adanaulus

Tarih: 21.05.2016 17:08

Ne çok seviyoruz, gösterişi, şatafatı.

Facebook Twitter Linked-in

 

Adımızı söylemeden önce ünvanımızı söylemek, “ben avukat Ahmet”,”ben doktor Kemal”demek.

Tv’ler de birzamanlar milletvekillerinin traji-komik “benim kim olduğumu biliyormusun” sözleri ne çok espri konusu yapılırdı.

Yıllar geçti, ama biz sadece bir arpa boyu yol aldık. Arpa da bilirsiniz boyca çok endamlı bir tohum değildir.

Siyaset uzun zamandır 4 parçalı bir halde. Ama aslında bu sadece görüntüde. Yok aslında birbirimizden farkımız, öz de aynıyız. Altyapısız, eğitimsiz, derinliksiz ve özgüvensiz.

Sözde demokrat, ilerici, sağcı, milliyetci, özgürlükcü ve dindarız ama öz de aynıyız.

Herhangi bir partiden vekil düşünün, rozetini çıkardığınız da onun hangi partiden olduğunu davranışlarına bakarak anlayabilir misiniz?

Konuştuğunuzda, siyasete girmeyip de sosyal ve kültürel konular üzerinde sohbet edin, anlayabilir misiniz karşınızda ki zatın hangi düşünce grubundan olduğunu??

Sanmıyorum....

O yüzden ki, devamlı kendimizi ifade etmeye, ne olduğumuzu karşı tarafın yanlış anlamasına mahal bırakmayacak şekilde önceden kendimiz açıklıyoruz. Yaşam içinde duruşumuz bizi ifade etmiyor çünkü.

Şu’cu, bu’cu olmak sadece bir şekilden ibaret. Kumaşımız maalesef hep aynı.

Kürdümüz, demokratımız, dincimiz milliyetcimiz hep aynıyız.

Sn Cumhurbaaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın saltanat düşkünlüğü 5000 korumalık gezileri hep eleştiri konusu olmuştur. Oysa çevremize dikkatli gözlerle baktığımız da ne çok aynı tarz insan var.

En dindar veya en ilerici geçinen bile piyangodan para çıksa kendine ilk defa yapacağı lüks bir araba almak değil mi?

Toplumsal zekamız ve kültürümüz henüz ilkokul öğrencisi seviyesinde.

Bir belediye başkanı düşünelim mesela?

Dolmuşla işine gidiyor, posta ve koruma denilen gereksiz kalabalık tutmuyor çevresinde ?

Nasıl olur du?

Bence muhteşem bir tablo ama, bu tabloları ülkemizde görmek için bir 30 yıl, Adana ‘da görmek içinse bir 50 yıl gerekli.

Bir belediye başkanı düşünün, 2 milyonluk Adana’da, 15-20 kişilik şahsi koruma ekibiyle düğüne, cenazeye, toplantıya panele gidiyor...

Sanırsınız ki, Genel Kurmay Başkanı, Emniyet Genel Müdürü. Terör tehdidi altında görev yapıyor sanki beyler.

Sahi, bir tehdit alıyor olabilirler mi? Belki de...

Duygusal düşününce, haksız olduğuma karar verdim şimdi, korkmakta haklı olabilirler....

 
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —