NARİN’E BİR YIL OLDU!

Bir yıl oldu… Diyarbakır’da günün aydınlık saatinde bir çocuk kayboldu, ondokuz gün boyunca arandı, medyanın birçok kanalı olay yerindeydi, herkesin bir şeyler gizlediği söyleniyordu, sonra bir derenin kıyısında cansız bedenine ulaşıldı

Bir yıl oldu… Diyarbakır’da günün aydınlık saatinde bir çocuk kayboldu, ondokuz gün boyunca arandı, medyanın birçok kanalı olay yerindeydi, herkesin bir şeyler gizlediği söyleniyordu, sonra bir derenin kıyısında cansız bedenine ulaşıldı… Kıymışlar, battaniyeye sarmışlar, üzerine taşlar bile koymuşlardı suyun üstüne çıkmasın diye… O gün konuşulacak ne varsa ertelenmiş, kimin kime ne sözü varsa uzak durulmuştu! Bir küçük çocuktu, adı Narin’di, sekiz yaşındaydı…

Kimse kimseyi anlamıyordu, kimsenin dediği de bir başkasının dediğine uymuyordu! Köyün yüksek tepesinde kurulu olan Mobese kamerasını günler sonra kanıksadılar! Politikacılardan “ailesine zarar vermeyin, bizim dostlarımızdır” diyen bile oldu! Narin’in cansız bedenini neden, kimlerce kıyılarak dere kıyısına bırakıldığını anmadan bir de! Birazcık insan olabilen, birazcık duygudaşlık kurabilen, bir avuç köy yerinde ondokuz gün boyunca bulunamayışının “insafsızlığını” yaşadı!

***

Bir yıl oldu… Narin kime ne yapmış olabilir, “kimi” canına kıyacak denli kızdırabilir, “kime” dere içinde üstüne taş yığacak denli zarar verebilirdi ki? Günün ilk gecesinde, kayboluşundan saatler sonra ilk “ihbar” ağabeyi tarafından “acil çağrı merkezine” yapılmıştı; saat yirmi/ kırküçtü! Gelen bilgiler arasında, Narin’in bu köyde “ilk” olmadığını ileri sürenler de vardı! 

Soruşturma başladığında nerelerde arama yapılmamıştı ki?  Köyün sulama kanalı/ su kuyuları/ çevredeki kayalıklar/ dere/ sazlık/ tarlalar/ yıkık alanlar/ boş evler/ ahırlar/ samanlıklar aranmış, daha önce arama yapılan derede bir “ihbar” üzerine Narin’in cansız bedeni/ torba içerisinde bulunmuştu! Köyün evlerinden uzakta olan “dere yatağına” kim/ nasıl/ ne zaman getirilmişti ki? Ya da köyü tepeden izleyen Mobese kamerası “olay gününü” neden iyice incelememişti ki? 

***

Bir yıl oldu… Yargı kararını verdi. Anne, ağabey, amca ağırlaştırılmış yaşam boyu hapis cezası aldı! Komşulardan birine “suçluyu kayırma”, “kanıtları yok etme” suçlarından altı yıla dek ceza verildi! Ama, bir yıl sonra bile kim/ neden/ nasıl Narin’in canına kıydığı sorularının yanıtını vermedi! Yapılan açıklamalarda, HTS kayıtları ile baz istasyonu verilerine göre şüphelilerin olay anında aynı yerde oldukları belirtildi, günler sonra! Aile üyelerinin arama çalışmalarını yönlendirdiği, kolluk güçlerini yanıltmaya çalıştığı, soruşturma sürecinde toplantılar yaptığı ileri sürüldü; arkası yok!

Ağabeyin açıklaması değişiyordu her keresinde! Gözündeki morluk için “mısır koçanına çarptım” demişti, sonra yanıt “kendime yumruk attım” oldu nasılsa... Kolundaki ısırık izini “sinirden kendimi ısırdım” diye açıklamıştı. Sırtındaki tırnak izleri için “duvara yaslandım” demişti! Annenin arada bir attığı çığlıklar, döktüğü gözyaşları da çözülemiyordu! Tanıklar sustu, bazıları “duymadım”, bazıları “bilmiyorum” dedi. Mahkeme salonunda bile “siyaset yapma” diye bağıranlar oldu. Aile üyeleri, tepkilere karşı başkaldıracak denli üstten konuşabilmişlerdi!

***

Bir yıl oldu… Narin artık aramızda değil. Adaletin soğuk yüzü, cezalarda yer bulsa da, vicdanlarda eksikliği sürüyor! O küçük bedenin uğradığı kıyımın yanıtlanmayan soruları bugün bile duruyor! Bu ülkede bir çocuğun cansız bedeni susturulmaya çalışılmış, gerçeğin üzerine taş konulmuşsa eğer, yalnızca Narin değil, hangi çocuğun can güvenliği var ki; hepimiz biraz eksildik değil miyiz? 

Unutmak kolay mı, anımsamak herkes için ağır bir yük oysa! Ama bu ülkenin yüzünü, sesini, rengini değiştirecek olanlar o yükü taşıyanlar olacak belli ki. Narin’e bir yıl oldu… Ama bu ülkede her gün bir başka çocuk sessizce kayboldu; bazen sokakta, bazen evin içinde, bazen gözümüzün önünde... Narin’in adına bir karanfil koyan, öyküsüne bir tümce ekleyen, sesini onun suskunluğuna dönüştüren herkes, bu utancın ortağı değil; karanlığa karşı başkaldırının adı olarak kalacak! 

 


Oktay EROL

22.08.2025 10:22:00

YAZARLAR


ADANATESBİH VE DOĞAL TAŞLARNA FUARI HAZIRLANIYOR

AK PARTI İL BAŞKANI TAMER DAĞLI, TUFANBEYLI’DE

Nurettin ÇELMEOĞLU Yazdı/ KOZA TARLASINDAKİ UFAK-TEFEK KARPUZ

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÜST GEÇİDİ TÖRENSİZ HİZMETE AÇTI

“ADANA’NIN GELECEĞİ PARLAK”

SEYHAN BELEDİYESİ’NDEN DİJİTAL DÖNÜŞÜM

ADANA’DA YÜZME BİLMEYEN KALMASIN

ERKEKLERDE 25 KAT DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR!

ADANA’DA TEMMUZ’DA 5904 ARAÇ TRAFİĞE KKAYDEDİLDİ

Şahin ESENDEMİR Yazdı / 1. ALTIN KOZA SİNEMA ŞENLİĞİ VE "YILMAZ GÜNEY" FAKTÖRÜ

Nazım ALPMAN YAzdı/ KARDEŞİM GARBİS ÖZATAY!

ADANA’DAN 40 ÖĞRENCİ KÜLTÜR’ KAMPINDA

CHP'Lİ BULUT, İLAÇ SKANDALINI MECLİSE TAŞIDI

ADANA’DA TESLİM EDİLEN KONUT SAYISI AÇIKLANDI

YUMURTALIK ÖEB 25 MİLYAR DOLAR YATIRIMA HAZIR

BU FOTOĞRAF ÇİN’DE SERGİLENECEK

ÇOCUKLARDA TİROİDİN GÖZDEN KAÇAN 6 BELİRTİSİ!