İşverenlere Önemle Duyurulur!

İşverenlere Önemle Duyurulur!


 

İş-Kur’a yaklaşık 330 Bin TL teminat gösterdik ve Allah’a şükür, devlete borcumuz yok. Vadesi geçmiş vergi borcumuz yok. Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcumuz yok.

Kiralık işçi büromuzu, pardon özel istihdam büromuzu kurduk ve faaliyetimize başladık.

Yurt içi ve yurt dışında çalıştırılmak üzere kiralık İnsanlarımız var!

Tecrübeli tecrübesiz, bayan ya da erkek, uzun ya da kısa boylu, eğitimli veya eğitimsiz, diplomalı ya da diplomasız, her çeşit insan kiraya verilir!

Promasyon olarak ta mesleki yeterlilik belgeleri hediye edilir.

Sonuç olarak, özel istihdam büromuz aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulur!

ü  Yeni doğum yapmış ve çocuğunu ilköğretim çağına kadar büyütmek isteyen kadınlarımız var.

ü  Mevsimlik tarım işlerinde çalıştırabileceğiniz dayanıklı, güçlü, ot kazmasını, pamuk toplamasını bilen sağlıklı köylülerimiz var.

ü  Ev hizmetlerinde uzmanlaşmış, banyo tuvalet temizliğinde usta, halıda bir gram toz bırakmayan, üstelik öğleyin yemek te istemeyen temizlikçilerimiz var.

ü  İşletmenizin günlük işlerinden sayılmayan ve aralıklı olarak gördürdüğünüz işlerinizde kullanılmak üzere gençlerimiz var.

ü  İş sağlığı ve güvenliğibakımından acil olan işlerde veya üretimi önemli ölçüde etkileyen zorlayıcı nedenlerin ortaya çıkması hâlinde hemen yanı başınızda olacak tecrübeli elemanlarımız var.

ü  İşletmenizin ortalama mal ve hizmet üretim kapasitesinin geçici iş ilişkisi kurulmasını gerektirecek ölçüde ve öngörülemeyen şekilde artması hâlinde size bir telefon kadar yakınız.

ü  Mevsimlik işler hariç dönemsellik arz eden işlerinizde artış olduğunda yardımınıza biz koşarız.

Yaptığımız bütün bu özverili çalışmalara karşılık özel istihdam bürosu olarak aracılık ve geçici işçi sağlama faaliyeti karşılığı olarak siz işverenlerden küçük bir miktar hizmet bedeli alıyoruz.

İş arayanlardan ve geçici iş ilişkisi ile çalıştırılan işçilerden her ne ad altında olursa olsun menfaat sağlamıyoruz ve hizmet bedeli almıyoruz. Bu konuda sağda solda konuşan münafıkların sözleri külliyen yalandır, iftiradır.

Ancak aracılık hizmetleri için yönetmelikle istisna tutulan meslekler ve pozisyonlar için emeğimizin karşılığı bir miktar hizmet bedeli alıyoruz.

Garanti veriyoruz.

ü  Büromuzdan kiraladığınız insanları dövebilir, sövebilir, canı çıkıncaya kadar çalıştırabilirsiniz. Gıkları bile çıkmayacaktır. Kefili ve garantisi biziz. Posası çıkanı atın, size yenisini göndermeyi taahhüt ediyoruz.

ü  Ücretlerinisizlerden değil büromuzdan alacaklar.

ü  Aç ta kalsalar, açlıktan nefesleri de koksa büromuzun hizmet bedeline mahsup edilmek üzere sizden avans veya borç alamazlar.

ü  Asgari ücretten bir kuruş fazla ücret ödemeyeceksiniz. Yok ücret zammıymış, sosyal hakmış, örgütlenme özgürlüğü Anayasal bir hakmış, vb. bitti.

ü  Çalışma süreleri bir yılın altında kalıp süreklilik göstermeyeceği için kıdem tazminatı alamayacaklar. Ayrıca ihbar tazminatı da ödemeyeceksiniz.

ü  Sürekli bir çalışması olmadığından sendika üyeliği de olmayacak. Sadece kiralık işçinin bilgilerini varsa işyeri sendika temsilcisine bildireceksiniz.

ü  İşyerine ve işe ilişkin olmak kaydıyla kusuru ile neden olduğu zarardan, size karşı sorumludur, verdiği zararı karşılayacaktır. Yok efendim, hatalı ya da kusurlu davranış insanın doğasında varmış, geçiniz bunları.

ü  Kiralık işçinin SGK primlerini büromuz yatıracak. Bazı münafıklar, “sadece çalışılan dönemler için prim yatacağı için emeklilikte prim ödeme gün sayısını doldurmada büyük sıkıntı yaşanacak ve işçiler mağdur olacak” diyorlar. Bize ne efendim. Cenabı rabbülalemin her kulunu eşit yaratmamış ki.

Kiralık işçi yasasını çıkaran, öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımız ve onun çok değerli AKP hükümetine teşekkürü bir borç biliriz.

Ülkemizde kolay kolay çalıştırılacak işçi bulunamıyordu. İşverenlerimiz çok zor durumdaydı.

İşçi ücretleri ülkemizin ekonomik geleceğini tehdit ediyordu. Ulusal ve uluslararası finans çevrelerine karşı faiz ödemelerini yapmakta oldukça zorlanıyorduk.

“Bu milletin …na kayacağız” diyen çok değerli müteahhitlerimize kaynak aktarmakta zorlanıyorduk.

Dünyanın bu imhacı rekabet ortamında işverenlerimiz rekabet edemez hale gelmişlerdi.

“Dört nala gelip uzak Asya’dan, Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu cennet, bu cehennemin sıkıntılarını aşmak için yer altı ve yer üstü bütün kaynaklarını ve değerlerini sattık yetmedi. Sıra insanımıza geldi. Bu ülke için gerekirse onu da satarız.

ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) nün; “İstihdam ve işsizliğin önlenmesi, çalışma saatlerinin azaltılması, uygun asgari ücret, işyerindeki hastalık ve kazalardan korunma, çocukların, gençlerin ve kadınların korunması, yaşlılıkta ve maluliyette korunma, göçmen işçilerin haklarını korunması, eşit işe eşit ücret, örgütlenme özgürlüğü, mesleki eğitim ve sürekli eğitim” vb. temel hedefleri onları sayelerinde çok şükür artık çöp sepetine atıldı.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası:

M. 17. – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

M. 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.

M. 49. – Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.

M. 53. – İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.

M. 55. – Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.

M. 60. – Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.

Bazı uğursuz ve şuursuz kimseler yukarıdaki Anayasal hükümleri anımsatıyorlar. Sayın büyüğümüz Anayasayı bir kalemde çizmedi mi? Yemin ederken ayağını kaldırmadı mı? Siz o yüceden iyi mi bileceksiniz?

İlanen duyurulur.

27 Mayıs 2016.

Kiralık işçi simsarı

Mahmut TEBERİK

Mahmut TEBERİK

27.05.2016 12:17:44

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI