Zaman zaman dergilerde dikkat testleri yayınlanır. Bunların en bilineni, birbirinin aynısı iki resim ya da fotoğraftır ama birinde bazı küçük detaylar ustalıkla silinmiştir. Ancak çok dikkatle inceleyince aradaki farkı görebilirsiniz.
Şimdi size birbirine çok benzeyen iki olayı anlatmaya çalışacağım. Biri günümüzden, diğeri I. Dünya Savaşı sonrasından. Sonunda da sorumu soracağım.
8 Eylül 2025. Gürsel Tekin siyah arabasıyla, içinde koruma olarak karşı kampın trolü, 5.000 polis ve özel giyimli siyah tişörtlü korumalarla, CHP İstanbul İl Başkanlığı zannettiği, CHP Genel Başkanının çalışma ofisine geldi. Kafası karışıktı. Defalarca fikir değiştirdi. En son vali ve emniyet müdürünü arayacağını, onlar polisi çektikten sonra geleceğini söyledi ama galiba karargahtan “Sen kimsin de polise karışıyorsun,” zılgıtını yedi, 5.000 polise 4.000 daha takviye yapıldı. Yine de, değil polise, bir bekçiye bile sözünün geçmeyeceğini anlamamıştı.
Bu kara gömlekliler hep yanındaydı. Bunların kim olduğu, resmi bir kimliklerinin olup olmadığı, kim tarafından görevlendirildiği, gönüllü mü, ücretli mi olduğu, ücretliyse, ücretlerinin kim tarafından ödendiği, görevlerinin geçici mi, sürekli mi olduğu, en önemlisi yetki ve sorumluluklarının ne olduğu hala (en azından bu yazının yazıldığı ana kadar) öğrenilemedi.
İkincisi, I. Dünya Savaşı sonu İtalya’da geçiyor. I. Dünya Savaşı, İtalya’yı kargaşa içinde bırakmış, ve ülkede şiddetli bir milliyetçilik dalgası yükselmişti. Mussolini çeşitli grupları bir çatı altında toplamaya çalışıyordu. Bu yeni gruba “Faşist Parti” adını verdi.
Bu grupların sayısı iyice artınca, ulusal güvenlik gücü haline geldi. Bunlar siyah gömlekler veya kazaklar giydiği için adına “Kara Gömlekliler” denildi
Kara gömlekliler 1922 yazında hem sosyalist hem de komünist örgütlerin merkezini ve üyelerinin evlerini yaktı, gece yürüyüşleri düzenledi. Amaçları halka korku salmaktı. Bunu da başardılar çünkü İki yıl içinde, 2.000 siyasi muhalifi yok ettiler.
1922 yılına gelindiğinde, Kara gömlekliler Kuzey İtalya’nın çoğunu kontrol altına aldılar. Bu durumdan cesaret alan Mussolini, Roma’da bir darbenin alt yapısını hazırlamak üzere, bir Faşist Parti konferansı düzenledi. Bir gövde gösterisi olarak da Kara Gömleklilerin silahlı ekiplerini Roma’ya yürüttü ve krala koalisyon hükümeti kurmayı teklif etti. Kral kan dökülmesinden korktu ve Mussolini’yi başbakan olarak atadı. Mussolini de 300.000 Kara Gömleklinin gözetiminde ant içerek göreve başladı ve hoş geldin faşizm.
Şimdi sorularımı soruyorum:
İYİ EĞLENCELER. SAYGILAR.
