Oktay EROL

Tarih: 19.04.2019 00:14

İŞSİZİ ANLADIK MI?

Facebook Twitter Linked-in


İİnsanın, ‘iş için’ kapı çalması neden yadırganır, anlamıyorum!





Soymak için değil,





Haksız kazanç için değil,





Daha çok kazanmak için değil,





Birinin ekmeğiyle oynamak için değil,





Yan gelip yatmak için değil…





Çalışmak için ‘iş arayan’ birine…





***





Olduğumuz yerin tüm yanlarına bakalım…





Öyle değerler, öyle ‘önem’ sayılacaklar zamanında ‘çalışacakları’ bir ortam oluşturamadıklarından dolayı omuzlarını içe çekmişler ki!





O birileri gibi yalvarmadığından,





O birileri gibi her dönem ‘ayrı’ sapaklarda olmadığından,





O birileri gibi el ovmadığından,





O birileri gibi ‘ilk’ gemiyi terk etmeyeceğinden,





O birileri gibi yüze gülüp, arkadan oyun kurmadığından…





Çaldığı kapıları açılmamış…





Açılan kapı yüzüne bakmamış…





Gün bulmuş, gün yemiş; hepsi o kadar!





Kapı çalmaktan usanmadan…





***





Şu konuşuluyor:





Yıllardır CHP Adana’da Anakent belediyesinden uzak…





Çok kolay, yapılabilecek ‘sorunlarında’ bile çekinerek çaldılar kapıları.





Bir ruhsat almak için,





Gecikmiş emlak borçlarını bekletmek için,





İnşaatlarına su alabilmek için,





Arsalarına imar alabilmek için…





İş için, aş için ne kapı çalabildiler, ne de bu tür kapı çalmaları için fırsatları vardı…





Yılların birikmişliği ile,





Yıların doyumsuzluğu ile,





Yıların çekinceleri ile,





Önlerindeki şimdi ‘umut’…





***





Birçoklarını biliyorum…





Daha başta Başkan Zeydan Karalar’da altını çizgi;





Anakentteki ‘zorluklardan’ söz etti.





Birikmiş-günü geçmiş borçtan, yeni oluşturacağı kadroya değin…





Yeni bir ‘isim’ var artık…





Öyle ki, ‘ideoloji’ bakımından da birçok konuya ‘yanıt’ verebilecek bir ‘isim’.





Taşıdığı ‘ideolojinin’;





İnsana,





Emekçiye,





Sanata,





Kent yaşamına,





Gençliğe, emekliye hangi ‘iletiyi’ vereceğini seçebilen bir ‘isim’.





***





Otuz yıldır, çaldığı kapıları açamayan ‘işsiz’, bu kez çalacak…





Yaşama tutunabileceği, gereksinmelerini sağlayabileceği, emeğiyle yapabileceği, hak ettiği işi edinebilmek için…





Kapı ne denli aralanacak,





Aralanan kapıdan ne denli olumlu yanıt alacak,





İşsizliğin bilinen ‘umudu’ bu!





Kapıları bırakın çalsınlar, ‘kapıları birer birer’…





İşsizliğin her mevsimini ‘umut’ yapacak olgu bu…





ŞU İSTANBUL SEÇİMLERİ…





Türkiye gibi hem hayvancılığın, hem tarımın rahatça yapılacak coğrafi yapısı olun bir ülkenin;





Her yıl biraz daha ekim alanları daralıyor,





Her yıl biraz daha hayvancılık terk ediliyor,





Her yıl biraz daha girdi alımları zamlanıyor,





Her yıl biraz daha üreticiler zorlanıyor,





Her yıl biraz daha tüketimde dışa bağımlı kalınıyor,





Her yıl biraz daha bu alandaki üreticiler işsiz kalıyor,





Her yıl biraz daha bu nedenle kırsal bölgeler terk ediliyor,





Her yıl biraz daha kendi yazgılarına bırakılıyorsa eğer…





Çok uzaklara gitmeye gerek yok! Onyedi yıldır ‘iktidar’ olanlara bakmak gerek!





İşsizliğin genç nüfusta yüzde yirmialtıyı zorlamasında ‘iktidarı’ sorgulamak gerek!





Bununla birlikte, son onyedi günde, yaşanan onlarca olayın ‘anlaşılmasının’ istenmemesi nedeniyle, ‘iktidarın’ tüm yurdu İstanbul anakent belediyesine yönlendiğini de bilmek gerek!





Yenilenecek bir seçimin ‘sonucunun’,  bundan daha sert bir ‘uyarı’ olma olasılığını da görmek gerek!



Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —