İfral TURGUT

Tarih: 29.04.2024 19:19

KNUT HAMSUN

Facebook Twitter Linked-in

 

Ne çok gördük son yıllarda onları. Ateşli konuşmalar yaparken takındıkları ifade hep gözümüzün önünde, sözleri kulaklarımızda. Büyük bir ümitle alkışladık onları. “İşte Türkiye’nin geleceği,” dedik. “Bir ülkede böyle bir tek adam varsa, o ülkenin her zaman ümidi vardır,” dedik.

Sonra bir sabah uyandık ve baktık ki, görüntü, ayni, ses onun sesi ama… Gözlerimizi ovuşturduk, kulaklarımızı sildik. Yanılmıyorduk. Adam başka şeyler söylüyordu. Hem de dün söylediklerinin tam tersi. Dün sövdüklerini överek göklere çıkarıyordu. Dönmüştü, dönekti, onlar. “Sen de mi,” dedik. Kızdık, üzüldük, şaşırdık, sonra da kanıksadık. O kadar çoklardı ki…

Knut Hamsun..Norveç’in yetiştirdiği en büyük edebiyatçılardan biri. Yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş, çok sıkıntılı bir gençlik yaşamıştı. İşsizliğin, açlığın ne olduğunu daha küçük yaşta öğrenmişti. Ezen ile ezileni görmüştü.

Edebiyata da meraklıydı. Bir kaç kitap denemesi oldu ama başarısızdı. Sonra gerçekleri yazdı. Yaşadıklarını, yaşananları yazdı. Kitabının adı, “AÇLİK”tı. 

Büyük yankı uyandırdı. Büyük ün kazandı. Hemen ardından “Göçebe”, “Gizemler”, “Dünya Nimeti” adlı kitapları yok sattı.

1920 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Norveç’in en sevilen ve okunan yazarlarından biri oldu. Ünü Norveç’i aşmış, dünyaca tanınan bir yazar olmuştu.

Ancaaak… 1930’larda ülkesindeki faşist partiye katıldı II. Dünya Savaşı’nda, Norveç’in işgali sırasında faşist Almanları destekledi. Norveç hükümetinin Nazilere teslim olması için kampanyalar düzenledi. Sanki Norveç’in Damat Ferit’i,  Ali Kemal’iydi. Hitler’e övgüler düzüyordu.  İşgal sırasında hep Nazilerle birlikte oldu. Kazandığı Nobel Ödülünü Hitler’e armağan edecek kadar yalakalaştı. Halkını sattı. Norveçliler hayal kırıklığına uğramıştı. 

Yıllar sonra savaş bitti, Almanlar Norveç’ten çekildi; Hamsun da tutuklandı. Yaşı ilerlemişti. Para cezasıyla kurtuldu. Ama Norveç halkının nefretinden kurtulamadı. Norveçliler, kendilerine ihanet eden bu yazara hiç bir şey söylemedi. Tek kelime etmediler. Ne bir protesto. Ne bir yazı. Ne saldırı. Çok zariftiler. Ama bir gün evinin önüne bir genç kız gelip onun kitaplarını bıraktı. Biraz sonra yaşlı bir adam geldi ve o da kitapları bıraktı. Derken insanlar ellerindeki kitaplarıyla akın akın gelmeye başladılar.

O bütün bunları penceresinden izliyordu. Oslolular çıt çıkarmadan, en ufak bir tepki vermeden sakince kitapları bırakıyordu. Birinci günün sonunda, kitaplar kocaman bir yığın olmuştu. Ertesi gün kitap yığını büyüdükçe büyüyor, Norveç’e ihanet eden yazar küçüldükçe küçülüyordu.

Sonra bir gün banyosunda ölü bulundu Hamsun. Yüzünde acı bir pişmanlık ifadesi vardı. Halkına ihanetin pişmanlığını anlatıyordu sanki. 

Tarih unutmuyor. Tarih halkı için savaşanı da, halkına ihanet edeni yazıyor. 

Başta bahsettiklerim geliyor gözümün önüne. Banyoda mı, yolda yürürken mi, bir kokteylde birilerine yalakalık yaparken mi öleceklerini düşünüyorum. “Bana ne,” diyorum.

AMA HEP MERAK EDİYORUM…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —