Komedinin amacı sadece güldürmek midir? Değildir tabi. Öyleyse nedir? Komedi insanı güldürebildiği gibi, aynı zamanda düşündürmelidir de. Hem de derin derin düşündürmeli ve içinde mutlaka bir hayat dersi olmalıdır.
Komediyi sululuktan, şaklabanlıktan ayırmak gerekir. Televizyonlarda komedi konusunda sınırsız bir kalitesizlik var. Kendi söylediklerine herkesten önce gülen komedi esnafı, komedyen daha ağzını açmadan kendini gülmek zorunda hisseden seyirciler, vıcık vıcık laflarla salonları çınlatıyor, sonra da eğlendiğini zannederek evine gidiyor. Peki güldüğü şeyin ne anlama geldiğini, nasıl bir mesaj verdiğini düşünüyor mu? Sanmam. Zaten içinde de mesaj falan yoktur. Gerçek komedi insanı güldürmeli, güldürürken düşündürmeli, o düşünceden de bir ders çıkmalı.
Charlie Chaplin gerçekten dünyanın en büyük komedyenlerinden. Yeri hala boş. Bir gün, şovu sırasında seyircilerine bir şaka yapar. Herkes güler, ayakta alkışlayanlar olur.
Charlie bir süre durur, bekler ve ayni şakayı bir daha yapar. Anlamsızdır, yaptığı. Bu sefer sadece birkaç kişi güler.
Yine durur, seyircilere bakar. Hatta biraz da uzatır işi. Seyirciler şimdi ne anlatacak diye beklerken, ayni şakayı bir kez daha tekrar eder. Bu sefer, hiç kimse gülmez.
Zaten Charlie’nin de beklediği budur. Der ki, "Aynı şakaya defalarca gülemiyorsunuz. Öyleyse, neden ayni şey için defalarca ağlıyorsunuz?
Hayatın her anının tadını çıkarın. Hayat çok güzel. Bu dünyada hiçbir şey kalıcı değildir: endişelendiğiniz şeyler bile.
Yağmurda yürümeyi çok severim. Giydiğim pantolonun paçaları çamur olsa bile üzülmem. Çünkü hiç kimse gözyaşlarımı fark etmez
Hayatta en boş geçirdiğimiz günümüz, gülmediğimiz gündür.”
Bir konferans konusu olacak konuyu, sadece birkaç dakika içinde, en akılda kalacak şekilde anlatmamış mı?
Ben konuyu başka bir yöne çekmek istiyorum:
SAHİ BİZ NASIL İNSANLARIZ Kİ, AYNI ÇOBANIN ÇALDIĞI, AYNI KAVALLA,