Katıldığım kültür sanat etkinliklerinden birinde her zaman yaptığım gibi önce yan masada oturan yazar arkadaşa selam verip
tanıştım.
Bu tür etkinliklere daha çok yeni insanlar tanımak yeni arkadaş ve dostlar edinmek için katılıyorum.
Kitaplarımı beğenip okumak için satın alan olursa da onlara iyi dileklerimi ifade eden notlarla imzalı olarak veriyorum.
İmza günlerinde tanıştığım yazar ve şair arkadaşlara da kitaplarımdan mutlaka hediye ediyorum. Onlar da bana verirse mutlu oluyorum.
Bu arada özellikle öğrencilerden kitabımı beğenip de parası alacağı kitaplara yetmediği için almaktan vazgeçenleri kesinlikle geri çevirmiyor hediye olarak veriyorum. Çünkü benim için öncelik kitabımın okunmasıdır.
Yan masada oturan yeni tanıştığım yazar arkadaş imzalayıp verdiğim kitabımın sayfalarını karıştırırken "Daha çok hangi yazarların kitabını okuyorsun?" diye sorduğumda aldığım cevap beni şaşırtmıştı.
"Yazmaktan okumaya pek fırsat bulamıyorum" deyince, "Nasıl yani?" diye karşılık verdim, kaşlarımı çatarak.
"Boş zamanlarımı yazarak değerlendiriyorum. Arada fırsat bulursam gazete dergi falan da okuyorum. Zaten okuyacak fazla bir kitap da yok. Önüne gelen yazar olmuş" dedi.
"O konuda bir şey diyemeyeceğim. Okumak da yazmak da kişinin kendi keyfine bağlı. Ama ben okuyacak kitap bulmada pek sıkıntı çekmiyorum. Hatta okudukça daha fazla okuyasım geliyor. Bu konuda kütüphaneler çok işime yarıyor" dedim
Cevap vermedi. Etrafa bakınmaya başladı. Anladım ki dinlemekten de hoşlanmıyor. Sohbeti kestim.
Kitap okumaktan çocukluğumdan beri keyif alırım. Çocuk hikaye kitapları ve çizgi romanlarla başlayan okuma alışkanlığım hala devam ediyor. Beni saran, beğenerek okuduğum kitapları bitirmeden rahat edemiyorum. Ve her kitaptan yeni bir şeyler öğreniyor, okumam gereken çok daha fazla kitap olduğu düşüncesine kapılıyorum.
Bu arada şunu da düşünmeden edemiyorum; okumayan insanlar bu dünyada neler kaçırdığının hiç farkında olamıyorlar. Onlar için üzülmüyorum desem yalan olur.
Son zamanlarda okuyacağım kitapları kütüphaneden ediniyorum. Yahya Kemal Kültür Merkezi içindeki Tekirdağ İl Halk Kütüphanesi'ne bir hafta, on günde uğrayıp aldığım kitapları teslim ettikten sonra yenilerini alıyorum. Her kitabın on beş gün okunma süresi var. Kalın ve zamanında bitirilemeyenler için telefon edip süre uzatılabiliyor.
Kitapevlerinden ya da imza günlerinde yazarlarından kitap satın almak elbette iyi bir olay. Emek verip, yazan insanlara teşvik amaçlı destek olmak gerek. Ancak okurların çoğunun şikayet ettiği konuların başında kitapların pahalı olması geliyor. Çok haklılar. Bunun için kütüphaneler gerçekten de çok işe yarıyor. Hem kitap seçme şansı çok fazla hem de bedava. Ayrıca evde okunmuş kitap biriktirme sorunu da olmuyor.
Okuma ve yazma olayına gelince; bence okumaya fırsat yaratmayan, 'okumak için zaman bulamıyorum" ya da "okuyacak kitap bulamıyorum" gibi bahanelerin arkasına sığınıp da başka yazarların kitaplarını okumayanlar kendileri de yazmasın. Onları da kimse okumaz.
Kendini yazar olarak gören, kitap bastırıp satan ve çok okunması ümidine kapılanlar boş yere hayal kurmuş olur.
Başkalarının ne yazdığını nasıl yazdığını neden yazdığını merak etmeyenleri hiç kimse merak etmez. Bir şekilde kitabını alıp okumak istese bile boş cümlelerden sıkılıp elinde fazla tutmaz.
Yazar olmak öncelikle iyi bir okur olmaktan geçer.
T.D. (19.10.2025/Tekirdağ)
