Matbaa Osmanlıya Avrupa’dan tam 270 yıl sonra gelmişti.
Herkesin bildiği gerekçeleriyle bir kaz daha hatırlayalım:
Osmanlı anadilinin yazma ve okuma boyutuyla ilgilenmeyen bir toplumdu.
Ortada yayılacak bilgi ve bu bilgileri talep edecek nitelikte insan yoktu ve belli nitelikteki bilgilerin geniş kitleler arasında yayılması istenmiyordu.
Sultanahmet’teki yüzlerce hattat işlerini kaybetmek korkusuyla matbaaya karşı çıkıyordu.
Tek merkezden yönetilen Osmanlı toplumunda, kul ve padişah ilişkisinin devam etmesini arzulayanlar, dönemin insanlarının kulluktan çıkıp, bilgi sahibi olmasını engellemek istiyorlardı.
VE BAĞNAZLIK…
Şeyhülislam fetva vermiyordu (!)
Matbaa gavur icadıydı (!)
Matbaada kullanılan mürekkepte domuz yağı kullanılıyordu (!)
Dini kitapların matbaada basılması günahtı (!)
CUMHURİYET ÖĞRETMENLERİ…
ÖĞRENMENİN EN GENEL YÖNTEMİ OKUMAKTIR.
ÖĞRENCİLERİMİZİ NE ÖĞRETİRSEK ÖĞRETELİM AMA HER ŞEYDEN ÖNCE OKUMAYI SEVDİRELİM VE KİTAP OKUTALIM.
AMA İNANDIRICI OLMAK İÇİN ONLARDAN ÖNCE BİZ OKUYALIM