OLGUNLUK MESELESİ...!

Her insan kendisinden beklenilen olgun davranışları gösteremez. Olgunluk herkese mahsus bir meziyet değildir.

 

 

Bana göre bir kişi, ailesinden aldığı genetik özellikler, eğitim, yaşadığı çevre, gezip görme ve okumakla edindiği bilgi, tecrübe ve birikimle gelişip, olgunlaşır.

Aslında insan da bir meyve gibidir; ancak dalında olgunlaşıp, istenilen kıvama gelir.

Olgunlaşmanın, yani başkalarına zarar vermeden, bir topluluk içinde nasıl davranılacağını bilen, başkalarına karşı saygılı, şiddetten uzak, anlayışlı ve bilgili biri olmanın temeli ailede atılır.

Aile içinde gördükleri, kendisine empoze edilen davranış şekilleri, öğütler, nasihatler, kişiyi çocukluktan itibaren eğitip, geliştirir. Tabii çevresindeki insanlardan iyi örnekler alması için iyi bir gözlemci olması da çok önem taşır.

Çocuklukta edinilen davranış ve alışkanlıklar ise kolay kolay değişmez ve insanla birlikte yaşar.

Olgunluk olayı da edinilen iyi davranışların toplum içinde dışa vurumu ile kendini belli eder.

Bazı kişilerin olaylara ve kişilere yaklaşımı, başkalarının, onun için "ne kadar olgun ve anlayışlı biri" demesine neden olurken, bazıları ise itici konuşmasıyla, yaptığı kaba saba hareketlerle göze batar, bulunduğu yere rahatsızlık verir. Böyleleri için de genellikle “yontulmamış” benzetmesi yapılır.

Bu; ona, göze hoş gelen bir şekil verilmemiş demektir.

Nasıl ki bir heykeltıraş, insan eli değmeden önce doğada kaba bir taş olarak varlığını sürdüren mermeri muhteşem eserlere dönüştürebiliyorsa, insan da öyledir.

Özü kaliteli, eğitilebilir, öğrenebilir bir yapıya sahip olan kişi, ailesinde ve okulda iyi bir eğitim alır, yaşadığı çevreden de güzel alışkanlıklar edinirse, başkasına zarar vermeyen, arkadaş ve dost olarak aranılan, beğenilen biri haline gelebilir.

Tabii zaman içinde edindiği bilgi, tecrübe ve davranışlarla da daha oturaklı ve olgun bir yapıya kavuşabilir.

Yani olgun bir kişiliğe sahip olabilmek için doğuştan sahip olunan bazı kişilik özelliklerinin üzerine, yaşarken edinilmiş bilgi ve davranışların da koyulması gerekir.


Tuncay DAĞLI

20.04.2024 20:17:00

YAZARLAR


BURUN TIKANIKLIĞI NEDEN GECE SAATLERİNDE ARTIYOR

YAPAY ZEKA KONFORU PSİKOLOJİK RİSKLER BARINDIRIYOR!

ÇOCUKLARDA EKLEM AĞRISI MASUM OLMAYABİLİR!

Oktay EROL yazdı/ ASGARİ ÜCRETLE “AÇ” KALINIR!

Ergül HALİSÇELİK Yazdı / ZAM VAR, GEÇİM YOK: ASGARİ ÜCRET ORTALAMA OLDU, AÇLIK SINIRININ ALTINDA

Adnan GÜMÜŞ Yazdı/ ÜNİVERSİTEYİ 3 YILA DÜŞÜRMEK DOĞURGANLIK ORANINI ARTIRIR MI?

ZEYTIN VE ZEYTINYAĞI SEKTÖRÜNDE GÜÇLER URGE PROJESI’NDE BIRLEŞTIRILECEK

AKTİF YAŞ ALMA ATÖLYESİNDEN ETKİNLİK

SARİÇAM BELEDİYESİ, "DÜNYADA İLK"OLARAK DUYURDU

YILIN İLK KITAP FUARI, ADANA’DA AÇILIYOR!

YÜREĞİR KENT LOKANTASIYLA TANIŞTI

TGC: TEHDİT, HAKSIZ GÖZALTI VE TUTUKLULUK UYGULAMASIYLA HABER ALMA HAKKI ENGELLENEMEZ

MUSİKİDE MUHTEŞEM ZAMAN YOLCULUĞU

Düzgün COŞKUN Yazdı/ "BU KORİDORDA KAPILAR HABERCİLER İÇİN AÇIK"

Sabri ARPAÇ Yazdı / SON TORBA YASADAKİ VERGİ DEĞİŞİKLİKLERİ

BULUT, SİLİVRİ’DEKİ BAŞKANLARI ZİYARET ETTİ

SUAT HAYRİ AKARÇAY VEFAT ETTİ