(Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,
“Yunanistan Lozan ve Paris Antlaşmalarına aykırı olarak 18 adamızı işgal etti,” demiş.)
Eski Romalıların “
bizim deniz” anlamında kullandığı söz:“
MareNostrum” FaşistMussolinibüyük Roma İmparatorluğunu yeniden kurma ve Akdeniz’i bir iç deniz haline getirme özlemiyle yeniden dillendirmeye başlamıştı. Gözü İzmir’deydi ama Fransa ve İngiltere İzmir’in işgalini Yunanistan’a verdiler.
Gözü dönmüş İtalya da, Onikiadalar’ı, Meis’i, Antalya’yı, Muğla’nın batısını, Konya’yı ve kuzeyini işgale kalktı.Yüzüne gözüne bulaştırdı, bir de Müttefiklerden de azar işitti.
Savaş sonrası İtalya, ekonomik olarak çökmüş, işsizlik ve enflasyon tavan yapmıştı. Kral III. VittorioEmmanuele, durumu düzeltmesi için Mussolini’yibaşbakan yaptı. Tam Mussolini’nin beklediği şeydi:
- Önce liberallerin desteğini aldı, tren ve otoban sistemleri kurdu, çiftçileri destekledi ve ekonomiyi canlandırdı (!)
- Tam bir polis devleti kurdu, komünistleri imhaya başladı, sendikaları vediğer partileri kapattı.
- Eğitimi kontrolüne aldı, bütün bakanlıkların görev ve yetkilerini kendinde toplayarak orduyu da tek başına yönetmeye başladı.
- Üniversite öğretim üyelerine rejimi savunacaklarına dair yemin ettirdi. Kitap ve gazetelere sansür koydu.
- Gazete editörlerini kendisi atamaya başladı.
- Yasaları yeni baştan yazdı. Seçim sistemini kendine göre düzenleyerek,başbakanlıkla yetinmedi, tüm kurumları kendi sarayına bağladı ve kendini “İtalyan Sosyal Cumhuriyeti'nin Duçesi” ilan etti.
Ama tek adam rejimi devletin çarklarını karmakarışık etti. İtalya’da ekonomi dahilher şey çökmeye başladı. Halkın sempatisini tekrar kazanmak isteyen Mussolini, dış politikada çılgın bir politika izlemeye başladı. Silahlanmaya çok büyük paralar harcadı. Korfu’yu bombaladı, Arnavutluk’ta kukla bir rejim kurdu.
Libya’yı yeniden fethedecek, Habeşistan’ı işgal edecek, Adriyatik de kendine yetmeyeceği için, Akdeniz’i bir iç göl ilan etti. Adını da koydu:
MareNostrum. Büyük hayali, “
Roma İmparatorluğu’nu yeniden ihya” idi. Almanya’nın yanında savaşa girdi. Fakat K. Afrika ve Balkanlar’da orduları mağlup oldu.1943’te de tamamen yok oldu.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları asılalı tam 48 yıl oldu. Yaşasalardı bu gün 73 yaşında olacaklardı.
Türkiye Cumhuriyetinin ilk devrimci gençleriydi. Hiç kimseyi öldürmemişlerdi. Deniz, 10 Kasım 1968’de Samsun’dan Ankara’ya “
Mustafa Kemal Yürüyüşü” düzenlemiş, elinde Türk Bayrağıyla en önde yürümüştü. Açıklaması şöyleydi:
“1919’da başlayan Mustafa Kemal Devrimi kendisinden sonra gelen yöneticiler tarafından amacından saptırılmış, Cumhuriyetin bütün kurumları yozlaşmıştır. Bugün Türkiye’miz dünyanın ilk antiemperyalist ve antikapitalist devrimini gerçekleştiren Mustafa Kemal’e rağmen yabancıların desteklediği karşı devrimcilerin etki alanına girmiştir. Biz Mustafa Kemal gençliği olarak, saptırılan devrimi rayına oturtmaya kararlıyız.” Kayıtsız kalamadı Can Yücel bu faşizme ve bir şiir yazdı, Denize. Başlığı
“Bizim Denizimiz.” Yani
MareNostrum. Siz hangi denizi anmak istiyorsanız onu anın.
En uzun koşuysa elbet Türkiye’de devrim.O, onun en güzel yüz metresini koştu. En sekmez liverin namlusundan fırlayarak… En hızlısıydı hepimizin, En önce göğüsledi ipi… Acıyorsam sana anam avradım olsun.Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun! YANİ, DEMEK İSTİYORUM Kİ;
- ESKİ ROMA BİLİYOR, MUSSOLİNİ DÜNYAYA İLAN EDİYOR, CAN YÜCEL DUYUYOR VE ŞİİR YAZIYOR,
AMA
- MİLLİ SAVUNMA VE DIIŞİŞLERİ BAKANLARI YENİ DUYUYOR.
