İfral TURGUT

Tarih: 01.07.2025 18:07

MİTİNG YAPMAYA DEĞİL EYLEM YAPMAYA GELDİK

Facebook Twitter Linked-in

Güne iki haberle gözümü açtım. İzmir önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP il Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da aralarında olduğu 157 belediye görevlisi Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı.

İkinci haber ise, bunca gürültü arasında belki de hiç duyulmayacak bir şeydi. Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile bazı üniversitelerin bazı fakülteleri kapatılmıştı ve kapatılan fakülteler arasında Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi de vardı.

Özgür Özel, 19 Marttan beri olağanüstü bir tempoyla çalışıyor. Enerjisine hayran olmamak mümkün değil. Hatta insan, “Henüz genç ama bu tempoya can dayanmaz. İnşallah sağlığa bir halel gelmez,” diye düşünmekten de kendini alamıyor. Ne zaman dinleniyor, ne zaman kendini bir sonraki toplantıya hazırlıyor, bilmek mümkün değil.

Özel, son mitinglerinde ısrarla, “Miting Yapmaya Değil, Eylem Yapmaya Geldik diyor.” Henüz bir şey sızdırmış veya bir imada bulunmuş değil. Fikrimi sonunda söyleyeceğim ama önce yukarıdaki iki haberin bendeki çağrışımlarını paylaşalım.

Joseph Raymond McCarthy, ABD Wisconsin Eyaleti Cumhuriyetçi parti senatörüydü. Komünist parti yanlıları hakkında olmadık suçlamalarda bulunarak, tüm ülkede, bir “Komünizm fobisi” oluşturmuş, pek çok özgürlükçü ismin hayatını karartmıştı. Belgelendirilemeyen iddialarla yazarlar, öğretim üyeleri, sendikacılar, sanatçılar gözaltına alınıyordu.   

Amerika için utanç yılları başlamıştı. "İşte devlet dairelerine sızan komünistlerin listesi," iddiasıyla önlerine geleni tutukluyorlardı. Suç ve belgenin önemi yoktu. McCarthy herkesin ona inanmasını, inanmasalar da başlarına gelebilecekleri düşünerek desteklemesini istiyordu.

"Ulusal güvenliği güvenceye almak" gibi, hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir gerekçeyle  Amerikalıların temel hak ve özgürlüklerinin çiğnenmesi yasal hale geldi.  İnsanlara Komünist Parti'ye üye olup olmadıkları soruluyor, üye iseler, arkadaşlarının isimlerini vermeleri isteniyor ve Amerikan çıkarları için çalışacak birer tövbekar olduklarını kanıtlamaları gerekiyordu.

Yazarlar, sanatçılar, aktörler, profesörler, devlet memurları… Hedefin kim olacağı hiç belli olmuyordu. Üniversiteler, politik inançları, geçmişteki politik bağlantıları, rahatsız edici görüş ve yayınları nedeniyle öğretim üyelerini kovuyordu. 

Kütüphanelerdeki 30.000 kitap, sakıncalı bulundu. İzleme Komitesine göre kütüphaneler komünizm pislikleriyle doluydu ve bazı kitaplar yakılmalıydı. O kitaplar arasında  “Huckleberry Finn” ve “Alice Harikalar Diyarında” gibi kitaplar bile vardı.

Hollywood saldırıların merkeziydi. Televizyonlar, genç dimağları zehirliyordu. Kapatılmalıydı.

Sıra, ülkenin idaresini elinde tutanları da suçlamaya gelmişti. General George Marshall, Roosevelt, Truman ve Eisenhower yönetimleri de suçlanmaya başlayınca, “Hop,” dediler. 

Amerikan ordusu, özel bir  isteği reddedildiği için askerleri de karalamaya başlayan McCarthy'nin topluma yönelttiği suçlamaların asıl odağı olduğunu kanıtlayan telefon kayıtlarını kamuoyuna açıkladı, yargılanmasını sağladı. Yargılama 36 gün sürdü. Mahkemede kendini sahte belge ve fotoğraflarla savunmaya çalışan McCarthy'nin tek amacının yeniden seçilebilmek olduğu anlaşıldı. Kendisine kınama cezası verildi ama 3 yıl sonra 48 yaşındayken kendiliğinden öldü.

Sayın Özel, her şeye yetişiyorsunuz. Partinize, arkadaşlarınıza ve ilkelerinize atılan her çamura da layık olduğu cevabı veriyorsunuz. Ama bunu yaparken acaba yine birilerinin yarattığı gündemin peşine mi takılıp gidiyorsunuz? Bütün yaşadıklarımızdan ve ülkenin içinde bulunduğu gerçeklerden sonra, mitingin dışında kastettiğiniz eylemlere ne zaman başlayacaksınız?

Elbette bize ne eylemin tarihini, ne de programını söylemek zorundasınız ama bıçağın kemiği de kesmeye başladığı günümüzde daha eyleme geçilmeyecek mi? Bakın eylemciler bu sabah saat beşte, 157 kişiyi daha aldılar.

DİLERİM, BEN BU YAZIYI BİTİRDİĞİMDE SAYI DAHA DA ARTMAMIŞTIR.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —