NEDİR HALKIN BU ENFLASYONDAN ÇEKTİĞİ!

NEDİR HALKIN BU ENFLASYONDAN ÇEKTİĞİ!

Enflasyon, yani fiyat artış canavarı! Farklı farklı hesaplayanlar var. TÜİK başka, ENAG başka, İTO da ise daha çok TÜİK’e yakın hesaplıyor. Ümit Dikbayır da eşiyle birlikte marketleri gezerek halka daha sahici gelenini yapıyordu. Ama şimdilerde Meral Hanım’ın banka hesaplarını incelemediğini ispatlamakla meşgul!

ENFLASYON NEDİR?

Neyse biraz ciddi tanımlamalara bakalım. Enflasyon nedir? Ekonomi kitapları, ekonomistler, siyasiler ne diyor.

 

  • Bilimsel olarak; ‘’Dolaşımdaki para miktarıyla, malların ve satın alınabilir hizmetlerin toplamı arasındaki açığın büyümesi nedeniyle ortaya çıkan fiyatların toptan yükselişi, para değerinin düşmesi biçiminde kendini gösteren ekonomik ve parasal süreç’’ olarak tanımlanır.


 

Ekonomi, Hazine ve maliye konusunda uzman Üstat Mahfi Eğilmez’e göre ise;

 

  • ’Enflasyon,çeşitli mal ve hizmetlerin fiyatlarının, aile bütçelerinde yer alan kullanım ağırlıklarına göre dâhil edildiği bir sepetin aylar itibarıyla değerindeki değişimle ölçülür. Bu sepete endeks denir. Endeksin genel düzeyinin sürekli olarak artmasına enflasyon denir. Bir başka tanıma göre paranın satın alma gücünün belirli bir dönemde düşmesine enflasyon denir.’’


 

Şeklinde tanımlıyor.

 

Süleyman Demirel ise bir söyleşisinde enflasyon için;

 

  • 'Türkiye'nin birinci sorunudur enflasyon. Hakikaten bugün, enflasyon dediğiniz halk günlük yaşar, halkın birinci sorunu geçim sıkıntısıdır. Esas enflasyon devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz. Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozan bir olaydır. Onun için batılılar, enflasyona bir numaralı halk düşmanı derler. Tek kollu canavar derler. Batı enflasyondan fevkalade çekinir.'


Sayın, Cumhurbaşkanı da tam bir yıl önce;

  • 12 Aralık 2022 Pazartesi günü Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada; ‘’Herkes enflasyonda hesabını yüzde 20'lere göre yapsın.’’


Demişti.

Ama enflasyon bu! Gazeteci, DEM Milletvekili veya  Belediye Başkanı değil ki tutup kolundan hapse atasın.

2023 Enflasyonu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’ 64,77 olarak, İstanbul Ticaret Odası (İTO) 74,88 olarak ve Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG)’ ise 127,21 olarak ettiler.

Hiç kimsenin artık inanmadığı TÜİK’in açıkladığı oran bile Cumhurbaşkanı’nın öngördüğünün 3 katından fazla, İTO’ya göre 4 kata yakın, ENAG’a göre ise 6 buçuk katı aşmış!

ENFLASYON NİYE BU HALE GELDİ?

2016 yılında enflasyon 8,53 olarak gerçekleşmiş, bu yıla kadar tek haneli olarak devam etmişti. 2017 de 11,92’ye, 2018 de 20,30’a, 2019 da 11,84. Kadar yükselmiş, 2021 Yılında hızlanmaya başlamış oran 36,08 olmuştu!

Peki nedir bu giderek tırmanmanın nedeni? Ekonominin bozulmanın ve yüksek enflasyonun nedeni sadece Hazine ve Maliye Bakanları ile Merkez Bankası Başkan atamalarının kuralsız ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın abartılı politik tercihleri mi?

Bunlar da var tabi. AKP’nin giderek içte ve dışta düştüğü moral ve motivasyon bozukluğunun tetiklediği ‘’cepheleşme’’, ‘’dış düşman’’, ‘’yerli ve milli olanlar, olmayanlar’’ ayrımı ile bozulan ‘’iç barış’’ ve ‘’antidemokratik uygulamalar’’ ve ‘’tek adamlığın’’ yarattığı etki ile yatırım ve finansman sağlayıcılarda ‘’güven ve istikrar’’ endişelerinin etkili olduğu hiçbir zaman gözden ırak tutulmamalıdır.

AKP’nin FETO ile olan iktidar kavgasını bütün muhaliflerine yöneltmesi, Gezi Olayları gibi bütün Dünyada ses getiren bir doğa olayına gösterilen ‘’demokratik tepkiyi’’ adeta ‘’kalkışma, hükümeti devirme’’ gibi göstermesi de içte ve dışta ekonominin bozulmasına etkisini hiçbir zaman anlamadı!

Yerel ve yüksek yargıyı karşı karşıya getiren, bölen, biri birilerine hasımmış gibi ortam yaratılması, Anayasa’nın her herkesin uyması gereken yerleşik kararlarına uymamak suretiyle; Anayasa’yı adeta eski deyimi ile; ‘’Tamamını veya bir kısmını tağyir (Başkalaştırma, bozma), tebdil (Değiştirme) veya ilga (Geçerliliği sonlandırmak) etmek değil midir?

Bu hükümlerle Deniz ve arkadaşları idam edilmedi mi? Ki onların o dönemdeki Anayasayı değil karşı olma savundukları da bilinmesine rağmen.

Anayasa Mahkemesi Kararlarına karşı olmak, hükümlerine katılmamak onları uygulamamak anlamına gelmez. Bu hukuk, yasa, anayasa tanımazlığın Türkiye’nin ekonomik ilişkilerini, borçlanmasını etkilemediği mi zannediliyor! Saydığımız bütün ve daha niceleri ekonomimizi, demokrasimizi ve kalkınmamızı olumsuz etkilemediği mi zannediliyor?

Türkiye uluslararası kuruluşlarla ekonomik, demokratik ve ikili ilişkilerini bir düzene koymadan, yönetim ve denetim kurumlarını ahenk içinde çalıştırmadan ne enflasyonu düşürebilir ne de borç ve döviz sarmalından kurtulabilir.

Sabri Arpaç

sabriarpacymm@gmail.com

 

 

Sabri ARPAÇ

7.01.2024 15:08:32

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI