Kabuğunu değiştirmeyen yılan, ölüme mahkumdur. MHP, ölmekten mi korktu nedir, 1 Ekim 2024’te aniden kabuk değiştirdi. Hem de ne değiştirme. Hafıza kaybı değilse, amaçlı ve azimli bir şekilde, DEM ve Terörist Öcalan ile ilgili söylediği her şeyi unuttu, beynini sıfırladı, nefreti, kini sevgiye, aşka, şefkate dönüştü, teröristle “Terörsüz Türkiye” yaratıp, kendisini de, Türkiye’yi de, dünyayı da huzura kavuşturacak.
Yaşı yetenler hatırlayacaktır. Sadece bir cinayet.
Gerçek bir savcıyı hatırlatmak istiyorum. Doğan Öz. Devletin içindeki Kontrgerilla ve derin devleti araştırıyordu. Zaten kariyeri boyunca hep karmaşık ve tehlikeli davalarla ilgilenmişti; Bolvavin'de Nurcular aleyhine davalar açmış, Denizli'de Necmettin Erbakan'ın kardeşi Akgün Erbakan'ın Almanya'da topladığı paraları sorgulamıştı.
1971’de Türk Hukuk Kurumu tarafından, Profesör Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ve Profesör Bahri Savcı ile birlikte “Yılın Hukukçuları” seçilmişti.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları hakkındaki idam hükmü dahil, TCK 43. maddesinde yer alan idam cezalarının kaldırılması için hakim ve savcılarla beraber 1.790 kişinin imzaladığı metni, TBMM, Senato ve Başbakan'a iletenlerin başında geliyordu.
1978'de, Ankara Yüksek Öğretmen Okulu öğrencilerinden Levent Özyörük'ü öldüren sanıkların Site Öğrenci Yurdu'na kaçtığını öğrenince, yurdun aranmasına karar verdi. Yurt, katliamlardan, bombalı saldırılara kadar çeşitli eylemlerde bulunan Ülkü Ocakları tarafından karargâh olarak kullanılıyordu. Öz, Site Yurdu'na geldiğinde görevli polisler kendi gelmeden yurdu aradıklarını ve bir şey bulamadıklarını söylediler. Öz, kendisi olmadan yapılan bir aramayı kabul etmeyerek, bizzat kendisinin yönettiği ikinci bir arama yapılmasını sağladı. İlk aramada temiz çıkan yurtta ikinci aramada bir tabanca ve bir bıçak bulundu.
Yurdun aranması MHP’yi ve Ülkücüleri çok rahatsız etti. Ertesi gün, MHP Konya Milletvekili İhsan Kabadayı, meclis kürsüsünden Doğan Öz'ü hedef alarak, ''Sayın savcıyı kahinler mi çağırdı, falcılar mı çağırdı, eren evliyalar mı istimdat etti. Polisin bizzat şahit olup ifade ettiği durum var. Fakat savcı Doğan Öz maksatlı şekilde öğrencileri tahrik ederek polisle çatışma yaratmak ve birtakım politik planları uygulamak neticelerini verecek imkanları bulmaktadır,'' diye saçmaladı.
Öz, 6 Mart 1978 günü, bu öğrencilerden 70'i hakkında, Levent Özyörük'ü öldürmek suçundan dava açtı. Bu dava Doğan Öz'ün açtığı son davaydı.
Öz, 24 Mart 1978 sabahı, işe gitmek üzere evinden çıkıp Anadol marka arabasına bindi, marşa bastı, motorun ısınmasını beklerken, Ülkü Ocakları üyesi İbrahim Çiftçi, birden ortaya çıkarak, Öz'e altı el ateş etti ve koşarak kaçtı.
Çiftçi kısa zamanda yakalandı ve suçunu itiraf etti. İdama mahkum oldu. Ayrıca cinayetteki rolleri nedeniyle MHP Konya Milletvekili İhsan Kabadayı, MHP Genel Sekreteri Nevzat Köseoğlu ve Yaşar Okuyan hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
18 görgü tanığının dört kez ifadesi alındı. İdam kararı iptal oldu, hepsi beraat etti. Çiftçi karara inanamamıştı. "Hayır. Beni öldüreceksiniz. Çıkmıyorum," diye ter ter tepindi.
Ama çıkar çıkmaz İlksan'a müdür oldu, MHP Genel İdare Kurulu üyesi yapıldı. İş ortağının şüpheli bir şekilde öldürülmesinin ardından gözaltına alındı. 1997'de yapılan Kurultayda genel başkanlığa aday oldu. Devlet dairelerine akaryakıt satan şirketler de kuran Çiftçi, çok ihale alan bir iş adamına dönüştü.
Doğan Öz'ün öldürülmesinden sonra, yazıp bıraktığı şiirleri "Biz Ölmeyiz" adıyla kitap yaptılar. Bana kalırsa da Doğan Öz gibiler ölmez.
