düzeni koruyan, toplumu savunan bir kurum olarak görüyorlardı.

Genel kanı ortaktı: Yasa aşırı sert uygulanmış, savcılar güç gösterisi yapmış, aldıkları karar adalet dağıtmaktan ziyade bir göz dağı niteliğine bürünmüştü. Gözdağı ama sadece Aaron’a mı? Aaron sadece bir bilgi özgürlüğü savunucusu olarak sadece, “Dijital çağın vicdanı” sayılabilirdi.

Elbette, aksini savunanlar da vardı. Onlar da, “Yasa yasadır. İhlal ettiyse bedelini öder. İyi niyet suçu meşrulaştırmaz,” diyorlardı.

Bazı köşe yazarları da, “Bu bir intihar değil, sistemin ürettiği bir ölümdür,” iddiasındaydı.

Siyasiler arasında çok ender görülen bir şey gerçekleşti: Demokratlar ve Cumhuriyetçiler aynı noktada buluştu. “Bu yasa reforme edilmeli, hukuk doğru uygulanabilir ama yine de adaletsiz olabilir,” dediler.

Bazı kaynaklar bu intiharın Amerikan hukuk sisteminde büyük değişiklikler yapılmasına sebep olduğunu söylüyor. Bu çok da doğru değil. Ama yine de, savcıların takdir yetkisinin sınırları ciddi biçimde sorgulandı. Suç ile ceza arasındaki orantısızlık kamuoyunun gündemine girdi.

“Bilgisayar Dolandırıcılığı Yasası” 1986’da kabul edilmişti. O tarihten beri internet ve dijitalleşme olağan üstü gelişti ve o yasa bugünkü durumu kapsayamaz oldu.“Aaron’s Law” (Aaron Yasası) adıyla bir yasa tasarısı hazırlandı. Ama bütün maddeleriyle henüz kabul edilmedi. 

ÇÜNKÜ… Galiba bilgiyi edinen, depolayan, saklayan, zamanı geldiğinde paraya tahvil edebilenlerin menfaatlerini de korumak gerekiyordu.

Her şeye rağmen Amerikan hukuk çevreleri bir çok şeyin yanında şu üç şeyi ciddi olarak tartışıyor. 

1.Bireyin vicdanı, devletin yasalarından önce gelmeli.

2.Hukuk niyeti değil, ihlali cezalandırmalı.

3.Bir yasa teknik olarak geçerli ama ahlaken yanlışsa, ona uymak zorunda değiliz.

BİZİ PEK DE İLGİLENDİRMİYOR AMA 

  • ŞU ÜÇ KONUYU BİZ DE DERİNLEMESİNE TARTIŞSAK MI, ACABA?

İfral TURGUT

24.12.2025 09:32:00

YAZARLAR


TGC: TEHDİT, HAKSIZ GÖZALTI VE TUTUKLULUK UYGULAMASIYLA HABER ALMA HAKKI ENGELLENEMEZ

MUSİKİDE MUHTEŞEM ZAMAN YOLCULUĞU

Düzgün COŞKUN Yazdı/ "BU KORİDORDA KAPILAR HABERCİLER İÇİN AÇIK"

Sabri ARPAÇ Yazdı / SON TORBA YASADAKİ VERGİ DEĞİŞİKLİKLERİ

BULUT, SİLİVRİ’DEKİ BAŞKANLARI ZİYARET ETTİ

SUAT HAYRİ AKARÇAY VEFAT ETTİ

TZOB: ÇKS KAYDI İÇİN SON GÜN 31 ARALIK 2025

Vahit ŞAHİN YAzdı/ YENİ ADANA GAZETESİ’NİN ARDINDAN…

İMO’NUN 71. KURULUŞ YILINDA EMEKTARLARA PLAKET

SANCAK ŞİRKETİNİ DEVRETMİŞ

ADANA’DA CHP’DEN İYİ PARTİ ZİYAETİ

AK PARTİLİ ŞAMİL TAYYAR: KARALAR TUTUKSUZ YARGILANMALI

GÖRÜR: ADANA HAVZASI ETKİ ALANINDA

ADANA TAŞKÖPRÜ 1960'LI YILLAR

GÜNÜN FOTOĞRAFI

Düzgün COŞKUN Yazdı/ SEYHAN DEVLET HASTANESİ ÇAĞIN GERİSİNDE Mİ KALDI!

KARALAR, İTİRAZ ETTİ, MAHKEME KARARINI BEKLİYOR