KÖYÜNÜ GÖRMEK ARTIK FARZ OLDU

Takvim yaprakları bugün 2025 Mayıs'ın 14'ünü gösteriyor. Seni dün Adana'dan şiirle alkışlarla uğurlamıştık doğduğun köye. Dün geceyi Baba ocağında geçirdin. "Geceyi nasıl geçirdin, üşüdün mü"? diye sormayacağım.

Takvim yaprakları bugün 2025 Mayıs'ın 14'ünü gösteriyor. Seni dün Adana'dan şiirle alkışlarla uğurlamıştık doğduğun köye. Dün geceyi Baba ocağında geçirdin. "Geceyi nasıl geçirdin, üşüdün mü"? diye sormayacağım. Derin uykuda olduğunu ve hiç kimseyi duymadığını biliyorum. Bugün öğleyin kılınan namazın ardından, çok sevdiğin topraklara emanet edildin.

***

Yine son yolculuğunda aile bireylerin, Adana'dan gelen dostların, sevenlerin ve komşuların seni yalnız bırakmadı. Son görevini yerine getirirken, üzüntüden bitkin düştüklerini tahmin etmek zor değil. İnan seni tanımayan özellikle son iki günde televizyon izlerken gazete okurken, kendi kendine, "Keşke sağlığında bu azimli insanı tanısaydım" diye geçirdi.

***

Nitekim, Muzaffer Yüksel’in sınıf mücadelesi sadece Adana ve kamu sendikacılığı çevresinde değil, başkent Ankara Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi'nde de dillere destandı.

***

Bu nedenle, ismini duyanların da üzgün olduğunu söyleyebilirim. Sınıf bilincine sahip her insan seni seviyordu. Mücadele ruhuna hayranlık besliyordu. Çünkü gidişin yüzlerce insanın değil, onbinlerin hatta milyonlarca mücadeleci ruha sahip neferlerin yüreğini de dağladı.

***

Dostum, hep anlatırdın, "Köyümüz Toroslar'ın Akdeniz'e kuş bakışıyla baktığı bir coğrafyada. Gelen konuklar ayrılmak istemiyor. Manzara harika. Yabancı turistler buraya bayılıyor. Manzarayı izlemek fotoğraf çekmek video kaydı almak için birbirleriyle yarışıyorlar. Burada sana çok haber ve köşe yazısı çıkar. Görmeni isterim. Doğal güzelliklere hayran kalırsın" diye.

***

Ara sıra çektiğin manzara fotograflarını sosyal medyadan paylaşıyordun. Yörenin kalkınması turizm bağlamında daha da gelişmesi için "fahri rehberlik" yapıyordun. Telefonla görüşmemizde sıkça bahsederdin. Ben de mazeretlerimin gölgesine sığınırdım gelip seni rahatsız etmek istemezdim.

***

Kızma bana, sana yük olacağımdan değil, senin yükünü kaldıramayacağımdan endişe ediyordum. Biliyordum ki, dostların, can yoldaşların, takım ve mesai arkadaşların için varını yoğunu ortaya koyardın. Kimsenin elini cebine götürmesine izin vermezdin. O nedenle gelmek istemiyordum.

- "Köyümüz oksijen deposu sana çok iyi gelir"-

Adana'ya son gelişinde neredeyse her gün telefonla görüşürdük. Geçmiş anıları tazelerdik. Sen her fırsatta beni ikna etmeye çalışıyordun yine. Bazen de tatilini geçirmek için Adana'dan Antalya'da ziyaretine gelen dostlarından bahsederdin. Ne kadar güzel vakit geçirdiklerini anlatırdın.

***

Şöyle diyordun: "Anlatmak yetmez gel gör köyümüz bir cennet bahçesini andırıyor. Yörük geleneğine sahibiz, misafirleri baştacı ederiz. Bir yandan dağlar, dağların eteklerinde kurulmuş yörük çadırları. Bir yandan düz arazi ve yemyeşil alanlar, diğer yandan Akdeniz. Cennet misali bir doğa harikasının ortasındayız. Köyümüz adeta oksijen deposu sana çok iyi gelir. Rahat nefes alırsın. Dinlenirsin. Huzur bulursun.

***

Zamanım yok deme inanmam. Emekli insanın zamandan daha çok neyi olur ki. Haydi beraber gidelim. Büyükşehir Belediye Yasası ile köyümüz mahalle oldu. Korkarım yakında betonarme hız kazanacak. Buuraları gezip gorsen Adana'ya dörmek bile istemezsin".

-Sendikacı doğmadım ama sendikacı ölmek isterim-

Ben de, "Bakıyorum Ağalık saltanatına özeniyorsun. Neden yerel seçimlerde muhtar veya belediye meclisi adayı olmadın" derken, "Ben sendikacı doğmadım ama bu ruhla ölmek isterim. Benden Ağa falan olmaz. Ben emekçi bir neferim. Ağalığa karşıyım" diye çıkışmıştın.

***

Üzülmeni istemediğim için Haziran'ı bekleyelim rutin kontollarımız bitsin olmazsa beraber gideriz" diye sana söz verdim. O gün yine dostların ziyaretine gelmişti. Hastane odasından fotograf paylaşmıştın. Ama bu kez ben ikna oldum, fakat sen sözünden durmadın.

***

Sağlığında köyünü görmek nasip olmadı. Şimdi rakımı yüksek bir yerden yatıyor ve Akdeniz'in maviliklerine bakıyorsun. Kabrini ziyaret etmek artık farz oldu. Gün vermem ama Yüce Yaradan sağlık verirse gelip seninle dertleşecegim.

***

Kadim dost, derin izler bırakarak bu dünyadan göçüp gittin. Rahat uyu. Seni unutmayacağız. Ruhun şad mekanın cennet olsun. Toprak tenini incitmesin. Ailene sabır diliyorum.


Düzgün COŞKUN

15.05.2025 00:02:00

YAZARLAR


CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ’A ZİYARET

ÇUKUROVA SEMT KREŞLERİNDE SAĞLIKLI BESLENME EĞİTİMİ

301 SOMA MEDENCİSİ ADANA’DA ANILDI

Düzgün COŞKUN yazdı/SES'İN GÜÇLÜ SESİYDİN ÖLÜM SANA YAKIŞMADI

HEDEF 12 MİLYONUN ÜZERİNDE YAVRU SAZAN ÜRETMEK

ÇUKUROVA’DA SATRANÇ YARDIMCI ANTRENÖRLÜK KURSU

TÜRKİYE OLMASI GEREKENDEN İKİ KAT FAZLA TUZ TÜKETİYOR

SENDİKACI MUZAFFER YÜKSEL HAYATINI KAYBETTİ

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDEN ANIZ YANGINLARINA BİLİMSEL ÇÖZÜM

DERVİŞOĞLU ADANA’YA GELİYOR

NEVZAT HIZ’DAN "ADANA SÖZLÜĞÜ" KİTABI

KAZALARIN YÜZDE 90.1’İ SÜRÜCÜ KUSURLARINDAN KAYNAKLANIYOR

"MAKAMIMIZ SOKAKLAR"

BİLGİÇ, Ç.Ü’DE TİCARET BORSASINI ANLATTI

ADANA’DA AVRUPA DİJİTAL İNOVASYON MERKEZLERİ PROJESİ TANITILDI

ÇÖLYAK HASTASI ÇOCUKLARDAN ANNELERİNE FİDAN

“YÜREĞİR’DE ASFALTSIZ YOL KALMAYACAK”