Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) sıkıntılı, buhranlı, bol tartışmalı, tam bir kaos ortamı yaşadığı Alper Akınoğlu döneminden sonra soyadı gibi
KİBAR bir görüntü sergileyen Prof. Dr. Mustafa Kibar'a teslim edildi.
Üniversite dışından olmasına rağmen öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun oyuyla rektör olan Kibar, basınla tanışma toplantısı düzenledi. Toplantıdan önce birkaç kez bir araya gelme fırsatı bulduğumuz Rektör Kibar'ın ilk açıklamalarında üniversitede saklı gizli işler olmayacağına dair izlenim edinmiştik. Sayın Kibar'ın Cumartesi günkü toplantıda da basın mensuplarının sorularına samimi yanıtlar verdiğini gözlemledik.
Basın mensupları olarak ÇÜ'nün Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ile ortaklaşa Adana'da düzenleyeceği
'Yerel Basın Semineri'nde Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nin (ÇGC) dışlandığını yadırgadığımızı söyleyerek başlamalıyız. Programı kimin hazırladığını bilmiyoruz ancak yanlışlığın TGC'nin planlamasından kaynaklandığını düşünüyoruz.
Adana'da yapılacak bir yerel basın seminerinde ÇGC'nin proje ortağı olmaması bir dolu çelişkiyi beraberinde getirir. Sayın rektörün de bu girişimden memnun olmadığını bildiğimiz için seminerin kime ne fayda getireceğini şimdiden merak etmeye başladık...Eleştirimizi peşinen yaptıktan sonra Kibar'ın basın toplantısına devam ediyoruz.
Yazının başında belirtmiştik. Eski Rektör Alper Akınoğlu, dönemi gerçekten sorunlarla doluydu. Sayın Kibar, ara ara o döneme de değindi. Mesela görev yerleri değiştirilen, mahkeme kararıyla görevlerine iade edilen üniversite çalışanlarının yerlerini değiştirmeyeceklerini ifade etti. Toplantıda, hani Akınoğlu'nun umursamadığı, kaba kuvvetle ve kendince işi çözmeye çalıştığı taşeron işçiler konusu da gündeme getirildi. Devrimci Sağlık-İş üyesi işçilerin taşeron işçiliğe karşı yaptıkları eylemi dün gibi hatırlıyoruz. Bu konuya kibarca vakıf olmadığını belirten Rektör Kibar'ın yine kibar bir üslupla işçileri bir araya getirip sorunlarını dinleyeceğine inanıyoruz.
Yoğun programı nedeniyle unutsa bile kendisine bu konunun hatırlatılacağını belirtmek istiyoruz.Sayın Kibar'ın dediği gibi üniversite işleri öyle kişiselleştirilerek yürütülemez. İlkeler üzerinden yürümek, ilkesel davranmak en doğrusu. Personelin yerini değiştirmekle, didişmekle, kavgaya tutuşmakla görev yapılacak bir yer değil üniversite...
Görünürde kamuoyunun büyük çoğunluğunun desteğini arkasında hisseden Sayın Mustafa Kibar, zor bir görevi zorlu bir süreçten sonra devralsa da istikrarı düşünen ve konulara tam anlamıyla hakim olabilecek kadrosuyla bu görevi rahatlıkla sürdüreceğini söylememiz gerekiyor.
Yapı işlerinden kaynaklanan polis-adliye süreçleri, hafif raylı sistemin güzergah tartışmaları, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin kampus alanı, Fen Lisesi, üniversite içinde gelişigüzel kurulan kafeteryalar başta olmak üzere birçok sorunla karşı karşıya olan Çukurova Üniversitesi'nin kabuğunu kırması gerekiyor.Türkiye'nin sayılı üniversiteleri arasında gösterilen ancak geçtiğimiz dönem aksi ve olumsuz gelişmelerle Türkiye kamuoyunun gündemine gelen Çukurova Üniversitesi'nin kent ve kentlinin yanı sıra gazetecilerle barışması zorlu süreci kolaylaştıracak gibi görünüyor.Kibar rektörden de bunlar bekleniyor...İyi haftalar...
