Önce iki küçük hatırlatma
1. Bloomberg’in haberine göre Rusya’dan doğal gaz borçlarımızın 2024’e kadar ertelenmesi için talepte bulunduk.
2. Moratoryum Türk Dil Kurumunun tanımına göre, “Bir ülkede, savaş durumu ya da benzeri olağanüstü dönemlerde, devletin ödeme süresi gelmiş borçlarını yasayla ertelemesi; borçlunun, borcunu ödeyemeyecek durumda olduğunu bildirerek, alacaklıya ödeme planı önermesi,”
Osmanlı Devleti,1854 Kırım Savaşı'ndan sonra ilk kez borçlanmaya başlamıştı Bu tarihten sonra, 20 yıl boyunca çeşitli aralıklarla iç ve dış piyasalardan borçlar aldı. Ancak gelen paralar akıllıca değerlendirilmedi, borçların vadesi geldi, ödeyemedik, dış güçler de hiç sesini çıkarmadı ve öyle bir zaman geldi ki, anapara ve faizler hiç ödenemez oldu
Bütçe dengesi tamamen bozulmuştu. Maliye iflasını ilan etti ve tüm ödemeler durduruldu. Bir çözüm üretemeyince alacaklılar ve bankerleri baskı yapmaya başladı. Muhataplardan faiz indirimi ve yeni ödeme planları falan rica ediliyordu.
20 Aralık 1881 tarihinde uzlaşmaya varıldı ve II. Abdülhamid, 28. Muharrem 1299 tarihinde (Miladi 1881) Muharrem Kararnamesini açıkladı. Kararnameye göre Osmanlı’nın borçlarının ödenebilmesi için mali idare ve iktisadi faaliyetler tamamen yabancıların eline geçti. Gelişmeleri yönetebilmek için de Duyun-u Umumiye (Borçlar idaresi) kuruldu.
Kararnameye göre Avrupa devletleri, ipek, tütün, alkolü içeceklerle, balıktan gelecek tüm vergilere el koydular ve devlet ekonomik bağımsızlığını tamamen kaybetti.
Lozan Antlaşmasına göre toplam borç 161.603.833 altın lirası idi. Borcun 1912 öncesinin % 62’si, 1912 sonrasının % 77'si Türkiye'ye kaldı. 1928 yılında borçların ödenme takvimini belirlemek üzere yapılan toplantılar sonunda imzalan Paris Sözleşmesiyle Türkiye Cumhuriyetine düşen Osmanlı borçlarının toplamı 107.528.461 altın lira ve ödeme takviminin sonu da 1955 yılı olarak belirlendi.
1929’da dünya ekonomik krize girdi ve Türkiye, Osmanlı borçlarının hafifletilmesini, aksi taktirde bu borçların ödenmeyeceğini söyleyerek, ödeme planının tekrar ele alınmasını istedi. Üç yıl süren toplantılar sonucunda, Türkiye'nin ödemesi gereken Osmanlı borçları tutarı 8.578.343 altın liraya düşürüldü.
Böylece, Osmanlı'dan devralınan 107.500.000 altın lira tutarındaki toplam borcun yüzde sekseninin silinmiş olması bütün dünya tarafından genç Türkiye Cumhuriyetinin büyük bir diplomatik başarısı olarak kabul edildi.
İtibarımız vardı, sözümüz dinleniyordu ve borçlarımızın son taksitini 25 Mayıs 1954’te ödedik.
NEREDEN AKLIMA GELDİ BİLMİYORUM VE HEPSİ İYİ DE,
• BAZI EKONOMİSTLER (GERÇEK OLANLAR) MORATORYUMU “İFLAS” DİYE TANIMLIYOR.
• BİR VATANDAŞ OLARAK BENİM DE AĞIRIMA GİDİYOR DOĞRUSU.