İzmir’in işgali, Hasan Tahsin’in ilk kurşunu./Ertesi gün Samsun’a yelken açan,/İçi vatan sevgisi dolu bir asker.../Kurtuluşa giden yoldaki ilk adım,/başladığı yerde başarı ile tamamlanan,/ülkenin gerçek sahiplerinin destansı hikayede,/Vapurun adı Bandırma,/Reis’i ise Mustafa Kemal.../Limanı vatan oldu, Cumhuriyet oldu,/ Türk Milletine emanet etti,/Peki, biz sahip çıkabildik mi.../ Yoksa unutup,cehaletin pençesinde sanki kör,/Hep suskun mu kaldık.../Yoksa sokakta deli divane dolaşıp isyan mı ettik.../Sana diyorum ki;O büyük asker sığınağın olsun,/O'na inan ve anla,izini sürmeyi de unutma!
*
Tarih, 15 Mayıs 1919...
Yer, İzmir, Kordon...
Yunan ordusu palas pandıras şehre giriyor, kibirli ve ellerinde işgal bayraklarıyla...
Ama bir yiğit çıkıyor, o'nu Hasan Tahsin olarak biliyor, tanıyoruz, ki gerçek adı Osman Nevres..
Yüreği sanki vatan ateşi, kalemini bırakıp silahını çekiyor ve Yunan General’e ateş ediyor, ki işte O kurşundur bir milletin uyanışının ilk çığlığı...
Hasan Tahsin düşüyor, ama o an, işte o an işgale karşı direnişin fitilini de ateşliyor, “Burası Türk’ün vatanı!” diyor o kurşun, belki sessizce , ama uzaktan geliyor Efe’nin haykıran sesi, "Görev Bizde!”
O kurşunun sesi dağda, ovada heryerde yankılanırken tüm vatan sevdalıları sesleniyor, “Bir genç silah çektiyse, görev bize de düşmüştür!” diyor işgale karşı koyuyorlar. Yörük Ali, Çerkez Ethem, Demirci Mehmet Efe ve niceleri... Vatan toprağını düşmana dar etmek için ant içiyorlar mermiyle, barutla... Artık bu cesur kahramalar milletin umuduydu...
O halde, Mustafa Kemal, Bandırma Vapuru ile özgürlüğe yelken açabilirdi ve bir gün sonra,16 Mayıs 1919'da, bir avuç vatanseverle işgali bitirmek, milleti uyandırmak ve bağımsızlığı kazanmak için , o vapurla Karadeniz’in dalgalarında süzülürken, aklında tek bir şey vardır,“Ya istiklal, ya ölüm!”...
Ve 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basıyorlar, ki bu kurtuluşun ilk adımıydı, bir kıvılcımdı...Anadolu ise bu kıvılcımı alev yaptı...
Önce direnişi örgütlemek için adım atılıyor.
Amasya Tamimi ile “Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır!” diyerek milletin egemenliğe olan inancı perçinleniyor, bağımsızlık mücadelesinin de yol haritasını çiziyorlar.
Erzurum Kongresi’nde de vatanın bölünmez bütünlüğü için ant içiliyor. “Vatan bir bütündür, bölünemez!” kararlılığı da Anadolu’nun her köşesine yayılıyor.
Artık,Sivas Kongresi’nde millet, tek yürek olulmuştur. Mustafa Kemal önderliğinde, tüm Anadolu temsilcileri bir araya gelerek bağımsızlık mücadelesini ulusal bir hareket haline getirirlerken; “Ya istiklal, ya ölüm!” sloganı da milletin ortak sesi oluyor , Anadolu’nun dört bir yanında...
Millet tek yürekti ve 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi kuruldu; bu, milletin egemenliğinin simgesiydi ve işgalcilere karşı direniş ise bir ulusun organize mücadelesine dönmüştü...
Anadolu’da çeteler, düzenli orduya evrilmiş, Kuva-yi Milliye ruhu, düzenli ordunun disipliniyle birleşmişti ve 1921'de Sakarya Meydan Muharebesi’nde bu Türk ordusu, Mustafa Kemal’in “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır!” emriyle destan yazıyor, 22 gün süren bu kanlı çarpışmadan sonra da işgalcilerin Anadolu’nun içlerine ilerleyişi durdurulmuştu, ki bu sonuç Milletin bağımsızlığa olan inancını da kuvvetlendirmişti... Artık hazırlıklar tamamlanmış, Büyük Taarruz için geri sayım başlamıştı.
Tarih 26 Ağustos 1922...Afyonkarahisar’da şafak sökerken, Türk ordusu Mustafa Kemal’in emriyle harekete geçer; “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!”
Önce Dumlupınar’da düşman bozguna uğratılır, 30 Ağustos’ta ise Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile işgal orduları darmadağın edilir, ki Türk süvarileri, kaçan düşmanı kovalarken, esasen özgürlüğe de adım adım yaklaşılıyordu.
Ve, 9 Eylül 1922 günü İzmir görünür , Türk ordusu Kordon'dadır ve Kadifekale’ye de Türk bayrağını çekilmiştir...
Kısaca, işgalin başladığı yerde, Hasan Tahsin’in ilk kurşununun yankıları hâlâ duyulmaktaydı ve özgürlük zaferle taçlanmıştı...
İzmir’in kurtuluşu, milletin “Ya istiklal, ya ölüm!” andının gerçekleşmesi sadece bir şehrin değil, bir vatanın yeniden doğuşuydu...
Unutulmamalıdır ki;
"Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededur, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!" sesiyle zincirlerler kırılmış, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!”ile de İzmir körfezinde zafer türküsü söylenirken, bir an için o günü, o an'ı düşünün, Hasan Tahsin'in vatan aşkını, Mustafa Kemal’in gözlerindeki o ateşi içinizde hissedin ...
Ki, ne cehaletin pençesine teslim ol, ne de suskunluğa boyun eğ!
Dimdik dur!
Bandırma’nın ruhu da, rotası da kalplerde çizilidir ve O büyük askerin mirasına, Cumhuriyet’e sonsuz bir sevdayla bağlan, yüreğin vatan için çarpsın...
Ne diyor, Bandırma Vapuru'nun Reis'i;
“Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
SUAT UMUTLU
19 Mayıs 2025
