Bir sabah bavulunu alıp gitti.
O günden beri ne bir ses, ne bir sözcük, ne de bir işaret.
Ne bir umut.
Hayli zaman olmuştu gideli.
Merak içindeydim.
Aramıyordu.
Mutlu muydu gittiği yerde?
Dönecek miydi?
Neler yapıyordu?
Bunun gibi bir yığın soru kafamın içinde dönüp duruyordu.
Umudumu yitirmek üzereydim ki bugün telefonuma fotoğrafı düştü.
Ah kalbim dedim!
Fotoğrafı görünce 2015'in noel gecesine gidiverdim.
Paris'in 9. bölgesindeki Capucunie Bulvarında, Opera Binasının mimarı tarafından tasarlanan ve 1862'de açılan bir zamanlar Emile Zola ve Guy de Maupassant'ın müdavimleri arasında olduğu Cafe de la Paix'deyiz.
Bütün masalar dolu.
Mirelle Mathieu " La Dernie Valse''i söylüyor.
Kafedekiler neşeyle şarkıya eşlik ediyor.
Şarap kadehleri sık sık havaya kalkıyor.
Mona ve ben de neşeyle şarkıya katılıyoruz.
İşte o gece bu kırmızı kazağı hediye etmiştim ona.
Bir de Yiğit Okur'un fransızca yazdığı "O zaman kim söyleyecek şarkıları" adlı kitabını...
Kırmızıyı severdi ve sıkça giyerdi bu kazağı.
Biraz hüzünlü gördüm.
Biraz yorgun.
Aydın Sihay