1933 yılının 14 Haziran’ında, Polonya’nın Lodz kentinde bir Yahudi ailesinin bir oğlu oldu. Adını Josef Lewinkopf koydular. Josef henüz küçük bir çocukken Nazi imparatorluğunun ayak seslerini duyan baba Moses, ailenin soyadını Kosinski’ye çevirdi. Artık aile Hıristiyan olmuştu. Josef Jerzy adıyla vaftiz edildi.

Alman işgali boyunca aile Katolik kimliğiyle saklanmayı başardı ve savaş sona erince baba komünist saflarına katıldı.
.
Jerzy, Lodz Üniversitesi’nden tarih ve sosyoloji dallarında yüksek lisans yaptı ve bir süre Polonya Bilimler Akademisi’nde doçent olarak çalıştı. Lodz Üniversitesi’nde okurken ünlü film yönetmeni Roman Polanski ile tanıştı.

Babasının aksine komünizmden nefret ediyordu. Sahte belgelerle 24 yaşında ABD’ye iltica etti. Eğitimini devam ettirmek için her işte çalıştı. Columbia Üniversitesi’ni bitirince kendini tamamen yazmaya adadı. Bir yandan da Yale ve Princeton gibi seçkin üniversitelerde “creative writing” (yaratıcı yazarlık) dersleri verdi

Yirmi dokuz yaşında geldiğinde bir çelik imparatorluğunun varisi, alkolik Mary Hayward Weir ile evlendi. Artık özel uçağı, yatları olan bir yazar olarak New York’taki evlerinde devrin zenginlerine, entelektüellerine partiler düzenlemekte, hayalinde kurguladığı çocukluk anılarını anlatmaktaydı.
İkinci evliliğini, Almanya’nın Bavyera eyaleti aristokrasisinden Katherine von Fraunhofer ile yaptı.
Hayatının son yıllarında, kalp yetmezliği ve ruhsal çöküntü içinde sıkışıp kaldı. İnişli çıkışlı maceralı bir hayatı görünüşte umursamaz bir cüretkârlıkla yaşamıştı ama aslında yaşadığı travmaların ruhunda açtığı derin izler kaçınılmaz olarak bütün o sarsıcı romanlarının içerik ve üslubuna yansıyordu. Hayata sıradan insanlar gibi bakmıyor, bakamıyordu. Keskin tercihleri, farklı değer yargıları vardı.

58 yaşındaydı. Üretemeyen dâhilerin ruh hali ona da musallat olmuştu. Üretemiyorsa yaşamasının ne gereği vardı? İntihara karar verdi ama kimsenin aklına gelmeyecek bir yöntem seçmişti. Gitti banyoya, girdi küvete, başına bir naylon torba geçirdi ve nefessiz kalıncaya kadar çıkarmadı.
Ölmeden önce bir kâğıda “Her zamankinden daha uzun bir süre uyuyacağım. Buna sonsuzluk deyin,” diye yazmıştı.
İNSAN BİR BUNALIM ANINDA İNTİHAR EDEBİLİR… BUNUN İÇİN;
KAFASINA KURŞUN SIKAR; KALBİNE BİR BIÇAK SAPLAR…AMA

KAFASINA GEÇİRDİĞİ BİR NAYLON POŞETİ NEFESİ KESİLİNCEYE KADAR NASIL ÇIKARMAZ…ANLAYAMIYORUM.