Bugün geçmişimle buluştum.
Erkence gidip pencere kenarında bir masaya oturdum.
Benden başka kimsecikler yoktu kafede.
Hafif bir müzik çalıyordu.
Yavaş yavaş masalar hareketlendi.
Biraz sonra Aydın kapıda görününce elimi kaldırıp "Aydın!"diye seslendim.
Gelip karşıma oturdu.
Ben onu biliyordum ama o yıllar sonraki halini görünce şaşkınlıkla baktı.
"Nasıl buldun yaşlılığını?" dedim.
Hâlâ saşkınca bakıyordu.
"İyi görünüyorum" dedi.
Bir an susup birbirimizi izledik.
Ne konuşacağımı bilemedim bir an.
Okul nasıl gidiyor ?
İyi, ama ben mimar olmak istiyordum neden mühendisliği seçtin "dedi.
"Ben de istemiyordum ama bırakıp gidemedim bu şehri" dedim.
"Gelecekte neler yaşayacağımı anlatsana" dedi.
"Anlatamam, sonra geleceğe olan merakını ve heyecanını yitirirsin yaşayıp görmelisin "dedim.
"Peki memleket ne durumda?
"İşte bu sorunun yanıtı pek iyi değil maalesef, her şey öylesine kötü ki, şu yaşadığınız günlerin değerini bilin" dedim.
Yine suskunlaştık.
Bir şey sormak istediğini ama soramadığını bakışından anladım.
"Peki Annem, babam nasıllar? dedi çekinerek.
Kalbime bir ağrı saplandı.
"Önce babamı sonra da annemi kaybettik" deyince başını eğip sessizce ağladı.
"Eve dönünce onlara sevgiyle sarıl ve onları hiç bırakma" dedim.
...Ve çok özlediğimi söyle.
Ayağa kalktık geçmişte kalan Aydın'a sıkı sıkı sarıldım.
Ve o güzel günlerin kokusunu içime çektim.
Çıkarken son bir kez dönüp gelecekteki kendine baktı.
Gülümsedi.
Ben de ona gülümsedim.
Aydın Sihay