İzmir Belediyesine yönelik şafak operasyonuyla başta geçmiş dönem başkanı Tunç Soyer ve CHP il başkanı Şenol Aslanoğlu olmak üzere, 126 kişi göz altına alındı. Aslında liste 157 kişilik. Sanırım siz bu yazıyı okuyuncaya kadar, biri hariç, diğerlerini de tutuklamış olurlar. Biri hariç çünkü o kişi zaten yaşamıyor.
Şimdi isterseniz, bu konu hakkında bir şeyler söylemeden şu tarihi anekdotu okuyun. O zaman operasyonu anlamak daha kolay olacaktır.
Büyük İskender, hocası büyük filozof Aristo’ya bir mektup yazıp sorar: "Zapt ettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için neler yapmalıyım?"
1- Ülkenin ileri gelenlerini sürgüne mi göndereyim?
2- Ülkenin ileri gelenlerini hapse mi atayım?
3- Ülkenin ileri gelenlerini kılıçtan mı geçireyim?
Aristo’dan cevap gelir:
1- Sürgünde toplanıp sana karşı başkaldırırlar.
2- Hapishaneler militan yuvası olur, kontrolden çıkar.
3- Onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, tahtını sallar.
Aristo, çözüm olarak şu tavsiyede bulunur:
İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin. Birbirleriyle savaşınca, hakem olarak kendini kabul ettireceksin. Ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın.
Sanırım anlaşıldı. Uzak ve yakın tarihten alınan derslerle operasyonlar aralıksız devam ediyor, nihai sonuç alınıncaya kadar da devam edecek. Şöyle ki:
Benim yaşımdakiler, özellikle İzmirli dostlar iyi hatırlayacaklardır. Altay’ın Türkiye liglerini kasıp kavurduğu yıllar, kulübün başında Rıdvan Burteçin adlı saygın bir başkan vardı. Ona “Lejyoner Başkan” diyorlardı çünkü Fransız ordusunda, Afrika’da dört yıl savaşmış ve Fransız Meclisi kararıyla “En Büyük Asker” liyakat madalyasını almıştı. Maçlardan önce futbolcularına, sürekli savunmada kalan takımın maç kazanamayacağını söyleyerek, “En İyi Müdafaa Hücumdur,” derdi.
Tıpkı bunun gibi, aslında kendilerini savunması gerekenler, sürekli saldırıyorlar.